AK Parti’nin artıları ve eksileri-1
Yıllardır bu köşeden ‘SOSYAL TUFAN’ var diye haykırıyorum…
‘Bu tufan yoktur!’ diyen yok ama çözüm önerilerimizle ilgilenen de yok…
Hayatın ilmî-dinî-iktisadî-idarî alanlarında tam bir perişanlık söz konusu diyor…
Ardından Nuh’un Gemisi mesabesindeki çare ve çözümlerimizi sunuyoruz ama…
Bugüne kadar ancak buna gücümüz yetti; ALLAH daha fazlasını da verir, inşallah…
“Ve mâ aleyna illâ’l-belâgu’l-mubînu / Bize düşen ancak apaçık tebliğdir.” (Yasin, 17) deyip yolumuza devam ediyoruz…
Bu köşedeki yazılarıma, son günlerdeki yazılarımın sadece başlıklarına, son yazımın sadece başlığına (Yeni KUR’AN DÜZENİ/MEDENİYETİ nasıl kurulacak?) bakıldığında; bu tebliğ görevimizi, ayette ifade edildiği üzere, apaçık yapmaya çalıştığımız görülecektir...
*
Bu girizgâhı şunun için yazdım.
Kelime pek hoş olmasa bile, medyadaki ifadesiyle ‘yandaş’ denilen birkaç insaflı yazar da, iktidar partisinin eğitim, ekonomi, kültür ve diğer bazı alanlarda başarısız olduğunu yazdı. İsim vermek gerekirse, üç ayrı gazeteden üç yazar ismi vereyim: Ahmet Taşgetiren, Yusuf Kaplan, Mehmet Ocaktan. Bu isimlerin dışında elbette başkaları da var…
Önceki yazımın en başında, “KUR’AN VE İLİM çalışmalarımızın 870. haftasına da ulaştık, elhamdülillah…” dedim ve çalışmamızın en sonundan bir derleme sundum… Yine bu çalışmanın en sonundan minik bir bölümü sunmuş olacağım, bu girizgâhtan sonra…
*
Çalışmanın başlığı: AK PARTİ’NİN KÖTÜLÜK VE İYİLİKLERİ
Çalışmanın giriş paragrafı şöyle (elbette “Adil Düzen” çözümü ile birlikte): Bugün bütün işletmeler faizle çalışmaktadırlar. Faiz demek paraya para kazandırmadır. Oysa para artar mal artmazsa, sadece fiyatlar artar. Yeni mal üretilmediği için ekonomik katkısı olmaz. Kaldı ki para ancak başkalarının kesesinden aşırmak suretiyle kazanılır. Adil Düzen’de işletme kâr etmez. Girişimci pay alır. Zarar ederse katılmaz. İşletme ehliyetini kaybeder...
İktidar partisinin önce iyiliklerine bakalım.
Bir: Eskiden bütün yatırımlar oy uğruna yapılırdı. Halkı baskı içine alıp iktidarda kalmayı sağlama şeklinde olurdu. Köyler seçimden seçime hazırlanır; yol yapacağız, su getireceğiz, elektrik getireceğiz diye korkutarak oy alınırdı. Ak Parti geldi ve bu pis kuralı kaldırdı. Hiçbir partizanlık yapmadan tüm ülkeye eşitlik içinde ümran getirmiştir. Bu küçük bir olay değildir, bu gerçek demokrasinin gelmesi için temel şarttır.
İki: Demokrat Parti’den evvel iktidarlar değişir, eskilerin başladığı işler de yarım kalırdı. Ak Parti böyle yapmadı; başlanmış işleri var gücü ile çalışarak tamamladı. Bolu Tüneli’ni açtı. Karadeniz Otoyolu’nu tamamladı. Kendisinden önce başlanıp bitmeyen tüm girişimleri eksiksiz tamamladı. Bu da Türk siyasetinde varlığı için temel şarttı.
Üç: Devlet dolandırıcı hale gelmişti. Halktan çeşitli paralar toplar, sonra üstüne otururdu. Bankalar iflas eder, yabancı sermayeyi kurtarırdı. Ak Parti tüm borçlara sahip çıkmış, devletin borçlarını ödemekle kalmamış, 50 milyar dolarlık banka iflas borçlarını ödemiştir. Bu da onun başarısıdır.
Dört: Ak Parti’nin en büyük başarısı Türk Ordusu ile birlikte olması ve askerlere gerçekleri anlatması idi. Çıkardığı kanunla Genelkurmay Başkanlarını sıradan bir savcının buyruğu ile yıllarca hapsettiler ama asker Ak Parti’ye hasım olmadı. Böylece Türk Ordusu millî ordu olmuştur. Bugün PKK köşeye sıkışmışsa, 17 ve 25 Aralıklar başarısızlığa uğramışsa, bu ordu-millet kaynaşmasından olmaktadır. Ak Parti bunu da başarmıştır.
Bunlar AK Parti’nin artıları, doğruları ve iyilikleridir.
AK Parti’nin dört önemli eksileri, yanlıları, kötülükleri gelecek yazıda…