15 Temmuz: Yapılması gerekenler yapılmazsa…
15 Temmuz darbe girişiminin sona ermediğini, Gaziantep (50 kişiden fazla vatandaşımızın katledildiği menfur saldırı) ve Şavşat/Artvin (CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na yapılan suikast teşebbüsü) saldırıları gösteriyor…
Gaziantep saldırısı, bölgede iç savaş çıkarma denemesidir ki; devamında bölgedeki illerde benzer teşebbüs ve saldırıların olacağının ilk habercisidir…
Şırnak/Cizre’de de Gaziantep benzeri bir vahşi saldırı yapıldı, bu yazının yazıldığı gün ve saatlerde, maalesef 11 polisimiz şehit oldu, 80 kişiden fazla da yaralımız var…
Şavşat/Artvin suikast teşebbüsü de, Sermaye’nin taktik ve strateji değişikliklerinin işareti yani 15 Temmuz sonrasındaki yeni saldırı şekillerinden birinin habercisidir…
15 Temmuz, aslında Ergenekon ve Balyoz operasyonlarından sonra, Millî Ordumuza yapılmış ve vurulmuş ikinci büyük darbeydi ama “Fırat Kalkanı” ile gerekli cevap verildi; Millî Ordu 12 saatte Cerablus’a hâkim oldu! Bu hâkimiyet aynı zamanda Türkiye’nin Sermaye’ye ve onun taşeronu olan bütün Batılı devletlere 15 Temmuz cevabıdır…
Bu özel tahlillerden sonra, daha genel bir tahlile geçelim.
***
Sermaye’nin daha büyük ve daha genel bir planı vardır. O plan da şudur. Önce Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ve Türk Ordusu’nu zayıflatmak, ondan sonra da dışarıdan, özellikle de güneyden taşeronlarla saldırarak Türkiye’yi parçalayıp Sevr’i tekrar uygulamak...
SERMAYE II. Sevr’i, Suriye’de hâlen asker bulunduran dünya devletlerine (ABD, Fransa, İngiltere, Rusya vs) ve maşası örgütlere Türkiye’yi işgal ettirerek bölmek şeklinde uygulamak istedi; aynen yüz yıl önce yaptırdığı gibi! Madem yüz yıl öncesine gittik, önemli bir detayı tekrar hatırlayalım: I. Sevr ve Lozan sonrasında kurulan Türkiye’de, dinsiz/ateist ve Sermaye’nin kendisine tetikçilik yapacak bir devlet olması şartları dayatılmıştı. O zamanki yöneticilerimiz Türkiye’nin dinsizleştirileceğine söz verdiler ama Türkiye dinsizleşmedi!..
İşte…
15 Temmuz ve önceki darbelerle, Sermaye her seferinde, bir türlü dinsizleşmeyen ve kendisine bölgede jandarmalık yapacak şekilde tetikçi olmayan Türkiye’den, bu sözünü tutmamasının intikamını alıyor ama Türk Milleti de her seferinde pes etmiyor…
15 Temmuz bunu açık seçik gösterdi, Türk Milleti kendisi için “milat” olacak ve bütün dünyaya da örnek olacak bir “direniş” sergiledi, hâlen de sergilemeye devam ediyor…
Ancak…
15 Temmuz ile ilgili olarak önce “teşhis” ama hemen ardından ve devamında “tedavi” içerikli genel değerlendirmelerimizde hatırlattığımız üzere; her şeyden önce, bu büyük musibet artık bir an önce bin nasihat mesabesine geçmeli ve gerekenler yapılmalı…
1. Bu merhaleye geçilmezse yani YAPILMASI GEREKENLER YAPILMAZSA…
2. Burada şimdilik saymaktan imtina ettiğimiz yanlışlar yapılmaya devam edilirse…
3. Bunun da ötesinde, “yeniden yapılanma” ve merkezi yönetimin terk edilmesi sonrasında “yerinden yönetim” merhalesi dediğimiz sisteme gidilmezse…
4. Bu köşede her fırsatta dile getirdiğimiz “SOSYAL TUFAN” seviyesindeki sorunlara kesin olarak tek çare-çözüm-tedavi reçeteleri olan genel olarak “ADİL DÜZEN” ve özel olarak “ADİL EKONOMİK DÜZEN” merhalelerine tedricen geçilmezse…
15 Temmuz sonrasında oluşan fırsat ortamı da heba olmuş olacaktır, maalesef…
***
Bugünkü uyarılarımı “özel bir hatırlatma” ile bitireyim: Bu hatırlatmamın “muhatapları” onlarca (hattâ yüzlerce) kişidir ve onlar kendilerini iyi biliyorlar…
15 Temmuz öncesinde ve sonrasında kendilerine zaman zaman çağdaş ulaşım araçları ile veya yüz yüze görüşmelerimizde hatırlattıklarımı tekrar hatırlatmış olayım…
O hatırlatmalarımın neler olduğunu onların her biri çok iyi bilmektedirler ve bizim yaptığımız da sadece Kur’an’ın emridir; “Bize düşen mübin/açık tebliğdir.” (Âyet; 36/17)