PKK, deprem, devlet, düzen…
Reşat Nuri EROL
Devlet olarak, düzen olarak, sistem olarak, bu ülkede yaşayan insanlar olarak, “terör ve deprem” ile sarsılıp kendimize gelmemiz mümkün mü?!.
Daldığımız her türlü derin gaflet uykularından uyanmak mümkün mü?!.
Bu bela, bu bataklık, bu musibet, bu kriz/ler, bu afet, bu terör, bu katliam, bu savaş, bu deprem ve “SOSYAL TUFAN”dan kurtulmak için artık “yeni bir devlet, il, ilçe, bucak düzeni”ne yani “Adil (Ekonomik) Düzen”e geçmek mümkün mü?!.
Farkındayım, uzun bir şikayet dökümü oldu ama dertlerimiz de öylesine büyük ve uzun ki, hepsini sıralamaya kalksam, sadece dertlerimizin dökümü bir sayfa olur!..
Ama bu kadarcığı bile YETSİN ARTIK!..
***
Bir yazar (M. Nedim Hazar, Zaman), bugünkü yazısının başlığında “Devlet!” deyip ülkemizde var olan “devlet düzeni”ni anlatmış: “Evet, doğru... Büyüktün, çok büyük hem de. Gerektiğinden kat be kat büyük. Hatta hantal belki. Ama serttin, soğuktun, merhametsizdin. Sana kim “Baba” ismini taktı bilmiyorum.../ Korkardım ve inceden kıl olur, sevmez, hatta nefret ederdim. Bürokrasi demektin zira, üretimsizlik, hantallık, yavanlık demektin benim için.../ Çok acı çektirdin, çok zulmettin, çok can yaktın... Sen bir deyiş üretmiştin, ‘Her şeyi devletten beklemeyin’ diye, ben hiçbir şeyi senden beklememeye evriltmiştim onu…/ İşkence yapar, hak hukuk arayışımızı on yıllara yayardın.../ Eskiden böyle olsan, belki bu kadar çürük yapılmayacaktı o binalar, en ufak bir titremede yerle yeksan olmayacaktı beton mezarlar.../ Farkındayım, elbette birdenbire badem gözlü yapmıyorum seni, tamamen değiştin de, diyemem. Bunun biraz da bize yani millete bağlı olduğunun da farkındayım doğrusu. Ama... Hani nasıl derler ‘ben de sana karşı boş değilim’ artık... Yani sanırım, yani galiba...”
Bu şikayetnameyi yazan yazarın Hocaefendisi (Fethullah Gülen) ile benim kırk yıllık Hocam (Süleyman Karagülle), 1965 yılında İzmir’de birlikte çalışmaya başlamışlar ve üç yıl kadar her hafta seminerler yapmışlar… Sonra uygulama olarak birlikte yola çıkma kararı almışlar ama anlatması uzun bir hikâye veya roman olacak şeyler olmuş; ayrılmışlar!.. Ayrılış o ayrılış; bütün dünya ile diyalogda olanlar, en yakınlarındakilerle diyalogdan uzaklar!..
Biz bu arada o zamandan beri yani kırk yılda bu şikayetnameye yani bu “zalim devlet düzeni”ne alternatif ve de derman olacak kırk bin sayfa “çare ve çözüm” yazdık…
Bu çare ve çözümü yani “Adil (Ekonomik) Devlet Düzenini” değil Erciş’te, değil Van’da, değil Doğu Anadolu’da, değil Türkiye’de; bütün dünyada duymayan kalmadı…
Geçenlerde (15.10.2011) yazdığım “Amerikan ‘Adil Ekonomik Düzen’ Baharı” başlıklı yazımda belirttiğim üzere, Amerikalılar bile “Adil Ekonomik Düzen” diyormuş… Amerika’daki bahar ayaklanmalar değerlendirmelerinde Adalet (ben “Adil Düzen” diyorum) ve Adil Ekonomik Düzen söylemi, itirazların içinde ayrı bir yer tutuyor imiş…
Peki, ey DÜNYA DİYALOGCULARI, siz kırk yıldan beri nerelerdesiniz?!.
Hele hele kırk yıllık Millî Görüş gömleklerini çıkarıp batmakta olan AB ve ABD yani “Batı zalim düzeni”nin her türlü kurumlarının peşinde kuyruk olan ve onlarla açık-gizli işbirliği yapanlar; peki, siz de aynı çıkmaz yollarda yürümeye devam edecek misiniz?!.
***
Erciş böyle, Van böyle, Doğu Anadolu böyle, Türkiye böyle, dünya böyle!..
21. yüzyılda insanlık böyle zalim bir “devlet ve dünya düzeni” ile yönetiliyor!..
Bizim 1200 sh.lik “İSLÂM Devlet ve Dünya DÜZENİ” kitabımız depoda bekliyor!..
Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın ilim adamı, siyasetçi ve devlet adamı olarak, neredeyse ülkemizin her ilçesinde, her ilinde, her bölgesinde anlattığı ve bütün dünyaya duyurduğu “Adil (Ekonomik) Düzen”, onu anlayıp uygulayacak müntesiplerini bekliyor!..
Terör ve deprem bir yana, içinde yaşamakta olduğumuz “SOSYAL TUFAN” bizi ve bütün beşeriyeti tamamen uyandırıp “Adil Devlet Düzeni”ni görünceye kadar, bekliyoruz...