11.06.2011
Faiz meselesi veya faiz musibeti ülkemizdeki önemli sorunların en başta gelenlerindendir. Araştırma raporlarına göre sıcak paranın Türkiye’de 1 yılda kazandığı FAİZ; Japonya’da 190 yılda, ABD’de 79 yılda, Fransa’da 81 yılda, Almanya’da ise 91 yılda kazanabilmekte… 2002 yılında Türkiye’ye gelen 1000 dolarlık bir sıcak para 2010 yılında 8000 dolar olmuş, yani yüzde 800 kâr sağlanmıştır!!! Ülkemize son 8 yılda giren sıcak paranın 100 milyar doları geçtiği, sadece 2010 yılında 30 milyar doları bulduğu düşünülürse, ülkemizin ödediği faiz miktarının ne korkunç boyutlarda olduğu daha iyi anlaşılır...
Ülkemizdeki faiz ile ilgili bir acı gerçekte şudur. Sayın Başbakanın ifadesiyle 2002 yılında enflasyon yüzde 45, faiz yüzde 65 idi... Şimdilerde enflasyonun yüzde 5 seviyelerinde olduğu iddia edildiğine göre, faizin de oransal olarak yüzde 5-6 olması icap eder... Halbuki sadece kredi kartlarına uygulanan yıllık yasal faiz oranı yüzde 25.44’tür, yani yüzde 400 daha fazladır!!! Soygun düzeni “istikrarlı” bir şekilde aynen devam ediyor; bu “zalim faizli soygun düzeni”nde halkımız “faizli” bankalarca işte böyle sömürülüp soyulmakta...
Baştan itibaren yaptığımız izahatların ortaya koyduğu ve Millî Görüşçüler olarak bizim 40 yıldır haykırdığımız gerçek şudur: FAİZLE ABAT OLUNMAZ, OLUNAMAZ… ZULÜMLE ABAT OLUNMAZ, OLUNAMAZ… FAİZ VE ZULÜMLE ABAT OLANIN SONU BERBAT OLUR…
Aşağıda vereceğim tesbitler adeta zulüm ve haksızlık aracı olan “faizli zalim düzen” uygulamasının dünya ölçeğindeki tahribatının ülkemizden farksız olduğunu göstermektedir: -Dünyada 200 milyon insan aylık 2 dolarla geçinmek durumunda... -Dünya nüfusunun yüzde 50’si yoksulluk çekmekte... -Dünyada her yıl 6 milyon çocuk açlıktan ölüyor... -Dünyada 1 milyar insan açlık sınırında…
Tarım ve hayvancılık alanındaki zulüm ve sömürüye de bu vesileyle bakalım: 1997’de kilosu 5 kuruş olan gübre 2010’da 120 kuruş, 7 kuruş olan buğday 50 kuruş, 10 kuruş olan motorin 340 kuruş, 2,5 kuruş olan yem 70 kuruş, 5 kuruş olan süt 60 kuruş, 1,3 kuruş olan şeker pancarı 90 kuruş olmuş... Ayrıca asgari ücret de 31 lira iken 600 lira, mutfak tüpü de 1,5 lira iken 60 lira olmuş... Buna duruma göre: 1997’de 10 kilo buğdayla 14 kilo gübre alınabiliyorken, 2011’de 4 kg alınabiliyor; fakirleşme yüzde 350!!! 1997’de 10 kg buğdayla 7 litre motorin alınıyorken, 2011’de 1,5 litre alınabiliyor; fakirleşme yüzde 466!!!. 1997’de 1 kilo süt ile 2 kilo yem alınabiliyorken, 2010’da 1 kilo bile alınamamaktadır; fakirleşme yüzde 286!!! 1997’de 10 kilo şeker pancarı ile 2,5 kg gübre alınıyorken, 2011’de 1 kg alınabiliyor; fakirleşme yüzde 250!!! 1997’de 10 kg pancarla 1 litre motorin alınıyorken, 2011’de 0,25 litre alınabiliyor; fakirleşme yüzde 250!!! 1997’de asgari ücretle 42 adet mutfak tüpü alınabiliyorken, 2010’da sadece 10 adet alınıyor; fakirleşme yüzde 420!!! Bu haksız durum 2002-2010 arasında da benzer şekildedir. 2002’de 1 litre mazot 3 kg buğdayla alınabiliyorken, 2010’da 6 kg gerekmekte!!! 2002’de 1 litre mazot 15 kilo pancarla alınabiliyorken, 2010’da 25 kilo pancar gerekmekte!!! 2002’de 1 kg gübre 0.72 kg buğday veya 3.44 kg pancarla alınabiliyorken, 2010’da 1.3 kg buğday, 6 kg pancar gerekmekte!!! Bu tablolar tarım ve hayvancılığın da ne durumda olduğunu açıkça ortaya koymakta... Çok küçük bir azınlık hiç terlemeden milyon dolarlar kazanırken, büyük halk kitleleri fakirleşip can derdine düşmüş... İşte bunun için bu düzene Erbakan Hocamızın ifadesiyle “köle düzeni” denmekte... İşte bunun için köyler boşalmakta; buğday, mısır, şeker pancarı üretimi terk edilmekte... İşte bunun için daha 8-10 yıl önce kendine yeten 5-6 devletten biri olmamıza rağmen, şimdilerde şekeri, mısırı, buğdayı, sütü, hattâ kurbanlıklarımızı da ithal eder olduk!!!
Faizli “zalim düzen”de sömürü “istikrarlı” bir şekilde artarak devam ediyor…
Seçimde karar sizin; ister Millî Görüş gömleğini çıkaran “zalim düzen”cileri seçersiniz, ister “Millî Görüş”çüleri ve “Adil Ekonomik Düzen”cileri seçersiniz…
(Akledenlere, fikredenlere, düşünenlere şimdilik bu kadarı -yani yedi yazı- yeter!)