Reşat Nuri Erol
H. Özdemir’İn İSLÂM-CILIK yazıları-2; ERBAKAN FAKTÖRÜ
29.07.2015
13282 Okunma, 5 Yorum

 

SABAHA KARŞI HARUN ÖZDEMİR'İN MAKALELERİ ÜZERİNDE ÇALIŞIP SİTEMİZE YERLEŞTİRDİĞİM SIRADA...

MEĞER HARUN ÖZDEMİR KARDEŞİMİZ 7. VE BENCE EN ÖNEMLİ MAKALESİNİ YAZIYORMUŞ... 

MAKALE BUGÜN GAZETEDEKİ KÖŞESİNDE YAYIMLANDI VE SABAH BENİ ARADI...

GEREKLİ GÖRÜŞMELERİ YAPTIK, YAZIYI -YORUMSUZ- YAYIMLIYORUM...

TAKDİR VE GEREĞİNİ YAPMAK HER OKUYUCUNUN GÖREVİ!..

YOKSA...

HEM GÖREVİ HEM DE DOĞAL HAKKI MI DEMELİYDİM?..

SELAM, DUA, HÜRMET VE MUHABBETLERİMLE...

REŞAD

*

 

 

Harun Özdemir’den “İSLÂM-CILIK” yazıları-2;

ERBAKAN FAKTÖRÜ

 

Harun ÖZDEMİR

  

Erbakan faktörü

Ege’de SonSöz Gazetesi; 29 Temmuz 2015 Çarşamba

 

Sürekli vurguladığım İslâmcılığın olmazsa olmazları var. Bunları geniş olarak İslamcılık ne değildir?” yazımda belirtmiştim:

-İslamcılık, Müslüman olmak değildir ama Müslüman olunmadan da İslamcı olunmaz.

-İslamcılık, Batının yükselen değerlerinden laiklik, demokrasi, cumhuriyet, parlamenter sistem, anayasal düzen, kadın hakları, liberalizm, sivil toplum, hukukun üstünlüğü, eşitlik, bireysel özgürlükler, adalet… gibi kavramları İslâm kaynaklarıyla açıklayıp delillendirmektir.

-İslamcılık, siyasal muhalefet hareketidir… 

Bu üç madde çok önemlidir.

İslamcılar, 1865’ten 1973’e kadar iktidar olamadılar. Mustafa Kemal PaşaBüyük Taarruz öncesinde İslâmcı vekillere bir şans tanımıştı ama onu da başaramadılar. Zaten başarmaları da mümkün değildi.

1969’da kurulan ve kısa süre sonra kapatılan MNP, 12 Mart 1971’in tozu dumanı dağıldıktan sonra MSP olarak yeniden kuruldu. MSP, 1973’te yapılan seçimde beklenmedik bir başarı gösterdi.

Klasik düşünce kalıpları ile MSP’yi anlamaya çalışanlar, yanıldılar. Erbakan’ın ideolojik davranacağını bekliyorlardı. Tam tersi oldu; pragmatik davrandı. Çünkü Erbakan liderliğindeki MSP, o günlerin en seküler partisi CHP ile koalisyon kurabildi. Bu kamuoyunun öngördüğü bir gelişme değildi.

MSP’nin İslâmî mesajlar veren “Önce ahlâk ve maneviyat”, “Manevi kalkınma” sloganları yanında “Ağır Sanayi”, “Milli Harp Sanayi” de vardı. Erbakan bu söylemlerinden vazgeçmeden koalisyona ortak olabildi.

Bülent Ecevit, 1974’teki Kıbrıs Barış Harekat’ının başarısını Erbakan’la paylaşmak istemeyince koalisyonu bozup erken seçime gitmek istedi. Erbakan ikinci bir hamle daha yapıp önce 1. MC, sonra da 2. MC hükümetlerine koalisyon ortağı olarak katıldı.  

O günlerde Necip Fazıl’ın hışmına uğrayan Erbakan, Tercüme İslâm, akabinde de İran İslâm Devrim’inin yoğun eleştirisi ve baskısı altındaydı.

Tercüme yayınların sayısındaki artış devam ediyordu. Buna ilaveten Düşünce, Şûra, Tevhîd gibi dergilerin kışkırtıcı yayınlarının gençliği terörize etme endişesi ve İran Devrimi süreci, Erbakan’ın da söylemlerini etkilemekteydi. Bu gelişmeler Erbakan’ın İslâm anlayışını mı etkiliyordu yoksa tabanı kaybetme endişesi mi ağır basıyordu, bunu da ayrıca tartışmak gerekir.

Özel oturumlarında İran Devrimi’ni ABD’nin yaptırdığını söyleyen Erbakan, bir Meclis konuşmasında da, başarısız ABD operasyonundan dolayı Humeyni’nin beş kerametini bir bir sayabiliyordu.

