Allah’tan ümit kesilmez…
Reşat Nuri EROL
İlk yazımda “Allah nurunu tamamlayacaktır…” dedim, dört-beş gün önce; sonra “Müslümanlara lâiklik ihrac etmek!” dedim, hemen bir gün sonrasında…
Önce, yazılarımın bu başlıklarla yayımlandığı gün, diğer yazılarıma nisbetle daha fazla tıklandığını yani okunduğunu fark ettim… Sonra her gün farklı ilgi ve tepkilerle karşılaştım… İlgi hâlen devam ediyor… Daha da devam edeceğe benziyor…
Bizim de istediğimiz bu; tartışmak, görüşmek, hakkın ve hakikatin ortaya çıkmasını sağlamak ve elbette en sonunda uygulandığını görmek ve yaşamak…
Evet, ilmî çerçevede herkesle ama kapalı kapılar ardında ve gizli toplantılarda değil, özellikle “bizim de mutlaka içinde olacağımız halka açık şeffaf ortamlarda” tartışmak; çünkü “barika-i hakikat müsademe-i efkardan doğar” demiş bir şairimiz ve de atalarımız…
Önceki yazılarımın muhtevasını tekrar hatırlatmaya gerek yok, sadece başlıklarından bile dikkatli ve müdavim okuyucularım ne demek istediğimi biliyorlar…
Bilmeyenlere bir cümlelik uzunca bir hatırlatma:
Birileri karşı çıksa, 14 akademisyenle karşı raporlar hazırlayıp inkâr etse bile; Allah nurunu yani bizim “Adil (Ekonomik) Düzen” dediğimiz düzenini/nizamını tamama erdirecektir; birileri Müslümanlara “sadece kendi anlayışlarındaki” veya Türkiye’de uygulanan “dinsiz/düzensiz zalim lâikliği” ihrac etmeye kalkışsa bile, Allah bu konudaki nurunu yani “Adil Düzen Lâikliğini” de tamamlayacaktır…
Ne demek istediğimi asıl anlaması gerekenler, sadece bu cümlemden bile anlaşılması gereken şekliyle anlamışlardır; bu konuda -özellikle onlara- bundan başka bir şey demeye gerek yok! Ama onlar anlamalarına ve bilmelerine rağmen yapılması gerekenleri yıllardan beri veya özellikle iktidarda oldukları on yıldan beri yapmadıklarına göre; bizim de bunları deme, söyleme, yazma ve hepsinden daha önemlisi artık onlardan ümidimizi kesme hakkımız var… Evet, onlardan ümidimizi nerdeyse kestik, kesiyoruz, tamamen kesmek üzereyiz ama…
- Allah’tan ümit kesilmez…
- Hak’tan ve halktan ümit kesilmez…
- Gelecekten ve gelecek nesillerden ümit kesilmez…
- Ümit kesilmeyeceğine göre biz de onlar için yazıp söylüyoruz…
Ve diyoruz ki:
- Birileri yani onlar kerih görse bile, Allah nurunu tamamlayacaktır…
- Birileri, başka birileri ile işbirliğinin ötesinde bir de bu işbirliğinin eş başkanlığını yaparak Müslümanlara sadece kendi anlayışlarındaki veya Türkiye’de uygulanan “dinsiz/düzensiz zalim lâikliği” ihrac etmeye kalkışsa bile; Allah elbette bu konudaki nurunu yani “Adil Düzen Lâikliğini” de tamamlayacaktır…
Onun ne demek olduğunu “Lâ ikrahe fi’d-diyn” ve “Leküm diynüküm veliye diyn” ilâhi ifadelerinde özü anlatılan prensiplerde buluyoruz… Gelin; önce bu gerçeği tartışalım, anlaşalım, “Anayasa” hâline getirip uygulayalım; ondan sonra sadece Müslüman ülkelere değil, bütün beşeriyete/insanlığa ihrac edelim…
Gerçekten bilip uygulamak isteyenler için kaynak; S. Akdemir’in Ord. Prof. Dr. Sulhi Dönmezer ile yaptığı “Ceza Hukukunda Mağdurun Korunması” doktora çalışmamızda (ki Erbakan Hocamızla başlatılan “Adil Düzen” çalışmalarımızın ve “lâiklik” anlayışımızın kaynağıdır) ve bu doktoraya istinaden hazırlanıp sonrasında yayımlanan “Sosyal Denge-I” (İşaret y.) ile “Sosyal Denge-II” (İz y.) kitaplarımızda…
Bu köşede yıllardan beri günlük olarak yayımlanan 1200 makalemizde…
1200 sayfalık “İSLÂM Devlet ve Dünya DÜZENİ” (KOBA y., büyük boy iki cilt) kitabımızda ve yayımlanmış/yayımlanmamış diğer onlarca/yüzlerce kitaplarımızda…
Ayrıca, 1967 yılından yani 40 yılı aşan zamandan beri neredeyse “40 bin sayfayı aşan” ve pek çoğu “uygulamalı deneyimlere dayanan” daha nice çalışmalarımızda…