Gazze, anayasa, ekonomi ve ‘dünyanın çöküşü’-7
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…
“Gazze gündeminden ya da soykırımından” ve gündemdeki konulardan kopmadan bu yazıları yazmamın bir sebebi de otuz yıl önce Avrupa’nın ortası Balkanlar’da yani “Bosna ve Kosova’da yapılan soykırımdan” herkesten çok etkilenmem sebebiyledir…
Kosova’da doğdum, annem Bosna Sancaklı, sekiz yaşıma kadar oralarda yaşayıp büyüdüm, her yaz mevsimini annemle Sancak’ta yaşadım, sonunda anavatan Türkiye’ye “hicret” ettik ama amca ve halalarım, dayı ve teyzelerim yani birinci derece bütün akrabalarım Balkan ülkelerinde kaldılar, “soykırım” olduğunda da herkesten çok etkilendim…
Ülkemizdeki ve dünyadaki gelişmelerden etkilenmem de işte bu duyarlılıktandır…
Bu girizgâhtan sonra önceki yazımızdaki ana gündemimize dönelim; başlık şöyleydi:
“Dünya Ani Çöküşün Eşiğinde!”
Kaldığımız yerden başlayıp devam edelim…
Geçmişte yaşananlardan örnekler verildi. Bugün de benzer bir kopuşun mümkün olabileceği aktarıldı. Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın dünya görüşüyle Beyaz Saray'a dönüşünün, kurumların ve normların aşınmasını sürdüreceği vurgulandı.
“Savaşlar büyük bir çöküşe neden olabilir”
Çin'den ucuz ithalatın ikinci dalgasına ilişkin korkunun da bu duruma katkı sunduğu belirtilerek, “Amerika ile Çin arasında Tayvan konusunda veya Batı ile Rusya arasında açık bir savaş büyük bir çöküşe neden olabilir” denildi.
İlk bakışta dünya ekonomisinin güven verici derecede dirençli göründüğü belirtildi. ABD'nin, Çin ile ticaret savaşı tırmanırken bile yükselişe geçtiği; Almanya'nın ekonomik bir felaket yaşamadan Rus gaz kaynaklarının kaybına dayanabildiği kaydedildi. Küresel gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) payı olarak ticaretin koronavirüs salgınından sonra toparlanma kaydettiği ve bu yıl sağlıklı bir şekilde büyüyeceği tahmin ediliyor.
“Küresel ekonomiyi yöneten düzen çöküşe yakın”
Ancak daha derine bakıldığında kırılganlığın görüldüğü ifade edilerek şunlar aktarıldı: “İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana küresel ekonomiyi yöneten düzen yıllardır aşınıyor. Bugün ise çöküşe yakın. Eski düzenin çöküşü her yerde görülüyor. Yaptırımlar 1990'lı yıllardan dört kat daha fazla kullanılıyor. Amerika yakın zamanda Rus ordusunu destekleyen kuruluşlara 'ikincil' cezalar uyguladı. Dolar hâkim olmaya devam etse ve gelişmekte olan ekonomiler daha dayanıklı olsa da küresel sermaye akışı parçalanıyor.”
Bütün bu iddialar aynı zamanda örneklerle anlatıldı… Eski sistemi koruyan kurumların ya çoktan çökmüş durumda ya da hızla inandırıcılığını kaybettiğine dikkat çekildi:
“Dünya Ticaret Örgütü gelecek yıl 30 yaşına girecek, ancak ABD'nin ihmali nedeniyle 5 yıldan fazla bir süre 'hareketsiz' olacak. IMF, 'yeşil' gündem ile finansal istikrarın sağlanması arasında sıkışıp kaldı; kimlik krizinin pençesinde. BM Güvenlik Konseyi felç oldu. Uluslararası Adalet Divanı gibi uluslarüstü mahkemeler, savaşan taraflarca giderek daha fazla silah haline getiriliyor.”
“DÜNYANIN Aniden çökebileceğini gösteriyor”
Tarihin, daha derin ve daha kaotik çöküşlerin mümkün olduğunu gösterdiği ifade edilerek, “düşüş başladığında aniden çökebileceğini gösteriyor” denildi.
Birinci Dünya Savaşı'nın, o zamanlar pek çok kişinin sonsuza kadar süreceğini varsaydığı küreselleşmenin altın çağını yok ettiği de kaydedildi:
1930'ların başlarında Büyük Buhran ve Smoot-Hawley tarifelerinin başlamasının ardından Amerika'nın ithalatı sadece iki yıl içinde yüzde 40 oranında çöktü. Ağustos 1971'de Richard Nixon, beklenmedik bir şekilde doların altına çevrilebilirliğini askıya aldı; 19 ay sonra Bretton Woods sabit döviz kuru sistemi çöktü.
SONUÇ: Adil Düzen Çalışanları olarak bizler “SOSYAL TUFAN” var diyoruz…
Onlar da “Dünya Ani Çöküşün Eşiğinde!” diyorlar…