12 Eylül 1980’e kadar Erbakan’ın söylemlerinde çağdaş kavramlar olumlu yönüyle yer almadı. O günlerin Müslümanları çağdaş kavramların kâfirlik olduğuna çoktan inandırılmıştı. Erbakan, çok partili demokratik cumhuriyette legal bir partinin lideriydi. Ne kendisi ne de partisinden bir sözcü, çağdaş kavramlar dediğimiz laiklik, demokrasi, cumhuriyet, parlamenter sistem, anayasal düzen, kadın hakları, liberalizm, sivil toplum, hukukun üstünlüğü, eşitlik, bireysel özgürlükler, adalet… lehine bir cümle kurmadı veya kuramadı.

O günlerde MillÎ Görüş’ün tek teorisyeni Süleyman Karagülle’nin “Tek Yol Dergisi”, “Akevler Dergisi” ve “Günümüz Meseleleri ve İslÂmiyet” adlı kitabında çağdaş kavramların İslâmîliği üzerine yaptığı delilli açılamalar, Karagülle’nin lanetlenmesi için yeterliydi.

Oysa Karagülle; Namık Kemal, Ziya Paşa ve Ali Suavi’nin başlattığı ve 1923’e kadar onlarca yazarın binlerce yazısında dört delille savunduğu İslamcılığın yaşayan tek temsilcisiydi. Karagülle, hem çağdaş kavramları dört delille açıklayabiliyor hem de Osmanlı ve Cumhuriyet tarihinde hiçbir İslamcının gündeme getiremediği “ORTAKLIK EKONOMİSİ” dediği yeni bir ekonomik düzeni kapitalizm, sosyalizm, devletçi ve karma ekonomilere alternatif olarak sunabiliyordu.

Süleyman Karagülle, her türlü hor görülmeyi göze alarak Erbakan’ı desteklemeye devam etti. Erbakan 1987’de RP’nin başına geçince Karagülle ile görüşmelerini daha uzun ve verimli bir çizgide sürdürdü.

5 yıl kesintisiz süren dersler sonunda Erbakan, seçmenin karşısına bu kez daha az MillÎ Görüş ama daha çok “ADİL DÜZEN” söylemiyle çıktı.

Hoca ilerleyen yaşında gördüğü ilgiden çok memnundu. Karagülle’ye göre Adil Düzen “Laik, demokratik, liberal ve akit serbestliğine dayanan bir düzendir”.

Hoca ise “Adil Düzen”i, cahilleştirilmiş tabanın tepkisini çekmeyecek şekilde ve büyük çoğunu sansürleyip bazı noktalarda da sistemle çelişen eklemeler yaparak kitleleri heyecanlandırmayı tercih etti.”

Açıkçası Karagülle’nin ders notları Hoca’nın elinde kırbaç gibi şaklıyor, kitleler üzerinde müthiş heyecan dalgaları yaratıyordu.

Her konu gündeme geliyordu ama RP’liler Hoca dahil herkes, -yaşlı veya genç kuşak ayrım yapmaksızın söylüyorum- “laiklikten, demokrasiden, liberalizm ve akit serbestliğinden” nefret ediyordu.

Siyasette ikbal arayanlar, umursamadıkları teoriyi bir kenara iterek cami vaazını andıran siyasi konuşmalarını bir iki hadisle süsleyip yer yer de içine serpiştirdikleri “Adil Düzen’i kuracağız!” sloganlarıyla konuşmalarını oya dönüştürmeye çalışıyorlardı. Sloganlar kitleleri heyecanlandırmaya yetiyordu; fazlasına da gerek yoktu.

Karagülle 5 yıl boyunca her konuyu çağdaş kavramlar, İnsanlık Tarihi, Kur’an ve klasik usul ilimleriyle açıklıyordu. Kat Mülkiyet Kanunu’ndan BM statüsüne kadar… Teorik dersler yanında her hafta dünyada ve Türkiye’de yaşanan önemli olaylar gündeme geliyor ve bir bir açıklanıyordu. 

Erbakan, birçok konferansında ‘Adil Düzen üzerinde “550 İslâm alimi”nin çalıştığını’ söylese de, Hoca’nın çalışma masasında Karagülle’nin asistanı olarak bulunmuş biri olarak söylüyorum; tek teorisyen vardı, o da Süleyman Karagülle idi. Erbakan her konuda olduğu gibi bu konuda da pragmatik davrandı, kullandığı hiçbir bilgi için telif ödemedi, bu yetmemiş gibi Karagülle’den aldığı bilgileri alakasız insanlara mal etmekten imtina etmedi.

Hiç unutmam, aylarca ekmeğin içindeki faizi hesaplamaya çalışıp bir sonuca varamayan Erbakan Hoca ve arkadaşları, çaresizlik içinde kıvranırken, bunun hesabını da Karagülle’ye yaptırdılar. Karagülle formülü 20 dakikada asistanı Hüseyin Kayahan’a anlattı, Kayahan da ekmeğin içindeki vergi ve faizi matematik formüllerle Erbakan Hoca ve arkadaşlarına anlattı… Hoca, bir ekmeğin fotoğrafını çekene telif ödedi ama büyük menfaatler sağladığı bilgiler için bir hak hukuk sözleşmesi yapmayı aklına bile getirmedi.

