Razı olamadığım konulardan biri, kimden gelirse gelsin haksızlık yapılmasıdır. Başbakanımıza arzediyorum diyerek dile getirdiğim haksızlık, 7 Haziran 2015 seçimleri öncesinde yaşanmış bir mağduriyeti yazmıştım. Bu mağduriyeti büyüten, çözümsüz eden şey ise Konya Ak Parti vekilimizin şoförünün, radara girmesi ve ehliyetini yanında taşımama sebebiyle ceza yazılmasıdır.
Şoför beyin Ak Parti il merkezine giderek, kendisine ceza yazan trafik iki görevli trafik polisinden şikayetçi olması.
Siz iki polis memuru, nasıl ceza yazarsınız vekil şoförüne üstelik bu şoför sayın vekilimizin yeğenidir, yazamazsınız kardeşim, suçlusunuz, hem bu şoförün deyimiyle paralelcisiniz.
Sicile de işlerse bu Paralelci iftirası, düzelt artık düzeltebilirsen.
Başbakanımıza arz ederek yazdığım yazının url adresini, sayın başbakanımızın twitter adresinden, başbakanımıza twit olarak gönderdim. Hiç bir şeyin değişmediğini yine görmüş oldum. Artık bu konuyu Cenabı Allah'a arz ediyorum.
Razı olamadığım bir diğer konu ise, Müslümanın Müslümanı tekfir etme hastalığıdır. Kur'an ve Sünnette ''MÜSLÜMANLAR KARDEŞTİR.'' deniliyor. Biz birbirimizi 1 oy için tekfir edebiliyoruz, kafir, münafık diyebiliyoruz. Üstelik görüşlerimizi desteklemek için kafirler ve münafıklar için inen ayetleri delil getirebiliyoruz. Kur'an ve sünnete göre görüşlerimizi düzeltmeyi hiç düşünmüyoruz.
İslami gazetelerin web sitelerinde okuyucu yorumları arasında daha çok rastlıyorum, Müslümana, İdarecilere hakaret ve tekfir içerikli yorumlara. Biz de yorumlarla tepkimizi dile getirdiğimizde yayınlanmıyor, münafık diyen haklı gösteriliyor. İletişimden yönetim ve editöre tepkimi yazıyorum. Sonuç olarak bir şey değişmiyorsa, onlar haklı biz haksızız, bunu anlıyorum.
Müslümanlar birbirlerine karşı nasıl böyle hakaretlerde bulunabilir? Bu gazeteleri okuyanlar diğer siyasi görüşte olanlara karşı kin ve nefretle doluyorsa, gazete yönetiminin, yazarlarının da etkisi vardır diye düşünüyorum. Tepki olarak bu gazeteyi okumayı, web sitesini takip etmeyi bırakıyorum.
Ashabın biri savaşta yıktığı düşmanı öldürecekken, düşman birden Kelimeyi Şehadet getirir. Adamı öldürdükten sonra Peygamber efendimize anlatır. Peygamber efendimiz: ''KALBİNİ YARIP BAKTIN MI?'' diye sorar.
Bugün bazı Müslümanlar birbirinin kalbini yarıp baktılar mı ki, Müslümana Yahudi, kafir, münafık diyebiliyorlar.
''MÜSLÜMANI TEKFİR ETMEYİNİZ.'' hadisi şerifi açık ve nettir. Tekfir edilene bir şey olmaz, olan tekfir edene olur.
''AMELLER NİYETLERE GÖREDİR.'' hadis.
Hiç kimse verdiği oy ile Allah'ın takdirini değiştiremez, Müslümanı tekfir etme hastalığı bulunanlar bu günahtan tövbe etsinler, Müslümanlar İslamı hakkiyle yaşasınlar, Müslümanlar aslına rücu etsinler. ''NASILSANIZ ÖYLE İDARE EDİLİRSİNİZ.'' HADİS.
Dün ırkçılık akımlarına kapılan Müslümanlar oldu, Osmanlı devleti kaç parçaya bölündü.
Bugün belki halkın % 80'i faizli kredilerle Allah'a harp ilan etmiş, diğer büyük günahlar aleni işleniyor. Hepimiz tövbe etsek, bu günahlardan tamamiyle sakınsak, Allah CC, ya idarecileri bize layık eder ya da bize layık bir idare verir.
İşte o zaman ADİL KURAN DÜZENİNE, ADİL EKONOMİK DÜZENE LAYIK OLURUZ.
''Büyük düşmanımız nefsi emmare,
Takmış kemendini cezb eder Nare
Cehdet ki bulasın sen sana çare
Ellerin aybını gözleme kardaş.''
Ne zaman nefsimizi suçlayıp tövbeye davet edeceğiz?