Yeni Bir Dünya ve ADİL DÜZEN
Reşat Nuri EROL
Kurban Bayramı’nın ardından (ilk yazı) yine klasik ve adeta kanıksanmış sorunlar deryasından oluşan gündemimize döndük!..
Yeni bir sistem, düzen ve medeniyet arayışı (ikinci yazı) ise malumunuz olduğu üzere, bizim çalışmalarımızın ana mihverini oluşturuyor…
İnsanlık sadece “kriz/ler” sebebiyle değil, hayatımızın her alanını tahakkümü altına alan “sosyal tufan” içinde debeleniyorken; biz kırk-elli yıl önce inşa edilmesi gereken çağımız “Nuhun Gemisi”ni inşa etmek amacıyla yola çıktık… Yolculuk devam ediyor… İnşa hareketi de devam ediyor… Maalesef her türlü ilgisizlik/ler de devam ediyor…
Daldıkları derin gaflet deryasından uyanmamakta ısrarcı olan ve “summun-bukmun-umyun” oyununu oynamaya devam edenler, artık yavaş yavaş uyanmaya ve bazı itiraflarda bulunmaya başladılar gibi; onlara da “Günaydın!” (üçüncü ve son yazı) demiş olduk…
Dün, bütün günü bayram dönüşü İzmir-İstanbul yolunda geçirdim, yol boyunca günlük gazeteleri inceledim; haberleri, yazılanları, yazarların yorumlarını, derinliği olmayan sathi değerlendirmelerini okudukça üzüldüm… Hele Van Depremi ardından yaşanan yeni deprem ve gelişmeler gerçekten ürkütücü… Maalesef bir taraftan “sistem, düzen ve yönetim” diğer taraftan “insanlık ve ahlak” olarak bazı yönlerimizle ölmüşüz de ağlayanımız yok!..
Ali Bulaç, “İdrak tutulması” başlıklı yazısında (12.11.2011) meselenin derin sebebine işaretle, “Bir fasit daire içinde hareket, her geçen gün ruhu biraz daha karartıyor, S. Hüseyin Nasr’ın deyimiyle kararan ruh idrak tutulmasına yol açıyor.” diyor. “En doğrusunu Kur’an buyurmuştur: “Allah’ın unutulması.” Allah’ı unutan insanlar bir süre sonra kendi nefislerini, özvarlıklarını da unutur hale gelirler ki, idrak tutulmasının sebebi budur.” Bu hatırlatmanı hitamında söyledikleri yapılması gerekenler açısından önemli: “Geldiğimiz yeni beşeri durumda farklı bir varlık tasavvuruna ve hayat tarzına ihtiyacımız var.../ Elbette yeni bir dünya mümkündür. Daha adil, daha özgür ve ahlaki değerlere daha bağlı bir dünya...” Bu kadar!
Mahir Kaynak ise “Yeni Düzen ve ülkemiz” başlıklı yazısında (12.11.2011) önce çok önemli bir soru soruyor: “Soğuk Savaşın bitiminden beri şu soruya cevap arıyorum: Dünyada yeni denge nasıl kurulacak ve bu hangi süreç içinde gerçekleşecek?”
Sorulan sorudan daha önemli olan sorunun cevabıdır, onu da yazının sonunda bulabiliyoruz: “Ortadoğu sahip olduğu enerji kaynakları nedeniyle dünya üzerinde geçerli bir paranın toplanma yeridir. Bu sermayenin dolar olarak ifade edileceği anlaşılıyor. Ayrıca bu bölgenin yüksek gelirini lüks harcamalara tahsis etmesinin yolu açılırsa AB’den kopan ülkeler bu bölgeyle ticaret yapabilir. Bizim de içinde olacağımız bir model kuruyorum. Yunanistan ve İtalya merkezi Türkiye olan bir siyasi ve ekonomik birlik içinde olurlar.../ Yunanistan ve İtalya’da parasal konuda ihtisası olan kişilerin yönetimi ele geçirmeleri onların başarısız olacaklarını göstermek içindir. Yani sorunun parasal önlemlerle çözüleceği iddia edilirse bu yolun denendiği ve bir sonuç alınamadığı söylenecektir.”
Tesbit, teşhis, tahlil ve genel değerlendirmeler böyle, şimdilik bu kadar!
Evet… “Şimdilik bu kadar” dememin sebebi var. Yazımın başında dediğim neydi; yolculuk devam ediyor, inşa hareketi de devam ediyor ama maalesef bu yolculuğa ve inşa hareketine olan çok yönlü ilgisizlik/ler, nankörlük/ler ve daha bilmem neler de neler aynen devam ediyor; “körlük-sağırlık-dilsizlik” de devam ediyor… “Allah’ın unutulması” yani O’nun nizamının, sisteminin, düzeninin, medeniyetinin unutulması devam ediyor…
Merhum Millî Görüş Hareketi Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan, “Yeni Bir Dünya ve Adil (Ekonomik) Düzen” diyerek görevini tamamladı, bu isimde bir kitabı bizlere miras olarak bıraktı… Bu vesileyle, bir kere daha, iki-üç aydan beri haftalık çalışmalarımızda bu kitap üzerinde geniş çalışmalar yapmakta olduğumuzu ilgilenenlere müjdelemiş olalım…
Yeni Bir Dünya ve ADİL (Ekonomik) DÜZEN…