15 Temmuz: Bir musibet bin nasihat olur mu?
Elli yıldır söylüyor ve yazıyoruz…
Elli, hatta yüz elli yıldır “MUSİBET” mesabesindeki “DARBELER” de söylüyor…
Ne diyoruz, ne yazıyoruz veya olaylar ve darbeler ne diyor, hangi nasihatleri veriyor?
“SOSYAL TUFAN” seviyesinde DİNÎ/AHLÂKÎ-İLMÎ-İKTİSADÎ-İDARÎ/SİYASÎ SORUNLAR VAR diyor…
Bu sorunlar köklü “TEŞHİSLER” sonrasında, tek çare ve çözüm olan “ADİL DÜZEN” ile bir bütün olarak “TEDAVİ” edilmedikçe…
Bu “DARBELER” yani bu “MUSİBETLER” hep var olmaya devam edecek…
“17/25 Aralık” sürecinde -her vesileyle- de bunları söyledik ve yazdık…
“15 Temmuz” vesilesiyle bir kere daha söylüyor ve yazıyoruz…
“KUR’AN DÜZENİ” gelip Allah nurunu tamamlayıncaya kadar da, -bu köşedeki yazılarımızın tamamında görüldüğü üzere- söylemeye ve yazmaya devam edeceğiz…
“Arif olana tarif gerekmez” ama bu son “15 TEMMUZ MUSİBETİ”, bir taraftan öyle ümit ediyor ve diliyorum, diğer taraftan dua ediyor ve Allah’ımdan niyaz ediyorum ki; ARTIK arif olmayanlara da “BU MUSİBET BİN NASİHAT” mesabesinde etki etmiştir…
***
Elbette…
En başta, daha yolun en başında, “MİLLÎ GÖRÜŞ” gömleğini çıkaranlara ve “ADİL DÜZEN” ceketini hiç giymeyenlere, bu “musibetin” en büyük “nasihat” olmasını diliyorum…
Sonra…
Bütün milletime, bütün İslâm âlemine, bütün beşeriyete, apaçık TEBLİĞ görevimiz gereği, dünya çapındaki “SOSYAL TUFAN” sorununun tek çare ve çözümünün “KUR’AN DÜZENİ” olduğunu, bilmem kaç bininci “nasihatimiz” olarak bir kere daha hatırlatıyorum…
Elli yıldır söylenenler, yazılanlar, yapılanlar ve yazılı metin olarak elli bin sayfaya yaklaşan çalışmalarımız; sadece günümüzde yaşayanlara değil, GELECEKTEKİ nice nesillere de “KAYNAK” teşkil edecek YOL HARİTASI mesabesindedir…
ERBAKAN Hocamız; “GÜMÜŞ MOTOR” çalışması (1950’ler), “İLİM VE İSLÂM” konferansları (1960’lar), “MİLLÎ GÖRÜŞ VE ADİL DÜZEN” mihveriyle ve son nefesine kadar söyleyip yaptıklarıyla (yani ömrü buyunca), bu çağda malıyla ve canıyla cihad eden bir müminin nasıl olması gerektiğini, canlı bir örnek olarak her yönüyle gösterdi ve gitti…
“15 TEMMUZ MUSİBETİ” vesilesiyle; söyledikleri, yazdıkları, yaptıkları ve yaşadıkları ile “ERBAKAN KÜLLİYATI” diyebileceğimiz bu birikime yönelmemiz gerektiğini, bir kere daha HATIRLATIYORUM…
Nereden başlayalım diye soranlara derim ki:
Erbakan Hocamızın “YENİ BİR DÜNYA VE ADİL DÜZEN” kitabından başlanabilir; çünkü bu yazının başında hatırlattığım “ADİL DÜZEN” merkezli teşhis ve tedaviler orada…
Devamında, Erbakan Hocamızın ömür boyu söyledikleri, yazdıkları, yaptıkları ve yaşadıkları, “ERBAKAN KÜLLİYATI” seviyesinde örnek alınıp yapılması gerekenler yapılır ki; o da şöyle yapılır: ERBAKAN bugün aramızda olsaydı ne yapar idiyse onları yapmak…
Bu minval üzere söylenecek ve yazılacak çok şey var…
Yeri geldikçe söylemeye ve yazmaya devam ederiz…
Arif olanlara da olmayanlara da bu kadarı da yeter!
Bundan ötesi ve gerisi sadece teferruattır derim.
***
“Teferruattır” derim ama…
Maalesef, teferruata da gerek var; akletmeyen ve gereğini yapmayanlar için…
Ana sorunun “SİSTEM/DÜZEN SORUNU” olduğunu bir türlü anlamayanlar için; ana sorunun “beşikten mezara eğitim sorunu” olduğunu anlamayanlar için; ana sorunun yönetimdeki yanlışlar sorunu olduğunu anlamayanlar için; “teferruat” yazmaya da devam…
Reşat Nuri EROL