Srebrenitsa soykırımından Gazze soykırımına-23
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…
‘Gazze Soykırımı’ bütün benzersiz vahşetiyle devam ediyor…
Bu yazıyı yazdığım günün sabahında Millî Gazete’de şu haber vardı…
Katil ve işgalci İsrail ordusu, Gazze'de evlerinden edilen sivillerin sığındığı okula saldırdı. En az 100 Filistinli şehit oldu, onlarca kişi yaralandı...
Katil ve işgalci İsrail ordusu, Gazze'nin Ed-Derac Mahallesi'nde yerinden edilenlerin sığındığı Et-Tabiin Okuluna saldırdı...
Çok sayıda sivilin sığındığı okulda yerinden edilenlerin sabah namazını kıldığı sırada gerçekleşen saldırıda en az 100 kişi şehit oldu.
Ve bu arada pek çok sayıda sivil de yaralandı…
Millî Gazete Gazze haberi bu kadar!
Sözün bittiği yerdeyiz.
- Siyonist İsrail yöneticilerinin ve yandaşlarını soykırımları devam ediyor…
- ABD en başta olmak üzere tüm yandaş ülkelerin destekleri de devam ediyor…
- İslâm âlemi ülkeleri başta olmak üzere tüm dünyanın sessizliği devam ediyor…
- BM başta, Batı dünyasındaki sözde insani kurumların duyarsızlığı devam ediyor…
***
Çoktan sözün bittiği yerdeyiz; artık harekete geçme zamanıdır…
Çare ve çözümlere odaklanmanın vakti çoktan geldi de geçiyor ama bütün dünyada harekete geçmesi gerekenlerin hareketsizlikleri de maalesef devam ediyor…
Lanetlenmiş Siyonist İsrail yöneticilerinin tarihte bile eşine az rastlanan soykırım, vahşet ve katliamları devam ettikçe; biz de aklımızın erdiği ve bilgimin yettiği kadarıyla bir taraftan her gün yazmaya, diğer taraftan her hafta yaptığımız çekimlerde anlatıyoruz…
Çare ve çözüm ile ilgili olarak bu köşede 7 Ekim 2023 tarihinden beri -yarım yüzyılı da aşan “Adil Düzen” çalışmalarımıza istinaden- pek çok ‘çözüm reçeteleri’ yazdığımız gibi; davet edildiğimiz televizyon kanallarında veya kendi imkânlarımızla çalışma arkadaşlarımızla çektiğimiz haftalık videolarda da ‘yapılması gerekenleri’ sözlü olarak da anlattık…
- Bizim şimdilik yapabildiklerimiz maalesef bu kadar…
- Asıl harekete geçmesi gerekenler bir an önce hareketlenmeli…
- İslam âlemi ülkeleri dünyadaki herkesten önce harekete geçmelidir…
- İnsanlık âlemi bir bütün olarak bu soykırımın sona ermesini desteklemelidir…
***
İslâm âlemini Osmanlı Cihan Devleti’nin temsil ettiği son zamanlara kadar göz göre bu seviyede soykırımlar yapılamadığı gibi; yapmaya kalkışanlar derhal durdurulabiliyordu…
Bir Balkanlı olarak yazıyorum… Osmanlı Devleti gücünü kaybetmeye başladığı geçen yüzyıl boyunca bile, biz Balkanlılar tam dört defa soykırıma uğradık… Birincisi, Balkan Savaşı (8 Ekim 1912 - 10 Ağustos 1913) yıllarında… İkincisi, Birinci Dünya Savaşı (28 Temmuz 1914 - 11 Kasım 1918) yıllarında… Üçüncüsü, İkinci Dünya Savaşı (1939-1945) yıllarında… Dördüncüsü de doksanlı yılların başından sonuna kadar önce Sırplarla Bosna Savaşı (1992-1995) yıllarında, sonra da Sırplarla Kosova Savaşı (1998-1999) yıllarında…
Osmanlı Devleti bakiyesi olarak hem Türkiye’de yaşayan Balkanlılar hem de Balkan ülkelerinde yaşayanlarla birlikte çok iyi biliyoruz ki; günümüzde ve gelecekte anavatan Türkiye güçlü olmazsa, günümüzde ve gelecekte de her an Balkanlar’da soykırıma uğramamız söz konusudur…
Nitekim bizzat benim kendimin doğduğum şehir olan Kosova’nın ikinci büyük şehri Mitrovitsa, Arnavutlar ve Sırplar olarak ikiye bölünmüş durumda olduğu gibi; her an ‘soykırımlara sebebiyet verecek’ seciyede gerginlikler yaşanmaktadır…
Malum olduğu üzere, örnekleriyle yazdığım bu tehlikeli durum dünyanın birkaç bölgesinde devam etmektedir; bundan dolayı bir an önce “Adil Dünya Düzeni” kurulmalıdır…