ÜSKÜDAR ÇALIŞMALARI-10 Cuma, 03.06.2016
YENİ İSLÂM MEDENİYETİ
İnsanlık bundan 60 bin yıl önce ortaya çıkmış, başlangıçta meyve toplayıcılığı ile yaşamıştır. Sonra avcılık, çobanlık, çiftçilik dönemlerini yaşamış ve devlet öncesi, tarih öncesi dönem sona ermiştir. Kuzeyde ormanları açarak tarım yapma dönemini yaşayan Sümerler Güney Irak’a indiler. Irak’ta su tarımı yapan yerli halk vardı. İki teknoloji birleşti ve Fırat ile Dicle’de barajlar kurdular, tarım verimi yüzlerce misli arttı. Göçlerle kentler oluştu. Artık topluluklar kişiler tarafından yönetilmiyordu. Kişi yönetiminden şeriat yönetimine geçildi.
Nuh uygarlığının ardından Hazreti İbrahim, Hazreti Musa, Hazreti İsa peygamberlerin uygarlıkları gelmiş; Hazreti İbrahim insanlığa müspet ilmi, Hazreti Musa şeriat düzenini, Hazreti Davut vakıf ekonomisini, Hazreti İsa laikliği öğretmişti. Sonunda Hazreti Muhammed geldi ve eski peygamberlerin ilimde, siyasette, ekonomide ve dinde yaptıklarını birleştirerek bir bütün olarak KUR’AN MEDENİYETİNİ kurdu.
Peygamberlik sona ermiştir. Peygamberlerin yerini onların vârisleri olan İLİM adamları alacaklardır. Nuh, İbrahim, Musa, İsa uygarlığından sonra, beşinci İslâm medeniyeti olarak I. Kur’an medeniyeti gerçekleşti. Ne var ki I. Kur’an medeniyeti insanlığı teknoloji bakımından uygarlaştırdı, hukukun ilmini yaptı, uygulaması o günkü teknoloji içinde mümkün olmadığı için kısmen uygulanabildi. I. Kur’an medeniyetinin oluşturduğu teknoloji ile artık Kur’an’ın eksiksiz uygulanması seviyesine ulaşılmıştır. Demek ki YENİ İSLÂM MEDENİYETİ, V. İslâm, II. Kur’an, üçüncü binyıl medeniyeti olarak ortaya çıkmaktadır.
Yeni medeniyetler, iki eski medeniyetin sentezinden ortaya çıkar. Nuh yani Mezopotamya medeniyeti ile Mısır medeniyetinin sentezinden İbrani medeniyeti doğmuştur. Mısır medeniyeti ile İbrani medeniyetinin senteziyle Yunan medeniyeti doğmuştur. İbrani medeniyeti ile Yunan medeniyetinin senteziyle Roma medeniyeti doğmuştur. Roma medeniyeti ile İbrani medeniyetinin senteziyle Bizans medeniyeti doğmuştur. Bizans medeniyeti ile Babil medeniyetinin senteziyle İslâm medeniyeti doğmuştur. İslâm medeniyeti ile Bizans medeniyetinin senteziyle Avrupa medeniyeti doğmuştur. Bugün de Avrupa medeniyeti ile I. Kur’an medeniyetinin senteziyle üçüncü binyıl / V. İslâm / II. Kur’an medeniyeti doğacaktır. Miladi yılların binyıl başlarında doğan medeniyetlerden biri olan YENİ MEDENİYETİMİZ, İslâmiyet ile Avrupa medeniyetinin sentezinden doğacaktır.
Doğu medeniyetleri HUKUK VE YÖNETİM, batı medeniyetleri TEKNOLOJİ VE SANAYİ inkılâbı yaparlar. Batı sanayi inkılâbını yapmıştır, şimdi Doğu hukukta inkılâp yapacaktır. İnsanlık “TARIM DÖNEMİ HUKUKU”ndan “SANAYİ DÖNEMİ HUKUKU”na geçmektedir. Bu geçiş silahla değil, servetle değil, ancak ilimle başarılabilir.
Medeniyetler bin yıllarının başlarında doğarlar. İnkılâp yapan peygamberlerden Hazreti Nuh, Hazreti Musa ve Hazreti Muhammed, medeniyetin insanlığa yayılmasından önce gelmişler ve üç-dört asır hazırlık yapılmıştır. Üçüncü binyıl medeniyetinin hazırlığını, iki medeniyeti de eşit seviyede öğrenmiş olan Türkiye (ve Osmanlı) devletleri yapmıştır. Bugün iki uygarlığı da bilen tek ülke Türkiye’dir. Yeryüzünde harf inkılâbını yapmış ama İslâmî ilimlerde aynı seviyede kalıp yaşamış başka bir ülke yoktur. Hiçbir ülkede bir Risale-i Nur hareketi, bir Adil Düzen ve Millî Görüş çalışması yoktur.
İşte, Kur’an’da ifade edilen bu görevle görevli olduğumuzu bilmemiz gerekmektedir. 1967’de kurulan Akevler Kredi ve Yardımlaşma Kooperatifi yarım asırdır bu çabaların merkezi olmuş, başlangıçta bütün Müslümanların cemaatlerinin katılması ile kurulmuştur.
II. Kur’an medeniyetini kurabilmemiz için işe yüz lojmanlı işyeri apartmanlarını yapmakla, yüz villalı dinlenme semtlerini kurmakla başlayacağız. Üçüncü binyıl uygarlığının kurulması çalışarak (üreterek) okunan (ilim yapılan) semtlerde gerçekleşecektir. Yüz villalı dinlenme evlerinde ise insanlar buluşup elde ettikleri sonuçları birbirlerine aktaracaklardır.
İslam Medeniyeti Vakfı bu çalışmaya “Bin Dil Üniversitesi Projesi” ile katılmalıdır. Bu hususta Üsküdar Belediyesi ile temaslar yapılmalı; sonuç alınamayacaksa, zaman kaybetmeden diğer belediyelerle teşebbüse geçilmelidir. “Adil Düzen”e alenen karşı olduğunu beyan etmiş olan başkanların oradan gitmesinden sonra temas kurmalıyız; şimdiden ret gelirse, bir daha yeni gelecek belediye başkanı da onu değiştirmez...
SÜLEYMAN KARAGÜLLE
Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL