Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-16
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam…
“Ve rıdvanen / Ve rıdvanı ibtiğa etmek için gelenleri ihlal etmeyin.”
“Fazl” malî birliktir.
“Rıdvan” ise sosyal birliktir.
İnsanın iki çeşit ihtiyacı vardır; bedenî ihtiyaç, ruhî ihtiyaç. Mesela insanın yemek yemesi ihtiyaçtır. Giyinmesi bedenî ihtiyaçtır. Ulaşım bedenî ihtiyaçtır. Ayrıca insanın öğrenme ihtiyacı vardır. Öğrendiklerini anlatma ihtiyacı vardır. İnsanın sevme ve sevilme ihtiyacı vardır. İnsanın görüşme ihtiyacı vardır. Amerika’ya gitmekten çok, Amerika’daki yakınla telefonla görüşmeye daha çok ihtiyacımız vardır. İnsanların sosyalleşmesini maddî isteklerden çok ruhi ihtiyaçlar sağlamaktadır.
Mekke’ye giderken yalnız maddî değerlerin mübadelesini sağlamayız, aynı zamanda ruhi ilişkileri de sağlarız.
“Rıdvan” ruhi ihtiyaçları karşılayandır. İşte Mekke’ye bunun için de gideriz, orada diğer insanlarla ruhi ilişkiler kurar, bu sayede sosyal evrimleşmeyi sağlarız.
***
“Rıdvan” “fazl”a atfedilmiştir. “Rıdvan” da Rablerinden gelmektedir. Matuf matufun aleyhin hâlini ve vasfını taşır. Aksi olmaz. “Min Rabbihim” sonra gelseydi, o zaman yalnız onun hâli olurdu. “Allah” kelimesi topluluğu anlatır, “Rab” kelimesi ise devletin kuruluşunu anlatır, teşkilatı anlatır. Yani buradaki rablerinin ifade ettiği müminlerin kuracakları teşkilattır. Teşkilattan fazl ve rıdvanı ibtiğa edeceklerdir.
Fadlın ibtiğasını çözmüş oluyoruz ama acaba rıdvan nasıl bir örgütle çözülecektir?
Bunun için önce tercümanlara ihtiyaç vardır. Yani Mekke’nin içlerinde dolaşan kimsenin başka dili konuşan insanlarla görüşmesini sağlayan bir sistem geliştirmemiz gerekir. Çin’de halk konuşarak birbirleri ile anlaşmamaktadır ama yazıyı hepsi okuyabiliyor ve milyarlık topluluk olarak o sayede birlikte yaşıyorlar. Tüm insanlığın bir yazı dili olacaktır.
Kur’an’dan seçilen kelimeler özel şekli ile yazılacaktır.
Mesela, “Enf” kelimesini herkes kendi diliyle okuyacaktır. Altına ve üstüne kendi dili ile yazılacak. Yani “Kur’an Arapçası” harf harf yazılacak ama her dilde ayrı ayrı okunacaktır. Bunun sağlayacağı fayda, yazışma ile herkes karşısındaki ile kolayca anlaşabilecektir. Yazışma da karşılıklı bilgisayarlarda yapılacaktır.
Diğer bir çözüm olarak da çift tercüman kullanılacaktır. Her dilden Arapça tercüman olacak, diğer dilden de Arapça tercüman olacaktır. Böylece anlaşma sağlanacaktır. Bunun yararı tüm insanlarla ikili ilişki kurmaktır. Maddeten tatminin yanında manen de tatmin olunacaktır. Diller öyle gelişecek ki, yazı dilinde hepsi Kur’an Arapçasına çevrilebilecektir, Kur’an Arapçasından da o dile çevrilecektir.
***
Bunun için “Bin Dil Üniversiteleri” kurulacak, her kıta merkezinde kurulacaktır. Bunun beş yüz dili bütün üniversitelerde okunacak beş yüz dil ise o kıtadaki mahallî dilleri içerecektir. Beş bin dil ele alınacaktır demektir. “Bin Dil Üniversitesi” on bin aileden oluşacaktır. On katlı apartmanlar olacak, her katta on aile oturacak, her kat ayrı dil konuşanlardan oluşacak.
Bunlar Arapçaya çeviri yapacaklar, Arapçadan da o dile çeviri yapacaklardır.
İşte bu sayede tüm insanlık rıdvanını arayacak hâle gelecektir.
Mekke’de insanlıkla ilgili bir üniversite kurulacaktır. Dünyanın her ülkesinden, oradaki üniversitelerden her birini temsil eden bir ilim adamı oraya gelecektir. Oradaki üniversitelerden atanmış olacaktır. Bu üniversitenin bin âlimi insanlığın meclisini oluşturacaktır. Burada ilmî çalışmalara katılanlar serbestçe ilçelerine gelip misafir edileceklerdir. Onlar da rıdvanı arayacaklardır.
(Devamı var)