1989’da bende uyanan kanaat şuydu; bu siyaset esnafı, sadece makam ve mülk peşinde! “Allah rızası” da din istismarından ibaretti. Her siyasi parti bir şeyleri istismar ediyordu, siyasal İslâmcılar da dini istismar ediyordu. Müesses nizam din istismarcısını “şeriatçılıkla” suçlaması ise tam bir “iftira”ydı.

***

Karagülle RP’li yıllarda partinin tek teorisyeniydi ve Erbakan’la 5 yıl düzenli yaptığı derslerde Kat Mülkiyet Kanunu’ndan BM statüsüne kadar ekonomik ve siyasal konuları Kur’an ve İnsanlık Tarihi verileri ile yeniden tanımladı.

Karagülle ve arkadaşları yoğun bir çaba içinde iken Müslümanların yaptıkları siyasetin hiçbir ilmi temeli yoktu! O günlerde ben hem Süleyman Karagülle’nin asistanı hem de Milli Gençlik Vakfı İzmir Şb. Bşk. idim. 7 yıl da RP il başkanına danışmanlık yaptım.

1989-1991 arasında MGV İzmir Şb.de her Cumartesi düzenlediğim tartışmalı panellere yoğun bir katılım olurdu. RP’nin oyu İzmir’de %1,5 iken MGV’deki gençlik ve fikri canlılık Ruşen Çakır’ın ifadesiyle İzmir’de bir numaraydı. Toplantılara zaman zaman Karagülle ve asistanları salona dinleyici olarak gelir ve her dinleyici gibi söz alarak 3-5 dk konuşurlardı. İrticanın rejimi tehdit ettiği günlerdi, doğal olarak çağdaş kavramlar sıklıkla gündeme gelirdi. Karagülle ve asistanları “laiklik, demokrasi, insan hakları, liberalizm, akit serbestliği … gibi” kavramları pozitif yorumlarlardı. Bundan hazzetmeyen RP teşkilat ve yöneticileri,  “kâfirliğe yataklık ettiğim” gerekçesiyle beni RP il ve Genel Merkezine şikâyet ederlerdi. Bu durum 3 yıl boyunca yaklaşık 150 panel için de yapıldı. Emniyetin Güvenlik Şubesine verdiğim hesaplar ise cabası! 

İş bu noktaya gelmişken bir tespitte bulunmam gerekiyor:

Bu nasıl bir tesadüf ki, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Türkiye dahil, İslâm ülkelerinde ve sömürgelerinde siyasal İslâmcıların tamamı çağdaş kavramların “kâfirlik” olduğunda ısrar ettiler. Yerli ve yabancı, gizli ve açık servisler siyasal İslâmcılar arasında öyle bir tunç kanunu koymuşlardı ki; Müslüman faiz, zina, hırsızlık, yolsuzluk, cinayet, siyaseten katl… yapabiliyordu ama kimse çağdaş kavramları savunamıyordu! Çağdaş kavramları reddettikleri için de iktidar olamıyorlardı! Bu garabet Ak Parti’nin kuruluşuna kadar devam edecekti.  

Laiklik, demokrasi, liberal ekonomi ve akit serbestliği üzerine yaptığımız tartışmaların sayısını Allah bilir. Bugün siyasetin yıldızı denebilecek ne kadar kişi varsa, Erbakan Hoca hariç hepsi hayatta. 28 Şubat 1997’ye kadar Karagülle ve asistanları hariç, hiçbir İslamcı, laiklik, demokrasi, liberalizm, Atatürk hakkında olumlu bir cümle kurmadı!

Müslümanı dünya ve tarih huzurunda ahmak durumuna düşürenler, 28 Şubat’ın dualı tokadını yiyince, bir sabah uyandığımızda bir de ne görelim, herkes “Demokrat ve Laik olmuş!”

1943’ten 28 Şubat 1977’ye kadar yayınlanan gazete, dergi ve kitaplara bakılabilir. Özellikle son 15 yıldır mangalda kül bırakmayan aydınlar(!)ın yazdıklarına!... Yazdıklarımın ne kadar doğru olduğu görülecektir.

Sevgili okuyucu, o günler gelip geçti!

Çoğunu birlikte yaşadık!

Bilgisiz ve tarihsiz yaşayan insanların yüce kavramları ne kadar kolay tersyüz ettiklerini, yüce dinleri nasıl istismar ettiklerini yaşayarak gördük!

Bunları ve gelecekte inşallah yazmaya devam edeceğim konuları, ölüleri kılıçtan geçirmek için yazmıyorum! Gittikçe sertleşen ve uğruna ölünen kavramların ve ideolojilerin serbest piyasada kaç para ettiğini göstermek için yazıyorum…

 

 

 

 

 

 


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
29.07.2015
12:02


http://egedesonsoz.com/yazar/Erbakan-faktoru-/9091



Reşat Nuri Erol
29.07.2015
12:04


HARUN ÖZDEMİR BU ÇALIŞMA İLE İLGİLİ

YORUM VE DEĞERLENDİRMELERİNİZİ

BEKLİYOR; DEĞERLENDİRECEK...

