İnnalillahi ve innaileyhi raciun; Rabia Hocahanım-15
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…
Kur’an ehli ve hizmetkarı anne babamızın ardından Kur’an ehli ve hizmetkarı (Diyanet İşleri Başkanlığı Kız Kur’an Kursu Hocası) Rabia Hocahanım da rahmeti rahmana kavuştu…
Rabia Erol Hocahanım kardeşimin vefatı vesilesiyle bu yazıları yazıyor, böylece hem dünya hem de ahiret hayatımız ile ilgili gerçekleri anlamaya çalışıyoruz…
Bu yazılara Bakara Suresi 156’ıncı ayet ile başlamış, Fecr Suresi son dört ayet ile devam etmiş, tekrar Bakara’daki konu ile ilgili 28’inci ayet üzerinde durmaya başlamıştık…
Ayetin anlamı: “Ölü idiniz sizleri diriltti, sonra öldürecek sonra tekrar diriltecek ve sonra sonunda O'na döneceksiniz; öyleyken Allah'ı nasıl inkâr edersiniz?” (Bakara, 2/28)
***
“Va KuNTuM EaMVAvTan / Ve siz mevtler (ölüler) idiniz”
“Hay” hareketli yılan demektir. “Meyyit” ise hareketsiz kış uykusundaki yılan demektir. Türkçede de “olmak” görünen bir varlık olmak demektir, “ölmek” ise görünmeyen varlık olmak demektir. Yani ölün yok olma değildir. Hareketli varlıktan hareketsiz varlığa geçme veya o durumda olmadır.
İnsan bu dünyada yaratılmadan evvel de vardı. Ruh olarak vardı. Allah bunun için ‘ruhumdan bedene üfledim’ diyor. Zaman izafi olduğu için anne rahmine düşmeden evvel ruh vardı ama onun üzerinde zaman geçmiyordu. Her insan için zaman anne rahmine düştüğü andan itibaren saymaya başlar. Saati 12’de durdurunuz, çalışmasın. Ne zaman düğmesine basarsanız saat ondan sonra saymaya başlar. Sizin için zaman o andan itibaren geçer.
“Siz emvât idiniz” yani sizin için zaman çalışmıyordu ve sizde de bir hareket yoktu. Çünkü zaman hareketle oluşmaktadır.
“Fe EaHYAvKuM / Sizi hemen ihya etti.” Burada “Fe” yerine “Sümme” veya “Ve” getirilseydi, biz bu dünyaya gelemeden önce de zaman içinde var olmuş olurduk. “Fe” getirildiğine göre bizim için ölü iken zaman geçmemiştir.
Zaman dışı var olma nasıl bir şeydir; bunu bilemiyoruz, düşünemiyoruz.
Ama bugün matematik ve fizikle kesin olarak biliyoruz ki zaman izafidir. Işık hızına ulaşan varlıklar için zaman geçmez. Bunun çok basit ispatı şudur. Işık Güneş’ten ışık dakikada gelir. Oysa onun içinde öyle maddeler vardır ki onların ömrü saniyenin çok küçük parçasıdır. Peki, bunlar dünyaya gelir gelmez hemen bozulmaktadır da Güneş’ten buraya gelinceye kadar neden bozulmadılar. Çünkü onlar için yolda zaman geçmedi.
İşte burada açıkladığımız bu sebepledir ki ölü iken birden dirildik.
“Sizi ihya etti” deniyor. Bu uzaya geldik. Bundan 13,4 milyar yıl önce kâinat var oldu. Biz de oraya geldik. Ama bizim saatimiz ömrümüzle çalışmaya başladı.
Nasıl Güneş ışığında gelen atomların ömürleri dünyada sıfırdan çalışmaya başlıyorsa, bizim için de durum öyle oldu. Hayatta olmak demek zaman içinde olmak yani hareket etmek demektir. Dünya hayatında kış uykusundan uyanan yılan benzeri hareketliyiz demektir.
“SumMa YuMiTuKuM / Sonra sizi imate eder”
Belli müddet içinde yaşarsınız, zaman saatiniz çalışmaya başlar. Arada zaman geçer ve siz o zaman sonunda tekrar zaman dışına çıkarsınız. Yani yine ölü hâle gelirsiniz.
Buradaki “Sümme/sonra” herkes için kendi hayatıdır. Ama insanlık için ise Kâinatın ömrüdür. Şimdiye kadar 13 kusur milyar yıl geçti. Bundan sonra da bu civarda geçeceği sanılmaktadır. Bugün Kâinatın genişlemeyi yani büyümeyi sürdürdüğünü biliyoruz.
Üç ihtimal vardır.
-Ya böyle büyümeye devam edecektir.
-Diğer görüş ise sonunda genişleme yani büyüme duracaktır.
-Başka bir görüşe göre Kâinat küçülmeye başlayacak, tekrar ilk yaratılışa dönecektir.
Bizim görüşümüz şudur...
(Devamı var)