Sömürü tezgahına çözüm: Adil Ekonomik Düzen-2
İlk iki yazımızda ne demiştik? 200 kadar Yahudi ailenin kontrolünde olan tekel sömürü sermayesinin dünyayı faizli sistemde nasıl yönettiğini ve bütün beşeriyeti nasıl sömürdüğünü anlatmıştık... Ayrıca… Bundan sonra “Adil (Ekonomik) Düzen”e göre anlatacağımız çare ve çözümlerin daha iyi anlaşılması için -okumayanlar için yazıyorum- öncelikle o makalelerimizin okunması gerektiğini hatırlatmıştık…
Ve… Bu hatırlatmadan sonra, orada kaldığımız yerden devam etmiş, “tesbit ve teşhislerden” sonra “çare ve çözümlerimizi” içeren iki ana maddeyi sunmuştuk…
Üçüncü ve dördüncü ana çözüm maddelerimizi de bugün sunuyoruz…
***
ÜÇ: İşçilerin yani emek sahiplerinin, daha doğrusu üretici emekçilerin emeği karşılığında basılan para yalnız işçilere değil, işverenlere de kredi olmuş olacaktır.
Nasıl?
a) İşçiye “Emek Kredisi” verdiğinizde işverene de kredi vermiş olursunuz. Çünkü işveren sonuç olarak bu emek sahiplerini çalıştırmış olacak ve üretim yapacaktır.
b) Halka “Sipariş Kredisi” vermekle bakkala, mağazaya, tüccara, işverene ve işçiye de kredi vermiş olursunuz. Çünkü halk sipariş verirse bu krediyi kullanmaktadır.
c) Elde edilen mamulden ona pay ayrılmakta ve ona karşı hizmet sektörleri de o paradan yararlanmaktadırlar. Yani mal kadar para çıkmaktadır.
d) Devlet ve sosyal güvenlikte bu şekilde denge sağlanır. Döngüde para artmaz mal artar. Sonra ambarlara giren mal kadar senet çıkar, kasalara giren senet kadar para çıkar.
***
DÖRT:
Kapitalistler ekonomiyi tüccara teslim ederler...
Sosyalistler tüccarı ortadan kaldırırlar...
“Adil (Ekonomik) Düzen”de ise tüccar ticaret yapar ama tekel oluşturmaz, serbest rekabet içinde ticaret yapar... Parayı sermaye (özellikle sömürü sermayesi) değil kooperatifler çıkarır... Kooperatifler ne üretim, ne tüketim, ne de ticaret yaparlar...
***
“Adil (Ekonomik) Düzen”de ABD’deki 200 Yahudi sermayedar ve diğer sermayedarlar yok olmayacaktır, onlar varlıklarını sürdüreceklerdir. Ne var ki karşılıksız para çıkararak değil, İstanbul’daki kuyumcuların çıkaracağı altın parayı kullanarak dünya ticaretini yine ellerinde tutacaklardır. Bir de aralarında tekel oluşturmayacaklardır. Çünkü onlarla rekabet edecek pek çok tüccar piyasada iş yapacaktır. Bunlar insanlık tüccarlarıdır. Bunlar ülke tüccarları ile alışveriş yapacaklardır. Ülke tüccarları il tüccarları ile alışveriş yapacaklardır. İl tüccarları da bucak tüccarları ile alışveriş yapacaklardır.
İnsanlık tüccarları belki de yine 200 aileden oluşacak, belki de azalacaklar, belki de çoğalacaklardır. Bunların bir kısmı devreden çıkacak ve ülke tüccarı olacaklardır. Ülke tüccarlarından bir kısmı da insanlık tüccarlığına yükseleceklerdir. Bunlar Yahudi olabilirler. Başkaları da insanlık tüccarı olabilir.
Yahudilerin avantajları olabilir. a) Yahudiler ticareti diğer bütün kavimlerden daha iyi bilmektedirler. Dolayısıyla onlarla rekabet etmek zannedildiği kadar kolay değildir. b) Yahudiler bugün ellerinde bulunan büyük sermayeyi elde etmişlerdir. Bu beşyüz yıllık hizmetleri karşılığıdır. Kurumsallaşmış bu firmalarla yeni firmaların birden rekabet etmeleri çok zordur. c) Onlar şimdi pazarlarını kurmuşlardır, müşterileri vardır, hazırdır. Sermayeleri olmasa bile halk onlarla iş yapacaktır. d) Allah bu kavmi örnek olarak insanlığa göstermiş, tarihte onlara insanlığı uygarlaştırma görevi vermiştir. Eğer “Adil (Ekonomik) Düzen”e gelirlerse görevlerine devam edecekler, yoksa helak olup gideceklerdir...