03.07.2011
Bundan önceki üç yazıda sayılan “işsizlik, borç/lar, köylerin boşalması ve tarım ile hayvancılığın çökmesi” gibi “temel sorunlar”ın ana sebebi “para”dır. Uygun, sağlam, güvenilir, karşılığı olan “para” olmayınca “denge”yi kuramazsınız, “devlet” olamazsınız. Nasıl gelişmiş hayvanlarda kan dolaşımı vardır, kalb durduğu zaman nasıl insan ölürse; aynen bunun gibi “gelişmiş bir devletin ve insanlığın” kanı da “para”dır, “sağlam para”dır, “karşılığı olan para”dır ve para insanlığı tek topluluk hâline getirmektedir.
Dolar olsun, TL olsun fark etmez; bugünkü paranın yani cebimizdeki kağıt paranın karşılığı yoktur. Merkez Bankası faiz karşılığı para ihraç eder. Bu para kanserli bir paradır, kanser hücreleri gibi çoğalmaktadır. Merkez Bankası para çıkarır ve bankalara “faizle” para verir, bir sene sonra yüzde 10 faizle geri verilmesini ister. Halk para bas/a/madığı için bu parayı veremez; verebilmesi için Merkez Bankası yeniden “faiz” kadar para basıp bankalara verir. Böylece piyasada durmadan çoğalan bir “faiz parası” ortaya çıkar. Bu çıkışın reel ekonomi ile ilişkisi olmadığı için “enflasyon sorunu” ile karşı karşıya kalınır.
Ülkemizde ve dünyada uygulanan bugünkü ekonomiyi veya fasit daireyi tanımlayan temel kuralımız neydi; ne kadar “FAİZ” o kadar “ENFLASYON”!!!
Dünyada ABD doları artıp çoğalmaktadır... Dünya devletleri (mesela Çin) deseler ki; “Biz dolarla değil kendi paramızla satış yapacağız…” ABD o gün iflas eder...
“Adil (Ekonomik) Düzen”de “faiz” yoktur, “karşılıksız para” çıkartılmaz...
***
“Adil (Ekonomik) Düzen”de para dört yoldan çıkar:
1. Halk tarım ürünlerini yıl başında sipariş versin, sen borçlanırsın, üretici de ürün borçlanır. Böylece yıl başında tüm yıllık tüketim ürünleri sipariş verilmiş olur. Halkın bu siparişi verebilmesi için nüfus başına bir “para” çıkarılır; karşılığı sipariş edilen mallardır.
2. Üretimde çalışanlara “çalışma kredisi” verilir, işveren borçlandırılır, üretimde çalışan işçiye ödenir. Böylece üretim yapan emek karşılığı olarak devlet “para” çıkarmaktadır. Ambarlarda mal vardır, halkta para vardır.
3. Taşınmazlar karşılığı da “para” çıkarılır, halktan taşınmazların satın alınması için para çıkarılır, halka taşınmaz satılıp para piyasadan çekilmiş olur.
4. Kuyumculardaki altın karşılığı da “para” çıkarılır, devlet “altın parası”nı çıkarır. Kuyumculuk yapacaklara faizsiz olarak kredi verilir. Onlar da onunla altın satın alırlar, sermayeye sahip olurlar. Altın para piyasada altın değeri ile dolaşmaya başlar.
Uygarlaşmanın ortaya çıkardığı dört ekonomik hastalığın yanında dört sosyal hastalık vardır. Allah’ın rahim sıfatı bunlara da çare bulmalıdır.
***
İslâm siyasetçilerine göre bir devletin “devlet” olması için iki şeye ihtiyacı vardır.
Birincisi; adına hutbe okunmalıdır, oranın halkı onu bağımsız devlet kabul etmelidir, yani siyasi gücü olmalıdır, ordusu olmalıdır, halk devletin ordusuna güvenip itaat etmelidir.
İkinci şart ise; “ekonomi”dir, o da “para” çıkarmaktır, devletin kendi parasını çıkarmasıdır. Batlılar buna “senyoraj hakkı” diyorlar.
Amerika Birleşik Devletleri diye bir devlet yoktur, çünkü ABD devlet olarak “para” çıkaramıyor, Merkez Bankası (FED) Yahudilerindir. Yani Amerika Birleşik Devletleri aslında “devlet” olarak -Ortadoğu’daki İsrail’den önce- birinci İsrail devletidir. Filistin’deki İsrail devletini o halde tutan da ABD’li Yahudilerdir. Dolar bir gün batacaktır; bunu yine Yahudiler yapacak ve onlar batıracaklardır. ABD halkı uyanmış ve Obama’yı seçmiş; Yahudiler ipin ucunu kaçırmışlardır, güvenilir yer bulduklarında bir günde ABD’yi batırabilirler... Dolar çöktüğü gün tüm diğer karşılıksız paralar da çökmüş olacak, “faizli para” iflas edecektir…
***
Dört “ekonomik sorunu” hallettik; geriye dört “siyasi ve sosyal sorun” kaldı…