AK Parti, Başkanlık, Başbakan, ciddiyet ve İslâm
Millî Gazete’de yazılarımız yayımlandığı hareketli sayfalar (4 ve 5. sayfa) müsait olamayınca, son iki yazımın ardından yazmayı düşünüp planladığım yazıları yazmadım; bu arada gündemler değişti! O konulara başka vesilelerle döneriz, inşallah...
AK Parti, bütün sorunlar bitmişçesine BAŞKANLIK ve BAŞBAKANLIK konularına kilitlenmiş durumda! Yine hatırlatıyorum; bu arada ANA SORUNLAR hep ÇÖZÜM bekliyor!!! Onlar “BAŞKANLIK, BAŞBAKANLIK” vs ile oyalanırken; biz çalışmalarımıza devam ediyoruz... Bu hafta 864. KUR’AN VE İLİM Seminerimizi yaptık, 341. ADİL DÜZEN Dergimizi yayımladık… İki çalışma arkadaşımız (Lütfi Bey ve Tayibet Hanım), bu haftaki dergimizde, iki önemli konuya bizim bakış açımızca temas etmişler… Sadece bizim yayın sitemizde kalmasın, bu köşemiz aracılığıyla herkesin haberi olsun…
***
BAŞKANLIK SİSTEMİNE GAYRİ İLMİ GEREKÇELER
BAŞKANLIK SİSTEMİNİN BİR KURTARICI OLMAYACAĞI apaçık ve nettir.
Tam tersine, BAŞKANLIK SİSTEMİNİN ZARARLI OLACAĞI da açık ve nettir.
YERİNDEN YÖNETİMLERİN ağırlık kazanması, MERKEZİ YÖNETİMİN etkisinin azalması gerekirken, tüm ülkenin yönetimini tek bir adama vermek son derece sıkıntılıdır.
BAŞKANLIK SİSTEMİNİ savunanlar da zannediyorlar ki hep kendi adamları başkan olacak. Başkanlık diğer tarafın eline geçince düdük başka türlü ötmeye başlar ve o zaman işler değişir. Bütün bunlara rağmen bu sistem mevcut sistem içinde değişirse ona karşı koymak, ona karşı savaşmak, gayri hukuki yollarla kan dökmek, teröristlikten başka bir şey de değildir.
ÇÖZÜM, “ADİL DÜZEN”İN “YERİNDEN YÖNETİM SİSTEMİ”DİR.
Ama kulak veren yok. Boş boş konuşmaları, saçma sapan tartışmaları izledikçe, gayri ilmî gerekçeleri duydukça, üzülmekten başka bir şey gelmiyor elimizden. Allah hidayete erdirsin. (M. Lütfi Hocaoğlu)
***
EY AKIL SAHİPLERİ!
Ne yazık ki CİDDİYET aşırılığından çok çok uzağız. Bizde aksine, hiçbir şeyi ciddiye almamak can sıkar bir halde. Ülkenin durumu ortada... Her gün şehit haberleriyle ciğerimiz yanıyor. Bizler ancak ekran başında üzülürken, nice ocaklar sönüyor. Bunca acıya rağmen terör bir türlü bitmiyor, temizlendi denen yerlerden hâlâ teröristler çıkıyor. Her ne kadar asker kefeniyle gezse de ortada bir savaş yokken cehennemin yaşanması insanı üzüyor. Ancak insanı daha çok üzen bir şey var ki o da, bu kadar çok derdi olan bir ülkenin bugünlerde bambaşka bir gündemle meşgul olmasıdır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı evleniyor... Aynı dönemde büyük şöhretler de evlendi ama kimse için öyle yollar kapatılıp, hayatlar felç edilmedi... Ortada ciddi bir şov var ve bana göre bunun adı ‘aşırılık’. / Bu Cumhurbaşkanı'na bir eleştiri midir? / Hayır, kesinlikle değildir. O da bir insandır, herkes kadar alelade bir insandır.
Bu, ‘MÜSLÜMAN’ kimliğine taşıyacağından fazlasını yüklemeye çalışan cühela topluluğuna bir eleştiridir. Kur’an okumak, namaz kılmak, eşinizin başının örtülü olması sizi doğru insan veya özel insan yapmaz. İslâm dininin temsilcisi diye bir şey yoktur.
İSLÂM kimsenin tekelinde değildir ve böyle basit bir fişlemeye de layık değildir. Herkesin yaptığı iyilik lehine, kötülük ise aleyhinedir. Şahsi hataları yüce bir dine mal etmekten ve bunun üzerinden edebiyat yapmaktan vazgeçelim. İSLÂM, ancak KUR’AN’ı hayatının her alanına geçirebilenlerin sahip çıkıp övünebileceği bir kimliktir.
Ortada büyük bir BÂTIL varken, HAKK’IN henüz gelmediği gayet açıktır. Tabii ki muhatabımız başlığımızdır. (Tayibet Erzen)
Çalışma arkadaşlarımıza teşekkürler... CİDDİYET, MÜSLÜMAN, İSLÂM, KUR’AN, HAK-BÂTIL hatırlatmaları çok önemli… Erbakan Hocamızın dediği gibi; Allah herkese, tek çözüm olan “ADİL DÜZEN” ve “YEREL YÖNETİM” hidayeti nasip etsin…