Dolar batınca yapılması gerekenler
Reşat Nuri EROL
Doların batacağını önceki yazımızda hatırlattık...
Dolar batınca dolarla birlikte kimlerin batacağını yazdık…
Doları kimlerin batırmakta olduğunu veya batıracağını da yazdık…
Geriye ne kaldı? Dolar batınca yapılması gerekenler…
Daha doğrusu dolar bir gün aniden batmadan önce yapılması gereken hazırlıklar…
Devlet/ler, halk/lar ve fert/ler şimdiden bu hazırlıklara başlamalı, şimdiden yapılması gerekenleri yapmalı, şimdiden yapılabilecek denemeler ve uygulamalar yapılmalı…
Doların batacağı konusunda anlaştıysak, o zaman batan dolar sonrası yapılması gerekenler üzerinde durabiliriz; doların batacağına inanmayanlar ise yazımın bundan sonrasını okumayabilirler, onlar karşılıksız faizli doların peşinde koşmaya devam edebilirler...
***
O halde neler yapılmalıdır, dolar batınca yapılması gerekenler nelerdir?
ABD Yahudileri de dahil olmak üzere bütün dünya, bütün beşeriyet, insanlığın tamamı artık “Adil (Ekonomik) Düzen”e inanmalı, “faize” değil “emeğe” dayanan “para” çıkarılmalıdır. Bu konuda bilinmesi ve gereği yapılması gereken biricik gerçek şudur: “Ve en leyse li’l-insani illâ mâ seâ. / Ve insan için emeğinden başkası yoktur.” (Kur’an âyeti)
Dolar batınca neler yapılması gerektiğine gelince…
1) Kuyumculardaki altın karşılığı “Altın Para” çıkarılmalıdır. Borçlu kuyumcular altın parayı altınla değiştirmelidirler. İnsanlığın parası bu olmalıdır, döviz bu olmalıdır.
2) Ülkeler kamu topraklarına karşılık “Toprak Senedi” çıkarmalıdırlar. Komisyoncular bu paralarla taşınmazları kamu adına alıp satmalıdırlar. Ülkelerin parası bu olmalıdır.
3) İller ise “Demir Parası” çıkarmalıdır. Bu para ildeki inşaat malzemesini alıp satan mağazalara kredi olarak verilmelidir. Böylece sanayi malları bu para ile üretilmelidir.
4) Bucaklarda “Buğday Parası” çıkarılmalıdır. Bu para halka kredi olarak verilmeli, halk onunla yıllık ihtiyaçlarını sipariş vermeli, böylece üretim planlamasını halk yapmalıdır.
***
Dolar batınca, bunların dışında yapılması gerekenler nelerdir?
1) Kamu tarafından işletilen dolayısıyla kârsız alınıp satılan döviz büroları oluşturulmalı ve bütün paralar kârsız konvertibl hâle getirilmeli, arz ve talebe göre kurlar tesbit edilmelidir.
2) Kamu (vakıf) bankaları oluşturulmalıdır. Faizsiz icrasız krediler verilmelidir. Bu krediler halka “sipariş kredisi”, çalışana “çalışma kredisi” olarak verilmelidir. Para böyle devreye girmelidir.
3) Her türlü gümrükler ve vizeler kalkmalı, isteyen istediği yerde çalışabilmeli, vergisini ödediği malı isteyen istediği kimseye istediği yerde satabilmelidir.
4) “Genel Hizmet” ve “Altyapı Vakıfları” kurulmalıdır. Bunlar hizmetlerini ve taşımaları karşılıksız yapmalı, üretimden alınan yüzde pay ile bunlar finanse edilmelidir.
İşte bunun yani bu düzenin adı “Adil (Ekonomik) Düzen”dir.
***
Bu düzen şeriat/hukuk düzenidir, azimet sahibi peygamberlerin düzenidir, İslâm yani barış düzenidir, hak ve adalet düzenidir…
Şeriatsızlık yani hukuksuzluk düzeni değildir, tekel ve sömürü düzeni değildir, güvensizlik ve aldatmaca düzeni değildir, savaş ve zulüm düzeni değildir...
Bu düzeni kabul edip uygulayanlar yaşarlar, hem de çok iyi şartlarda yaşarlar…
Kabul etmeyenler ise insanlık tarihindeki nice kavimler gibi helâk olup giderler...
Bunları biz söylemiyoruz;
Kur’an yani Allah söylüyor, müsbet ilimler söylüyor, insanlık tarihi söylüyor…