SELAM VE DUA İLE..

REŞAD / RNE



Tayibet Erzen
29.07.2015
15:45

Paylaşımınız için Allah razı olsun.

Yalnız, yazıyı renklendirme yapmadan koyarsanız, okuma ve odaklanma kolaylığı sağlayacaktır. Harun Bey'in kaleminden hiç şüphemiz yok, takdire şayan fikirleri ve yorumları gereken dikkati uyandıracaktır. Teşekkür ederim.

Tayibet

Reşat Nuri Erol
29.07.2015
16:41


Harun ÖZDEMİR  
Erbakan faktörü
29 Temmuz 2015 Çarşamba
Sürekli vurguladığım İslâmcılığın olmazsa olmazları var. Bunları geniş olarak “İslamcılık ne değildir?” yazımda belirtmiştim:
-İslamcılık, Müslüman olmak değildir ama Müslüman olunmadan da İslamcı olunmaz.
-İslamcılık, Batının yükselen değerlerinden laiklik, demokrasi, cumhuriyet, parlamenter sistem, anayasal düzen, kadın hakları, liberalizm, sivil toplum, hukukun üstünlüğü, eşitlik, bireysel özgürlükler, adalet… gibi kavramları İslâm kaynaklarıyla açıklayıp delillendirmektir.
-İslamcılık, siyasal muhalefet hareketidir… 
Bu üç madde çok önemlidir.
İslamcılar, 1865’ten 1973’e kadar iktidar olamadılar. Mustafa Kemal PaşaBüyük Taarruz öncesinde İslâmcı vekillere bir şans tanımıştı ama onu da başaramadılar. Zaten başarmaları da mümkün değildi.
1969’da kurulan ve kısa süre sonra kapatılan MNP, 12 Mart 1971’in tozu dumanı dağıldıktan sonra MSP olarak yeniden kuruldu. MSP, 1973’te yapılan seçimde beklenmedik bir başarı gösterdi.
Klasik düşünce kalıpları ile MSP’yi anlamaya çalışanlar, yanıldılar. Erbakan’ın ideolojik davranacağını bekliyorlardı. Tam tersi oldu; pragmatik davrandı. Çünkü Erbakan liderliğindeki MSP, o günlerin en seküler partisi CHP ile koalisyon kurabildi. Bu kamuoyunun öngördüğü bir gelişme değildi.
MSP’nin İslâmî mesajlar veren “Önce ahlâk ve maneviyat”, “Manevi kalkınma” sloganları yanında “Ağır Sanayi”, “Milli Harp Sanayi” de vardı. Erbakan bu söylemlerinden vazgeçmeden koalisyona ortak olabildi.
Bülent Ecevit, 1974’teki Kıbrıs Barış Harekat’ının başarısını Erbakan’la paylaşmakistemeyince koalisyonu bozup erken seçime gitmek istedi. Erbakan ikinci bir hamle daha yapıp önce 1. MC, sonra da 2. MC hükümetlerine koalisyon ortağı olarak katıldı.  
O günlerde Necip Fazıl’ın hışmına uğrayan Erbakan, Tercüme İslâm, akabinde de İran İslâm Devrim’inin yoğun eleştirisi ve baskısı altındaydı.
Tercüme yayınların sayısındaki artış devam ediyordu. Buna ilaveten DüşünceŞûra,Tevhîd gibi dergilerin kışkırtıcı yayınlarının gençliği terörize etme endişesi ve İran Devrimi süreci, Erbakan’ın da söylemlerini etkilemekteydi. Bu gelişmeler Erbakan’ın İslâm anlayışını mı etkiliyordu yoksa tabanı kaybetme endişesi mi ağır basıyordu, bunu da ayrıca tartışmak gerekir.
Özel oturumlarında İran Devrimi’ni ABD’nin yaptırdığını söyleyen Erbakan, bir Meclis konuşmasında da, başarısız ABD operasyonundan dolayı Humeyni’nin beş kerametini bir bir sayabiliyordu.
12 Eylül 1980’e kadar Erbakan’ın söylemlerinde çağdaş kavramlar olumlu yönüyle yer almadı. O günlerin Müslümanları çağdaş kavramların kâfirlik olduğuna çoktan inandırılmıştı. Erbakan, çok partili demokratik cumhuriyette legal bir partinin lideriydi. Ne kendisi ne de partisinden bir sözcü, çağdaş kavramlar dediğimiz laiklik, demokrasi, cumhuriyet, parlamenter sistem, anayasal düzen, kadın hakları, liberalizm, sivil toplum, hukukun üstünlüğü, eşitlik, bireysel özgürlükler, adalet… lehine bir cümle kurmadı veya kuramadı.
