Srebrenitsa soykırımından Gazze soykırımına-41
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…
Mayıs ve Haziran aylarında bu köşede ‘Çöken Dünya Düzeni’ ve ‘Adil Dünya Düzeni’ ana başlığı altında 21 yazı yazmıştım; önemine binaen konuya tekrar odaklanalım...
‘Çöken Dünya Düzeni’ derken, bütün dünyada ve ülkemizde var olan ‘faizli ve faizci zalim dünya düzeni’ musibetini de hatırlayalım ve bu düzenin hem ülkemizde hem de bütün dünyada ‘Sosyal Tufan’ seviyesinde sorunlara sebebiyet verdiğini bir an bile unutmayalım; bu vesileyle Erbakan Hocamızın ‘faiz Yahudi vergisidir’ tespit ve teşhisini de hatırlayalım…
‘Yahudi’ demişken unutmayalım; ‘Gazze soykırımı’ her gün devam ediyor…
‘Faiz’ konusunu hatırlamama bugünkü günlük okumalarımda rastladığı bir ‘faiz haberi’ sebep oldu; haberin başlığı şöyle: “Borç batağının bilançosu: Vatandaş, bankalara 717,6 milyar lira faiz ödedi!” Haberin özünü okuyalım: “Bankaların faiz gelirleri aldı başını gidiyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre bankalar, bireysel kredi ve kredi kartı borçlarından elde ettiği FAİZ gelirini geçen yılın aynı dönemine göre neredeyse ikiye katlayarak 717,6 milyar TL'ye ulaştı. Hem FAİZ oranlarındaki artış hem de BORÇ miktarlarındaki yükseliş vatandaşın faiz yükünü rekor seviyelere taşıdı.”
‘KREDİ KARTI BORÇLARI YÜZDE 124,5 ORANINDA ARTTI’
Haberin devamında işte bu felaket habercisi ara başlık da var; yüzde 124,5 artış!
Bundan sonra detaylar var; bu detaylardaki üç paragrafın sadece ilk cümlelerini okuyalım yeter! 1) Kredi kartı borçlarında artış bireysel kredi borçlarındaki artışın da üzerine çıktı... (Detaylar var ama sadece haber başlığı bile yeterli!)
2) Yüksek enflasyon faiz oranlarının da artmasına neden oluyor…
3) Durumun hem bireyler hem de ülke ekonomisi için ciddi tehdit oluşturduğunu belirten uzmanlar, vatandaşların borç batağına saplanmasının ekonomik büyümenin yavaşlamasına, sosyal huzursuzlukların artmasına sebep olabileceğini ifade etti…
Tam bunları yazıyorken, ‘Adil Düzen Çalışanı’ Veysel arkadaşım iki bilgi gönderdi…
1) Dünyadaki Her Şeyin Sahibi Üç Şirket!
Sahip olduğunuzu sandığınız her şeyin size değil aslında birkaç şirkete ait olduğunu biliyor muydunuz? Yediğiniz, giydiğiniz ve kullandığınız her şeyin sahibi yalnızca üç şirket ya da diğer adıyla Büyük Üçlü. Bu ‘Büyük Üçlü’ sadece eşyalarınızın da değil, büyük şirketlerin hatta bankaların da sahibi. Büyük Üçlü'yü hala duymamış olduğunuza şaşırmış olabilirsiniz. Bu normal, çünkü bu üç şirket tüm medyanın da sahibi. Yani, aslına bakarsanız pek tanınmak da istemiyorlar. Peki, bu üç şirketin sahipleri kim?
El-cevap: Tabi ki bütün dünyayı sömüren Siyonist Yahudi aileler…
2) BlackRock Nasıl Dünya'yı Yönetebilecek Kadar Güçlü Hale Geldi?
Blackrock, dünya çapında işlem gören "hisse senetlerinin" %10'undan fazlasını yönetiyor. Tüm bunlar, Blackrock'ın 10 trilyon dolar varlık biriktirmesini sağladı. Yanlış duymadınız. Blackrock, ABD'nin gayri safi yurt içi hasılatının yarısı değerinde. Daha çılgın olan şu ki, ABD ve Çin gibi devletler resesyondan kaçınmak için zaman zaman bu şirketin CEO'sundan destek alıyor. Çünkü şirketin CEO'su Larry Fink, dünya ekonomik forumunun en yetkili isimlerinden biridir. Bu forumun kurucusu olan Henry Kissinger'ın çok ünlü bir sözü vardır; “Parayı kontrol eden, dünyayı kontrol eder.”
İşte Blackrock bunu gerçekleştirebilen şirketlerin başında geliyor. Tarihte başka hiçbir şirket, bu kadar büyük bir etkiye sahip olamamıştır. Dahada çılgın olan şey, Blackrock tüm bunları sadece 35 yıl içerisinde gerçekleştirdi. Blackrock nasıl sıkıcı bir yatırım firması olmaktan, şimdiye kadar var olan en güçlü şirkete dönüştü?
El-cevap: Dünyada var olan Siyonist ve Evangelist sömürü sistemi sayesinde…
Siyonist Yahudiler parayı kontrol ediyor, gıdayı kontrol ediyor, sağlığı kontrol ediyor, silah sanayiini vs. kontrol ediyorlar yani ‘ülkeleri kontrol ediyorlar’ ve o ülkeler de ‘Gazze Soykırımı’ karşısında soykırımı ya destekliyor ya da sessiz kalıyorlar…