Saadet, M. Kamalak ve fecr-i sadık; Adil Düzen-1
Reşat Nuri EROL
30.7.2011
Bundan önceki 14 yazı “ne zaman” ve “niçin” yazıldı?
Erbakan’sız ilk “genel seçim” ve ilk “parti kongremiz”in ardından.. Saadet Partisi Olağan 4. Kongresi’nin ardından.. Millî Görüş Hareketi’nin geride kalan 40 yılı ardından… “AKP ‘fecr-i kazib’ mi?” (ilk iki yazı) tesbit ve teşhislerimizin ardından… “Erbakan, Saadet Kongresi ve fecr-i sadık” yazılarımızla (iki yazı) yaptığımız “çare, çözüm ve tedavi önerilerimizi” de içeren tesbitlerimizin ardından… Ülkemizde ve bütün dünyada “fecr-i sadıkı” gerçekleştirecek olan “ADİL EKONOMİK DÜZEN”i Erbakan Hocamızın anlatımıyla bir kere daha (şimdilik 10 yazı ile) “hatırlayalım” diye yazıldı…
Elbette sadece “hatırlayalım” diye değil; son yazımda da ifade ettiğim üzere: Erbakan Hocamızın ardından görev artık bizim omuzlarımızda… Öyleyse; ‘dersimizi çalışalım’, “Adil Ekonomik Düzen”i ‘öğrenelim’ ve ‘uygulayarak’ halkımıza gösterelim…
Bundan önceki 14 yazı “işte bu hatırlatmaları yapmak için” yazıldı…
Buna benzer hatırlatmaları Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak da, Saadet Partisi’nin Olağan 4. Kongresi’ndeki konuşmasında yaptı.
Bu konuşmadaki bazı bölümleri bir kere daha hatırlayalım…
YENİDEN BÜYÜK TÜRKİYE: İlk amacımız Yeniden Büyük Türkiye’yi kurmaktadır… / İsterseniz güzel Türkiye’mize bir göz atalım: Görüyoruz ki ilk olarak, birçok insanımız güzel yurdumuzdan gruplar hâlinde göç etmiş, Avrupa’da yaşıyor. Sayıları beş altı milyonu aşan bu insanlar acaba niçin Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde yaşıyor? Altın kafesteki bülbül bile “Ah Vatanım!” deyip boz kırları özlerken, bu insanlar, güzel ülkelerini, hısım ve akrabalarını, eş ve dostlarını özlemiyorlar mı? Vatan hasreti çekmiyorlar mı? Eğer öyle ise yaz aylarında niçin bölük bölük yollara düşüp binlerce kilometre kat ederek, birkaç günlerini olsun Türkiye’de geçirmek istiyorlar?..
İkinci olarak, birçok ilimizin göç verdiğini, yüz binlerce insanımızın, dalga dalga batı illerimize doğru göç ettiğini, kalanların gözü yaşlı, gidenlerin ise perişan olduğunu biliyoruz. Acaba bu insanlar, doğup büyüdüğü yerleri niçin terk ediyorlar? Terk ediyorlar, çünkü doğup büyüdükleri yerde iş yok, aş yok, ekmek yoktur. Çünkü bu güzel yurdumuz, Fatihlerin, Yavuzların diyarını yaşanmaz hâle getirilmiştir: Tarım çökertilmiş, hayvancılık öldürülmüştür. Bu güzel ülkemiz, bir zamanlar, tarımda kendi kendine yeten dünyanın 7 ülkesinden biriydi. Şimdi ise; her çeşit tarım ürününü ithal eder hâle geldik, Toprak Mahsulleri Ofisi’nde satılan ürünler bile ithal malıdır. Hayvancılıkta da durum aynıdır. Hatırlayınız, daha geçen bayramda dışarıdan kurbanlık (Angus) getirdik. İşsizlik oranı, bundan 10 yıl önce % 6 iken, bugün % 12’lere dayanmıştır (bize göre % 50). Milyonlarca gencimiz işsiz ve perişan! Suçlu gibi mahcup! Toplam borç 525 milyar doları aşmış. Cari açık bir saatli bomba gibi. Gelir dağılımı alabildiğine bozulmuş. Birçok aile geçim sıkıntısı sebebiyle dağılma noktasına gelmiştir. Ülkemizde ilk defa 2010 yılında boşanma oranları evlenme oranlarını geçmiştir. Halkımızın büyük çoğunluğu bir dilim ekmeğe muhtaçtır. 9,5 milyon insanımız yeşil kartla yaşıyor. 12 milyon insanımız sosyal yardımla geçiniyor…
Daha acısı: İşsizlik ve açlık bir sürü kötülükleri de beraberinde getirmekte, örneğin, evliliği engellemekte, fuhşiyatı körüklemekte, hırsızlığa, yan kesiciliğe ve kapkaç olaylarına zemin hazırlamaktadır. Nitekim, Türkiye’deki ceza ve tutukevleri, 60.000 kişilik bir kapasiteye sahip olduğu halde, tutuklu ve hükümlü sayımız 120.000 civarındadır…
Bitirilen sadece sanayi, sadece tarım, sadece hayvancılık mı? Tabii ki hayır. Bin yıllık kardeşliğimizi de bitiriyorlar. Yanlış politikalarla bizi bölünme noktasına getirdiler... Oysa biz, aynı Allah’ın kulları, aynı Peygamber’in ümmetiyiz. Rabbimiz bir, Peygamberiniz bir, Kitabımız bir, Kıblemiz birdir. Birlik için daha neye ihtiyacımız var?.. 1984 yılından 2009 yılına kadar kaybettiğimiz insan sayısı ise 50.000’den daha fazladır. Ne acı! Ölen de öldüren de bu ülkenin evlatları. Bu arada maddi kaybımız ise 400 Milyar Dolar…(Devamı Var)