Tavsiyem: “Yeni Bir Dünya ve ADİL DÜZEN”
Prof. Dr. Necmettin Erbakan, dost-düşman herkes açısından, farklı değerler arz eden ve değerlendirmeleri yapılan bir mücadele verdi. Bu mücadele yüksek lisans ve doktora seviyesinde çalışmaları konu oluyor, bunların bir kısmı bendenize müracaat ediyor... Bütün bunlar bir yana, isim olarak zikredilmese bile, ne demek istediği ve neler yapmaya amaçladığı, her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. Bunun delilleri çok. Geçen gün, “Gizli/Derin Dünya Devleti ve ADİL DÜZEN” başlıklı yazımda konuya temas etmiştim.
O yazının giriş kısmını tekrar okumanızı tavsiye ederim.
Aziz Üstel’in yazı dizisinden söz etmiştim. Orada kaldığımız yerden devam edeceğim.
Ama önce Ardan Zentürk’ün geçen hafta Pazartesi ve Perşembe günleri yazdığı “Osmanlı’yı yeniden kurabilir miyiz?” başlıklı Star’daki yazılarından başlayalım. A. Zentürk cevabı baştan vermiş: “Son sözü baştan söyleyelim: Kuramayız. Pekiyi, aynı coğrafyada farklı bir paradigma ile bölge halklarının eşitlikçi zeminde barışı ve sürdürülebilir kalkınması için yeni bir yapılanmanın yolunu açabilir miyiz? Evet, bunu yapabiliriz...”
Ardan Zentürk’ün birinci yazısından aktaracaklarım bu kadar!
İkinci yazıya geçelim. Yazarın konuya giriş cümlesi şöyle: “Batı (ABD+AB) ile Rusya, küresel oyunu, kendi geleneksel zeminlerinde ve alışık oldukları süreçleri kullanarak oynadıklarına göre, Türkiye’nin refleksinin de tarihsel derinlik taşıması normaldir...”
Devamında, Hindistan ve Çin’in de “yeni dünya düzeni” için söyleyecekleri bir çift laflarının var olduğunu hatırlatmış ve demiş ki: “Onlar (Batılılar), dedelerinden kalan mirasla, insanlığın üzerine tarihin en sinsi ama en güçlü sömürü düzeni ve hegemonyacı zihniyeti ile geldiler, 400 yıl öncesinden farklı olan, bu kez, Türkiye, Hindistan ve Çin’in belaya hazırlıklı olmasıdır.” Bu değerlendirme cümlesinde “Türkiye de” var. Devamında önemli bir gerekçeyi hatırlatıyor: “Evet, 1453 insanlığın siyasi/ekonomik/sosyal/bilimsel gelişimi açısından bir kırılma noktasıdır…”
A. Zentürk, bir soru sorup yazısını sonlandırıyor: “Osmanlı refleksi oyunu bozar mı? / Öncelikle, her türlü etnik/dini milliyetçiliği ayaklarımızın altına alarak yürümek zorundayız, yeni sömürgeciler, bizim, oluşturdukları kan havuzunda boğulmamızı istiyorlar. Bu duruşun devamı, ORTADOĞU-BALKANLAR-KAFKASYA üçgeninde halkların dini/etnik değil, siyasi kriterler zemininde birliğini sağlamaktır. Siyasi gücü konsolide eden ama, tüm kültürlere ve inançlara çoğulcu laik demokrasi zemininde kucak açan siyaset yapılanması önemlidir. Batı ve Rusya, bizi, çevremizdeki tüm halkları “ötekileştirmeye” zorlayacaktır. Bunu, meşru Kürt yönetiminin nefes borusu olan Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattını açtığımızdaki telaşlarında veya Ortadoğu’nun tek barış arayışı olan “çözüm sürecini” baltalayıp, PKK üzerinden kanlı hesaplaşmaya döndürdüklerinde anladık. 3 milyon mülteciyi etnik/dini ayrım gözetmeksizin kabul etmemizi yanılmayın, takdir etmiyorlar, rahatsızlar. OSMANLI REFLEKSİ yeni sömürgeci ve hegemonyacıların gelişmiş bombalarından kaçanları aslında “halifenin topraklarına” kabul ediyor, tıpkı, benim Çerkes atalarımı bağrına bastığı gibi... / Konu derin ve uzun, devam edeceğim...”
Aziz Üstel’e geçelim ve onun Star’daki dört yazısının başlıklarına bakalım.
Birinci yazı: Dünya derin devletinin hedefi Türkiye! İkinci yazı: Yeni Dünya düzenini kuracak 13 aile. Üçüncü yazı: Yeni Dünya düzeni ve BOP tasarımı! Dördüncü yazı: Büyük Ortadoğu Projesi ve Türkiye.
Star’daki bu yazı dizisini genişçe değerlendirmeyi düşünüyordum; vazgeçtim!
En başta A Zentürk’ün bir soru ve cevabını hatırlatmıştım. Cevap, “Evet, bunu yapabiliriz...” şeklinde ama NASIL yapılacağı yok! Aziz Üstel’de de nasılın cevabı yok!
Ama bizde NASILIN CEVABI VAR…
Erbakan’ı yazdıkları ve yaptıklarında NASILIN CEVABI VAR …
İki yazara ve herkese, ilk yazımda da hatırlattığım bir kitabı tekrar tavsiye ediyorum: “YENİ BİR DÜNYA VE ADİL DÜZEN”. Yazarı: Prof. Dr. Necmettin Erbakan...