O günlerde Milli Görüş’ün tek teorisyeni Süleyman Karagülle’nin Tek Yol Dergisi, Akevler Dergisi ve Günümüz Meseleleri ve İslamiyet adlı kitabında çağdaş kavramların İslâmîliği üzerine yaptığı delilli açılamalar, Karagülle’nin lanetlenmesi için yeterliydi.
Oysa Karagülle; Namık Kemal, Ziya Paşa ve Ali Suavi’nin başlattığı ve 1923’e kadar onlarca yazarın binlerce yazısında dört delille savunduğu İslamcılığın yaşayan tek temsilcisiydi. Karagülle, hem çağdaş kavramları dört delille açıklayabiliyor hem de Osmanlı ve Cumhuriyet tarihinde hiçbir İslamcının gündeme getiremediği “Ortaklık Ekonomisi” dediği yeni bir ekonomik düzeni kapitalizm, sosyalizm, devletçi ve karma ekonomilere alternatif olarak sunabiliyordu.
Süleyman Karagülle her türlü hor görülmeyi göze alarak Erbakan’ı desteklemeye devam etti. Erbakan 1987’de RP’nin başına geçince Karagülle ile görüşmelerini daha uzun ve verimli bir çizgide sürdürdü.
5 yıl kesintisiz süren dersler sonunda Erbakan, seçmenin karşısına bu kez daha az Milli Görüş ama daha çok “Adil Düzen” söylemiyle çıktı.
Hoca ilerleyen yaşında gördüğü ilgiden çok memnundu. Karagülle’ye göre Adil Düzen “Laik, demokratik, liberal ve akit serbestliğine dayanan bir düzendir”.
Hoca ise Adil Düzeni, cahilleştirilmiş tabanın tepkisini çekmeyecek şekilde ve büyük çoğunu sansürleyip bazı noktalarda da sistemle çelişen eklemeler yaparak kitleleri heyecanlandırmayı tercih etti.
Açıkçası Karagülle’nin ders notları Hoca’nın elinde kırbaç gibi şaklıyor, kitleler üzerinde müthiş heyecan dalgaları yaratıyordu.
Her konu gündeme geliyordu ama RP’liler Hoca dahil, yaşlı veya genç kuşak ayrım yapmaksızın söylüyorum laiklikten, demokrasiden, liberalizm ve akit serbestliğinden nefret ediyordu.
Siyasette ikbal arayanlar, umursamadıkları teoriyi bir kenara iterek cami vaazını andıran siyasi konuşmalarını bir iki hadisle süsleyip yer yer de içine serpiştirdikleri “Adil Düzen’i kuracağız!” sloganlarıyla konuşmalarını oya dönüştürmeye çalışıyorlardı. Sloganlar kitleleri heyecanlandırmaya yetiyordu; fazlasına da gerek yoktu.
Karagülle 5 yıl boyunca her konuyu çağdaş kavramlar, İnsanlık Tarihi, Kur’an ve klasik usul ilimleriyle açıklıyordu. Kat Mülkiyet Kanunu’ndan BM statüsüne kadar… Teorik dersler yanında her hafta dünyada ve Türkiye’de yaşanan önemli olaylar gündeme geliyor ve bir bir açıklanıyordu. 
Erbakan, bir çok konferansında Adil Düzen üzerinde “550 İslâm alimi”nin çalıştığını söylese de, Hoca’nın çalışma masasında Karagülle’nin asistanı olarak bulunmuş biri olarak söylüyorum; tek teorisyen vardı o da Süleyman Karagülle idi. Erbakan her konuda olduğu gibi bu konuda da pragmatik davrandı, kullandığı hiçbir bilgi için telif ödemedi, bu yetmemiş gibi Karagülle’den aldığı bilgileri alakasız insanlara mal etmekten imtina etmedi.
Hiç unutmam, aylarca ekmeğin içindeki faizi hesaplamaya çalışıp bir sonuca varamayan Erbakan Hoca ve arkadaşları, çaresizlik içinde kıvranırken bunun hesabını da Karagülle’ye yaptırdılar. Karagülle formülü 20 dakikada asistanı Hüseyin Kayahan’a anlattı, Kayahan da ekmeğin içindeki vergi ve faizi matematik formüllerle Erbakan Hoca ve arkadaşlarına anlattı… Hoca, bir ekmeğin fotoğrafını çekene telif ödedi ama büyük menfaatler sağladığı bilgiler için bir hak hukuk sözleşmesi yapmayı aklına bile getirmedi.
