İnsanlığın hikâyesi, bizim hikâyemiz-4
Reşat Nuri EROL
İnsanlığın serüvenini anlamaya ve anlatmaya, bizim gerçek hikâyemizi çök yönlü olarak değerlendirmeye devam ediyoruz… Bunu yaparken iki ana amacımız var: Birincisi, tarihin tekerrür etmemesi için ibret alınası tespitler yapıyoruz… İkincisi ve daha önemlisi, insanlığın hikâyesini anlatırken kendi geleceğimizi, insanlığın geleceğini inşa etmemiz yani yeni bir sistem, yeni bir düzen, yeni bir medeniyet inşa etmemiz gerektiğini anlatıyoruz…
Tekel sömürü sermayesinin 500 senelik uygulamalarını anlatıyorduk... İnsanları hayvanlaştırma, mankurtlaştırma, robotlaştırma, köleleştirme çabalarını anlatıyorduk… İçki, kumar, futbol, eğlence, zina ve benzeri musibetlere müptela kılma uygulamalarını anlatıyorduk… İnsanları ahlâksızlaştırma yolunda dinsizleştirme düzenlerini anlatıyorduk…
Diğer taraftan insanları dillerinden ve ırklarından koparmak için de İngilizce zorunlu dil hâline getirilmekte, ilkokula kadar İngilizce öğretilmekte; ondan sonra da ulusal dillere düşmanlık yapılmaktadır... Türkçe yerine Kürtçe siyaseti ile bir taraftan Türk halkı bölünüp parçalamak istenmekte, diğer taraftan Türk dilini devlet dili olmaktan çıkarıp İngilizce konuşma, yazma, akademik kariyer yapma zorunda bırakılmaktadır!.. Türklerle Kürtler dilde anlaşamayınca İngilizce ortak dil olacaktır!!!
Zina serbestliğinin, fuhşun, ahlâksızlığın en büyük etkisi, toplumumuzun ana direği olan aile müessesesine yaptığı darbe olacaktır... İnsanlar evlenemeyecek, çocuk yetiştirmeyecek, böylece insanların tek başına karnını doyurma dışında bir hayalleri olamayacaktır... Nitekim boşananların sayısı evlenenlerin sayısını geçmeye başladı bile…
Aile yok, din yok, devlet yok, düzen yoksa hiçbir şey yoktur...
Bizim devletimiz ve diğer devletler olamayınca savaş da olmayacaktır. Halkı disipline etmek işi de kolaylaşacaktır. İdam cezasını kaldırırsınız. Hapishaneleri lüks otele çevirirsiniz. Tetikçilik yapanları paralı hapishanelere gönderirsiniz. Tetikçi olmayanları tetikçilere öldürtürsünüz. Herkes senden korkar. Devlet olmadan da dünyayı idare edebilirsiniz. Bir tek sorun kalıyor, o da insanların para biriktirme hırsı. Onu da sigortalı yaparsınız. Her türlü sosyal hakları sağlarsınız. Serbest olarak kullanılacak paraları asgariye indirirsiniz. Böylece mülkiyet kavramını tarihe gömersiniz. İşte sermayenin dünyayı götürmek istediği yer budur.
Sömürü sermayesi süper güçleri de perişan etmiştir. Sovyetler (SSCB) dağılmış, ABD’nin başına da bir zenci Müslümanın oğlu gelmiş/getirilmiştir. ABD’nin sembol ikiz kulelerini yıkarak ABD hâkimiyetine son vermektedir. Tüm küçük devletleri yıkmaktadır...
Dinsizleştirme planının içinde Kaddafi gibi dinsiz diktatörler vardı. Önceleri onları destekledi, İslâmiyet’i unutturmak istedi ama bu projesinde başarılı olamadı. Diktatörler sadakatle dinsiz olmadılar, olsalar bile halkı dinsizleştirmediler. Sermaye bu sefer taktik değiştirmiştir veya değiştirmektedir. Şeriatsız bir din anlayışını benimseyip sahip çıkmak üzeredir. İnsanlar dindar olacaklar ama sadece ibadette ve ahlâkta; dünya işlerine ise asla karışmayacaklar! Yeni plan budur; insanları yine hayvan gibi yaşatmak ama inançlarına saygı göstermek! Ahlâksızlığı dinler sayesinde ahlâklılık hâline getirmek. Bir insana yemek yedirirsen sevap olur da cinsi arzularını tatmin edersen neden sevap olmasın! O halde zina günah değil sevaptır mantığı ile yeni bir din tesis edebilirisiniz, zinayı kanunen suç olmaktan çıkarabilirsiniz; bunu halkı Müslüman ülkelerde yaparsınız! Bunun gibi; içki içmek yemek yemek gibi değil midir? Uyuşturucu kullanmak da vecde gelmektir! Hâsılı, İslâm’ın yasakladığı her türlü ahlâksızlığı ahlâklılık ve sevap hâline getirebilirsiniz! İslâmiyet’e göre yöneticilere itaat etmek farzdır ve sevaptır. Şimdi ise yöneticilere karşı gelmek, direnmek, isyan etmek, güya hürriyetini savunmak fazilet olmuştur!!! Çocuklar anne babalarına karşı gelirlerse kişilikleri oluşur!!! Şerefli kadın kocasını dinlemeyendir!!! Bunlara benzer daha neler de neler, neler de neler… Alın size yeni bir din; şeriatsız yeni bir İslâm!!!
Bitmedi, insanlığın serüvenini anlatmaya devam edeceğiz…