Srebrenitsa soykırımından Gazze soykırımına-17
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…
Konunun anlaşılması için yazının önceki yazı ile birlikte okunması gerekmektedir…
Önceki yazımızın girizgâhında ve devamında gerekli detaylar bulunmaktadır…
“Sayın Mesud Pezeşkiyan’dan bu olay sebebiyle birkaç ricamız olacak...”
Önceki yazımız bu cümleyle sona ermişti; bugün bu ricaları okuyalım…
“BİRİNCİ RİCAMIZ
Bu cinayetin ardındaki asıl fail İsrail’in Siyonist işgalci yönetimi olsa da sorumluların ivedilikle ortaya çıkarılmasıdır. Çok ciddi ve çok çabuk bir araştırma yapılmalı, olayın nasıl gerçekleştiği ortaya çıkarmalı ve sonuç bütün açıklığıyla dünya kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Yeni Cumhurbaşkanı kendisi için bunu bir sınav olarak görebilir.
Çünkü bütün dünya onun olumlu düşüncelere sahip bir insan olduğunu, insan haklarına saygılı olduğunu, reformcu kimliğini ve İran'da cereyan eden toplumsal olaylara suhuletle yaklaşabileceğini öngörmektedir.
Kendisinden bütün Müslümanların kalplerini yaralamış olan bu cinayetin aydınlatılmasını beklediğimizi bir kez daha söylemek istiyorum.
***
İKİNCİ RİCAMIZ
Bugün Yemen, Lübnan, Suriye ve pek çok ülkede dökülen Müslüman kanı Gazze’dekini birkaç misli ile aşmıştır. Maalesef buralarda yaşanan kardeş kavgalarının temelinde mezhep taassubunun yatmakta olduğunun bilincindeyiz. İran bu konuda yanlış yapmaktadır, bu kanaati herkes paylaşabilir. Mezhep taassubu ile hareket edilmekte, taraf tutulmakta, belki karşı taraf silahlı hale getirilmekte ve halen kanlar akıtılmaktadır. Ortadoğu'da ve başka bölgelerde İran destekli birtakım silahlı grupların bu konularda sabıkalarının çok olduğunu da bilmekteyiz.
Bu üzüntü verici olaylar sebebiyle İran, mezhep taassubu ile suçlanmaktadır. Oysa hepimizin ortak kimliği Müslümanlıktır. Bu kimlik içerisinde birlik ve beraberliği Rabbimizin verdiği emir ve Peygamberimizin gösterdiği yolda sağlamalı, birbirimizi kötülemeden ve ayrımcılık yapmadan aynı ideal etrafında birleşebilmeliyiz.
Bugüne kadar Suriye’de Esad’ı alabildiğine destekleyen, Lübnan'da bir silahlı grupla işbirliği yapan, Yemen’de Husiler meselesinde ortaya koydukları tavırlar ve maalesef üzüntüyle söylüyorum ki Dağlık Karabağ’ın kurtarılması aşamasında Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki savaşta Ermenistan tarafını tutmasıyla anlaşılmaz birtakım ilişkiler içine girenler bizi her daim derinden yaralamıştır.
Ben Sayın Mesud Pezeşkiyan’dan İran’ın geleneksel hale gelmiş olan bu mezhep taassubunu ortadan kaldırmasını bekliyorum ve Müslüman ülkelerle İran’ın artık kucaklaşması gerektiğine inanıyorum. Acılarımız müşterektir, inancımız müşterektir. Tarihten beri bu beraberlikle geliyorsak bugün daha da birlik ve beraberlik içerisinde olmalıyız.
***
Üçüncü ricamız
Rahmetli Necmettin Erbakan Hoca’mızın ilk başbakanlık döneminde İran'a yaptığı resmi ziyarete katılmıştım. Daha sonra Meclis Başkanlığı ve Başbakan Yardımcılığım döneminde de her zaman İranlı diplomatlarla, devlet adamlarıyla ve cumhurbaşkanlarıyla birlikte oldum. Bu düşüncülerim herkes tarafından bilinir.
Kendilerinden bir dostları olarak rica ediyorum.
İran kendini yenilemeli ve bazı konularda bütün Müslümanlara dostluk ve kardeşlik elini uzatmalıdır.
İsrail’e karşı ancak bu şekilde bir güç haline gelebilir ve bu şekilde aramızdaki nifak ve fesadı ortadan kaldırabiliriz.
İslam âleminin duyarsızlığına karşı yekvücut olmamız gerekmektedir; eminim ki merhum İsmail Haniye ve tüm şehitler de bunu arzulamaktadır.”