1989’da bende uyanan kanaat şuydu; bu siyaset esnafı, sadece makam ve mülk peşinde! “Allah rızası” da din istismarından ibaretti. Her siyasi parti bir şeyleri istismar ediyordu, siyasal İslâmcılar da dini istismar ediyordu. Müesses nizam din istismarcısını “şeriatçılıkla” suçlaması ise tam bir “iftira”ydı.
***
Karagülle RP’li yıllarda partinin tek teorisyeniydi ve Erbakan’la 5 yıl düzenli yaptığı derslerde Kat Mülkiyet Kanunu’ndan BM statüsüne kadar ekonomik ve siyasal konuları Kur’an ve İnsanlık Tarihi verileri ile yeniden tanımladı.
Karagülle ve arkadaşları yoğun bir çaba içinde iken Müslümanların yaptıkları siyasetin hiçbir ilmi temeli yoktu! O günlerde ben hem Süleyman Karagülle’nin asistanı hem de Milli Gençlik Vakfı İzmir Şb. Bşk. idim. 7 yıl da RP il başkanına danışmanlık yaptım.
1989-1991 arasında MGV İzmir Şb.de her Cumartesi düzenlediğim tartışmalı panellere yoğun bir katılım olurdu. RP’nin oyu İzmir’de %1,5 iken MGV’deki gençlik ve fikri canlılık Ruşen Çakır’ın ifadesiyle İzmir’de bir numaraydı. Toplantılara zaman zaman Karagülle ve asistanları salona dinleyici olarak gelir ve her dinleyici gibi söz alarak 3-5 dk konuşurlardı. İrticanın rejimi tehdit ettiği günlerdi, doğal olarak çağdaş kavramlar sıklıkla gündeme gelirdi. Karagülle ve asistanları “laiklik, demokrasi, insan hakları, liberalizm, akit serbestliği … gibi” kavramları pozitif yorumlarlardı. Bundan hazzetmeyen RP teşkilat ve yöneticileri,  “kâfirliğe yataklık ettiğim” gerekçesiyle beni RP il ve Genel Merkezine şikâyet ederlerdi. Bu durum 3 yıl boyunca yaklaşık 150 panel için de yapıldı. Emniyetin Güvenlik Şubesine verdiğim hesaplar ise cabası! 
İş bu noktaya gelmişken bir tespitte bulunmam gerekiyor:
Bu nasıl bir tesadüf ki, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Türkiye dahil, İslâm ülkelerinde ve sömürgelerinde siyasal İslâmcıların tamamı çağdaş kavramların “kâfirlik” olduğunda ısrar ettiler. Yerli ve yabancı, gizli ve açık servisler siyasal İslâmcılar arasında öyle bir tunç kanunu koymuşlardı ki; Müslüman faiz, zina, hırsızlık, yolsuzluk, cinayet, siyaseten katl… yapabiliyordu ama kimse çağdaş kavramları savunamıyordu! Çağdaş kavramları reddettikleri için de iktidar olamıyorlardı! Bu garabet Ak Parti’nin kuruluşuna kadar devam edecekti.  
Laiklik, demokrasi, liberal ekonomi ve akit serbestliği üzerine yaptığımız tartışmaların sayısını Allah bilir. Bugün siyasetin yıldızı denebilecek ne kadar kişi varsa, Erbakan Hoca hariç hepsi hayatta. 28 Şubat 1997’ye kadar Karagülle ve asistanları hariç, hiçbir İslamcı, laiklik, demokrasi, liberalizm, Atatürk hakkında olumlu bir cümle kurmadı!
Müslümanı dünya ve tarih huzurunda ahmak durumuna düşürenler, 28 Şubat’ın dualıtokadını yiyince, bir sabah uyandığımızda bir de ne görelim, herkes “Demokrat ve Laik olmuş!”
1943’ten 28 Şubat 1977’ye kadar yayınlanan gazete, dergi ve kitaplara bakılabilir. Özellikle son 15 yıldır mangalda kül bırakmayan aydınlar(!)ın yazdıklarına!... Yazdıklarımın ne kadar doğru olduğu görülecektir.
Sevgili okuyucu, o günler gelip geçti!
Çoğunu birlikte yaşadık!
Bilgisiz ve tarihsiz yaşayan insanların yüce kavramları ne kadar kolay tersyüz ettiklerini, Yüce dinleri nasıl istismar ettiklerini yaşayarak gördük!
Bunları ve gelecekte inşallah yazmaya devam edeceğim konuları, ölüleri kılıçtan geçirmek için yazmıyorum! Gittikçe sertleşen ve uğruna ölünen kavramların ve ideolojilerin serbest piyasada kaç para ettiğini göstermek için yazıyorum…


