Srebrenitsa soykırımından Gazze soykırımına - 5
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…
“Srebrenitsa Soykırımı” olduğunda bir bütün olarak insanlık âlemi yapılması gerekenleri yapmadığı gibi ülkemiz dahil İslâm âlemi de gerekenleri yapmadı veya yapamadı…
“Gazze Soykırımı” da dünyanın gözleri önünde aylardan beri canlı yayın gibi izlenircesine devam ediyor ve ne insanlık âlemi ve de İslâm âlemi bir şey yapabiliyor…
“Srebrenitsa Soykırımı” geçen yüzyılda, “Gazze Soykırımı” da hem içinde bulunduğumuz yüzyılın hem de üçüncü milenyumuz başlangıcında, “çöken dünya düzeni” açısından meseleye bakıldığında, önceki soykırımla birlikte halen yaşanan da canlı belge…
“Adil Dünya Düzeni” ise -bu gibi vesilelerle hep anlattığım ve yazdığım üzere- “soykırımlar” dahil çağımızdaki tüm vahşetlerin tek çare ve çözümüdür…
“Srebrenitsa Soykırımı” ile ilgili bazı önemli detayları tekrar tekrar yazalım, böylece tarihe not düşmüş, bu benzersiz katliamı kayda geçirmiş ve insanlığı bu şekilde uyarmış olalım ki; bu sayede belki zamanla “Gazze Soykırımı” ve benzerleri sona erer inşallah…
“Srebrenitsa Soykırımı” ile ilgili bazı önemli detaylar şöyle. Sırp saldırılarından kaçan binlerce Boşnak, BM tarafından “güvenli bölge” ilan edilen ve 400 Hollandalı barış gücü askeri tarafından korunan Srebrenitsa’ya sığındı. Sığınmacılardan yaklaşık 25.000’i, barış gücü askerlerince Srebrenitsa’ya birkaç kilometre mesafedeki Potaçari’de bulunan bir akü fabrikasına yerleştirildi. Fabrikadaki savunmasız binlerce Boşnak, Hollandalı askerlerce 11 Temmuz 1995’te Ratko Mladić, namı diğer “Sırp Kasabı”, komutasındaki Sırp askerlerine teslim edildi. Askerler 12 yaş üstü tüm erkekleri bir yana, kadınları da diğer yana ayırdılar. Kadınlara tecavüz edildi, erkekler ise kamyon ve otobüslere doldurularak ölüme götürüldü.
Srebrenitsa’daki kıyımdan Tuzla’ya kaçmaya çalışan 12.000’i aşkın Boşnak, dağlık güzergâh üzerinde pusu kuran keskin nişancı Sırp askerleri tarafından adeta tek tek avlandı. Dağlardaki bu zorlu kaçış yolundan yaklaşık 3.000 kişi sağ olarak Tuzla’ya ulaşabildi. Srebrenitsa’dan Tuzla’ya uzanan yolda 10 gün içerisinde 10.000’den fazla kişi katledildi.
Srebrenitsa’da yaşanan bu katliam Avrupa’da hukuksal olarak belgelenen ilk soykırım olarak tarihe geçtiği gibi; BM bile 23 Mayıs 2024 tarihinde alınan kararla, 11 Temmuz'u “Srebrenitsa Soykırımını Anma Günü” olarak daha yeni kabul etti!
Bosna Savaşı’nın Bilançosu
Bosna’da üç buçuk yıl devam eden savaşta 312.000 kişi hayatını kaybetti, 2 milyon kişi evini terk etmek zorunda kaldı. 27.734 kişi resmî kayıtlara kayıp olarak geçti.
Toplu Mezarları Araştırma Enstitüsü’nün 18 yıldır sürdürdüğü çalışmalarda 20.000 kaybın cesedine ulaşıldı, bunlardan yaklaşık 18.000’inin kimliği belirlendi. Çalışmalar yıllardır devam etmekte olmasına rağmen, toplu mezarlarda bulunan cesetlerin çoğu parçalandığı ve yakıldığı için kimlik tespit çalışmaları zorlukla sürdürülüyor...
Bosna-Hersek Kayıpları Arama Enstitüsü verilerine göre, 1995 yılından bu yana ülke genelinde 500’den fazla toplu, 5.000’in üzerinde müstakil mezar bulundu. Kimlikleri tespit edilen kurbanlar, her yıl 11 Temmuz günü düzenlenen törenle Srebrenitsa’da toprağa veriliyor. Nitekim bu sene de 11 Temmuz günü yeni bulunabilen kurbanlar törenle defnedildi.
- “Bosna Soykırımı” hemen sonrasında veya devamında bir soykırım daha yapıldı…
- “Kosova Soykırımı” Sırp caniler tarafında “Bosna Soykırımı” ile birlikte yapıldı…
- “Gazze Soykırımı” da Siyonist İsrail Yahudileri tarafından aylardır yapılıyor…
- “Srebrenitsa soykırımından Gazze soykırımına” dememizin ana sebebi işte budur.
“11 Temmuz Srebrenitsa Soykırımını Uluslararası Anma Günü” denmesinin ve çok geç de olsa bizzat BM tarafında kabul edilip resmileştirilmesinin sebebi de budur.
“Srebrenitsa Soykırımını” ve devamındaki “Kosova Soykırımı” dünyanın gözü önünde, sözde medeni ve yine sözde batasıca Batı batış medeniyeti merkezi Avrupa’nın göbeğinde, bile bile ve göz göre göre, planlı olarak yapılan ve yaptırılan benzersiz bir insanlık dramının yıldönümüdür; şimdi de aylardan beri maalesef “Gazze Soykırımı” yaşanıyor…