15.05.2011
Başbakan Erdoğan geçen gün “İki Şehir Projesi”ni de açıkladı. İstanbul’un iki yakasında iki yeni şehir kurulacakmış. Hedef, depreme hazırlık ve kentsel değişim dönüşüm amacıyla bu iki yeni şehri inşa etmek. Malumunuz olduğu üzere, bu köşede “Kanal İstanbul Projesi” ile ilgili olarak -şimdilik kaydıyla- bazı ön değerlendirmeler yapıldı.
Aslında ilgililer ve yetkililer bizimle görüşseler, bu konularda bir köşe yazısının çapını aşan görüşmemiz gereken çok şey var ama… Onlar ilgilenmeme ve görüşmeme inatlarında ısrar ediyorlar… Biz de şimdilik bir kısım görüşlerimizi burada halkımızla paylaşıyoruz…
Önce kimi görüşleri (iki görüş) kısaca özetleyip bizim projelerimizden söz edeceğim.
İstanbul nerede?
Üç kıtanın odak noktasında, coğrafi olarak dünyanın merkezinde, dünya tek devlet olabilse adeta dünyanın başkenti; bir deniz feneri gibi bütün dünyaya çok yönlü yol ve yön gösteren İstanbul… 21’inci yüz yılda, III’üncü milenyumda kurulacak “yeni medeniyet”in merkezi ve mevcut medeniyet merkezi New York’un neredeyse biricik alternatifi İstanbul… Dünyadaki medeniyet merkezi ve güç odağı Batı’dan Doğu’ya kaymakta, Doğu’nun yıldızı parlayan yeni medeniyet merkezi ülkesi Türkiye, medeniyet merkezi şehri de İstanbul…
Kadim dünyanın kültür ve medeniyet beşiği Akdeniz’de medeniyetler merkezi bir yer var; Anadolu, yani Türkiye… Sadece geçmişte değil, çağımızda da yüklendiği görev ve sergilediği vizyonla, bölgesine değil, bütün dünyaya güven ve ümit veren Türkiye… Hiçbir Avrupa ülkesinden geri kalmayan zengin ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel birikimleriyle birlikte, bütünleştirici büyük yol haritasını gören ve gösteren vizyonuyla, silahsız ve savaşsız yani “barışçı” yeni bir fethin kapılarını insanlığa açan/açabilen Türkiye… Gönüllü Anadolu erenlerini bir zamanlar bünyesinde barındıran ve onlar vasıtasıyla gönülleri fetheden ülkenin torunları, şimdi gelecek bin yılın gönül fetihlerine hazırlanıyor ve burası Türkiye… Anadolu insanı için dünya coğrafyası “savaş” alanı değil “barış” alanıdır ve o Anadolu Türkiye’dir.
Türkiye ve İstanbul… Batı ve Amerika çekilirken, Türkiye ve İstanbul gelecektir…
İki görüş demiştim. İkincisini daha kısa anlatayım. Dünyanın en önemli coğrafi bölgesinin merkezi Türkiye’dir, Türkiye’nin merkezinde ise İstanbul var. Dolayısıyla, İstanbul coğrafi durum itibariyle dünyanın merkezidir. İstanbul bir “ülke” özelliği gösteriyorken, Türkiye ise adeta bir “kıta” özelliği taşıyor. İstanbul emek yoğun sanayinin barındığı bir yer olmaktan çıkmalıydı, “Finans Merkezi” olma isteğimiz de bu nedenle oluştu. Ülkemizin ulusal yerleşim planı yok ama biz İstanbul’un yerini her yönü göz önünde tutarak belirleyebilmek amacıyla, Marmara Bölgesi ölçeğinde bir yerleşim planlaması yapabildik... AR-GE ağırlıklı bir gelişim olmalı... Bir de iskân meselesi var…
İki görüş özetle böyle… Şimdi sıra bizim görüş ve projelerimizde…
Bugüne kadar İstanbul ile ilgili pek çok proje ürettik, şimdiye kadar bunların çok azını ilgililer, yetkililer ve halkımızla paylaştık; görüş ve projelerimiz “ilgi” bekliyor…
İstanbul’un Avrupa yakası on milyonu geçmemek üzere dünyanın ekonomik, kültürel, siyasi ve sosyal pek çok alanda “medeniyet merkezi” ilan edilir. Buraya giriş ve çıkışlar vizesizdir. Buraya giren mallar gümrüksüzdür. Buranın güvenliğini Türkiye Cumhuriyeti Devleti taahhüt eder. Burada uluslararası vakıflar kurulur. Bu vakıfların dünyanın her tarafında gelirlik galliyeleri bulunur. Bu İstanbul’da birçok hizmet karşılıksız verilir. a) Konaklama yerleri yapılacak, buraya dünyanın her yerinden misafir kabul edilecek, misafirhanelerde kalma bedava olacak... b) Elektrik, su vs paraları alınmayacak… c) Hava meydanları, deniz limanları, oto garajları, tren istasyonları ve tüm parklar ücretsiz olacak… d) Burada her türlü muhaberat/haberleşme, telefon, internet vesaire karşılıksız olacak...
Selçuklu döneminde başlayıp Osmanlı döneminde kemale eren “medeniyet merkezleri” hanlar, kervansaraylar, imaretler, külliyeler, medreseler, çarşılar ve benzer daha nice diğer çağdaş örneklerini bu İstanbul’da dünyaya örnek olacak şekilde yapmak…