Tayibet Erzen
30.07.2015
11:44

Ola ki unutulur diye bu yazıyı keşke tekrar tekrar yayınlama şansımız olsa. Aktör ile perdenin arkasındaki kumandayı bu kadar iyi anlatan bir yazı okumadım. Allah razı olsun.

Tayibet





Çok Yorumlanan Makaleler
Reşat Nuri Erol
Türkiye, Adil Düzen ile Endülüsleşmeyi önler-2
1.04.2023 1899 Okunma
17 Yorum 01.04.2023 12:41
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen ve “Erbakan’ın mirasçıları” yazısı-12
28.04.2023 1747 Okunma
17 Yorum 28.04.2023 10:03
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen ve “Erbakan’ın mirasçıları” yazısı-8
15.04.2023 1717 Okunma
17 Yorum 15.04.2023 05:37
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen ve “Erbakan’ın mirasçıları” yazısı-11
24.04.2023 1570 Okunma
17 Yorum 24.04.2023 16:37
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen ve “Erbakan’ın mirasçıları” yazısı-9
17.04.2023 1337 Okunma
16 Yorum 17.04.2023 09:00
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen ve “Erbakan’ın mirasçıları” yazısı-6
9.04.2023 1523 Okunma
16 Yorum 09.04.2023 08:38
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen ve “Erbakan’ın mirasçıları” yazısı-7
11.04.2023 1652 Okunma
16 Yorum 15.04.2023 05:26
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen; millî restorasyon, yeni bir düzen - 4
9.05.2023 1268 Okunma
16 Yorum 09.05.2023 11:43
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen ve “Erbakan’ın mirasçıları” yazısı-13
29.04.2023 1610 Okunma
16 Yorum 29.04.2023 12:44
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen ve “Erbakan’ın mirasçıları” yazısı-14
30.04.2023 1474 Okunma
16 Yorum 30.04.2023 09:27
Reşat Nuri Erol
Türkiye yani Anadolu Endülüs’e benziyor mu?-1
1.05.2023 1475 Okunma
16 Yorum 01.05.2023 16:35
Reşat Nuri Erol
Kur’an Nizamı açısından Millî Görüş Hareketi-6
29.03.2023 1729 Okunma
16 Yorum 29.03.2023 10:51
Reşat Nuri Erol
Kur’an Nizamı açısından Millî Görüş Hareketi-5
27.03.2023 1819 Okunma
16 Yorum 28.03.2023 03:38
Reşat Nuri Erol
Hemşeri dernekleri kalkınma kooperatifleri olmalı - 4
28.05.2023 1648 Okunma
16 Yorum 28.05.2023 12:59
Reşat Nuri Erol
Hocaların Hocası Ali Yakup Cenkçiler Hoca - 4
29.05.2021 4167 Okunma
16 Yorum 30.05.2021 17:12
Reşat Nuri Erol
Seçimden sonra acilen yapılması gerekenler…-1
30.05.2023 1342 Okunma
15 Yorum 30.05.2023 10:57
Reşat Nuri Erol
Türkiye, Adil Düzen ile Endülüsleşmeyi önler-1
31.03.2023 1560 Okunma
15 Yorum 31.03.2023 07:12
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen ve “Erbakan’ın mirasçıları” yazısı-1
2.04.2023 1655 Okunma
15 Yorum 02.04.2023 07:23
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen ve “Erbakan’ın mirasçıları” yazısı-3
4.04.2023 1617 Okunma
15 Yorum 04.04.2023 09:59
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen ve “Erbakan’ın mirasçıları” yazısı-4
5.04.2023 1763 Okunma
15 Yorum 05.04.2023 09:50
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen ve “Erbakan’ın mirasçıları” yazısı-5
6.04.2023 1296 Okunma
15 Yorum 06.04.2023 09:38
Reşat Nuri Erol
Türkiye ya da Anadolu Endülüs’e benziyor mu?-2
2.05.2023 1439 Okunma
15 Yorum 02.05.2023 06:15
Reşat Nuri Erol
Türkiye ya da Anadolu Endülüs’e benziyor mu?-3
3.05.2023 1178 Okunma
15 Yorum 03.05.2023 07:58
Reşat Nuri Erol
Türkiye ya da Anadolu Endülüs’e benziyor mu?-4
5.05.2023 1232 Okunma
15 Yorum 05.05.2023 09:41
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen; millî restorasyon, yeni bir düzen - 1
6.05.2023 1371 Okunma
15 Yorum 06.05.2023 08:27
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen; millî restorasyon, yeni bir düzen - 2
7.05.2023 1282 Okunma
15 Yorum 07.05.2023 11:54
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen; millî restorasyon, yeni bir düzen - 3
8.05.2023 1301 Okunma
15 Yorum 08.05.2023 10:39
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen; millî restorasyon, yeni bir düzen - 5
10.05.2023 1209 Okunma
15 Yorum 10.05.2023 10:58
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen; millî restorasyon, yeni bir düzen - 6
11.05.2023 1221 Okunma
15 Yorum 11.05.2023 10:03
Reşat Nuri Erol
Hemşeri dernekleri kalkınma kooperatifleri olmalı-1
25.05.2023 1487 Okunma
15 Yorum 25.05.2023 07:01
Reşat Nuri Erol
Hemşeri dernekleri kalkınma kooperatifleri olmalı - 2
26.05.2023 1338 Okunma
15 Yorum 26.05.2023 09:46
Reşat Nuri Erol
Hemşeri dernekleri kalkınma kooperatifleri olmalı - 3
27.05.2023 1590 Okunma
15 Yorum 27.05.2023 09:47
Reşat Nuri Erol
Kur’an ve ilim 1216. hafta seminer notlarından - 1
22.05.2023 1100 Okunma
15 Yorum 22.05.2023 10:22
Reşat Nuri Erol
Kur’an ve ilim 1216. hafta seminer notlarından - 2
23.05.2023 1325 Okunma
15 Yorum 23.05.2023 11:02
Reşat Nuri Erol
Kur’an ve ilim 1216. hafta seminer notlarından - 3
24.05.2023 1211 Okunma
15 Yorum 24.05.2023 05:36
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen; millî restorasyon, yeni bir düzen - 7
12.05.2023 1292 Okunma
15 Yorum 12.05.2023 07:41
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen; millî restorasyon, yeni bir düzen - 8
13.05.2023 1055 Okunma
15 Yorum 13.05.2023 11:41
Reşat Nuri Erol
Deprem; depremden sonra… Seçimden sonra...
14.05.2023 1446 Okunma
15 Yorum 14.05.2023 10:08
Reşat Nuri Erol
‘Zulmedenler bilgisizlikle hevalarına uydular’-1
15.05.2023 1194 Okunma
15 Yorum 15.05.2023 10:22
Reşat Nuri Erol
‘Zulmedenler bilgisizlikle hevalarına uydular’-2
16.05.2023 1142 Okunma
14 Yorum 16.05.2023 09:16
Reşat Nuri Erol
‘Zulmedenler bilgisizlikle hevalarına uydular’-3
18.05.2023 1040 Okunma
14 Yorum 18.05.2023 10:52
Reşat Nuri Erol
‘Zulmedenler bilgisizlikle hevalarına uydular’-4
19.05.2023 1144 Okunma
14 Yorum 19.05.2023 08:35
Reşat Nuri Erol
‘Zulmedenler bilgisizlikle hevalarına uydular’-5
20.05.2023 1186 Okunma
14 Yorum 20.05.2023 11:17
Reşat Nuri Erol
‘Zulmedenler bilgisizlikle hevalarına uydular’-6
21.05.2023 1118 Okunma
14 Yorum 21.05.2023 15:01
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen ve “Erbakan’ın mirasçıları” yazısı-2
3.04.2023 1568 Okunma
14 Yorum 03.04.2023 10:15
Reşat Nuri Erol
İsrail ve yandaş ülkelerin sonunun başlangıcı-11
1.11.2023 1667 Okunma
14 Yorum 01.11.2023 15:21
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 15
30.11.2023 1596 Okunma
14 Yorum 30.11.2023 09:53
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen ve “Erbakan’ın mirasçıları” yazısı-10
20.04.2023 1623 Okunma
14 Yorum 20.04.2023 06:22
Reşat Nuri Erol
Arif Ersoy; “Yeni Bir Dünya ve Adil Düzen” - 3
5.09.2020 3949 Okunma
13 Yorum 06.09.2020 09:11
Reşat Nuri Erol
Ekonomik problemler ve İslami çözümler… - 2
21.12.2020 3523 Okunma
12 Yorum 22.12.2020 19:58
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 16
3.12.2023 1565 Okunma
12 Yorum 03.12.2023 09:55
Reşat Nuri Erol
İsrail ve yandaş ülkelerin sonunun başlangıcı-12
2.11.2023 1383 Okunma
12 Yorum 02.11.2023 11:18
Reşat Nuri Erol
İsrail ve yandaş ülkelerin sonunun başlangıcı-13
4.11.2023 1479 Okunma
12 Yorum 04.11.2023 08:49
Reşat Nuri Erol
İsrail ve yandaş ülkelerin sonunun başlangıcı-14
5.11.2023 1738 Okunma
12 Yorum 05.11.2023 08:30
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 1
6.11.2023 1637 Okunma
12 Yorum 06.11.2023 09:11
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 2
8.11.2023 1695 Okunma
12 Yorum 08.11.2023 08:20
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 3
11.11.2023 1623 Okunma
12 Yorum 11.11.2023 07:01
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 4
12.11.2023 1475 Okunma
12 Yorum 12.11.2023 10:44
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 5
13.11.2023 1860 Okunma
12 Yorum 13.11.2023 09:19
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 6
16.11.2023 1493 Okunma
12 Yorum 16.11.2023 13:08
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 7
18.11.2023 1421 Okunma
12 Yorum 18.11.2023 14:46
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 8
20.11.2023 1571 Okunma
12 Yorum 20.11.2023 12:31
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 9
22.11.2023 1374 Okunma
12 Yorum 22.11.2023 12:46
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 10
23.11.2023 1811 Okunma
12 Yorum 23.11.2023 11:03
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 11
25.11.2023 1584 Okunma
12 Yorum 25.11.2023 13:39
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 12
27.11.2023 1362 Okunma
12 Yorum 27.11.2023 10:10
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 13
28.11.2023 1587 Okunma
12 Yorum 28.11.2023 08:39
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 14
29.11.2023 1544 Okunma
12 Yorum 29.11.2023 13:25
Reşat Nuri Erol
Kur’an Nizamı açısından Millî Görüş Hareketi-2
22.03.2023 1287 Okunma
12 Yorum 25.03.2023 11:55
Reşat Nuri Erol
“Onda işiten bir kavim için ayetler vardır…” - 1
15.03.2023 1587 Okunma
12 Yorum 16.03.2023 14:45
Reşat Nuri Erol
“Onda işiten bir kavim için ayetler vardır…” - 2
16.03.2023 1466 Okunma
12 Yorum 16.03.2023 14:44
Reşat Nuri Erol
“Onda işiten bir kavim için ayetler vardır…” - 3
17.03.2023 1258 Okunma
12 Yorum 17.03.2023 11:16
Reşat Nuri Erol
“Onda işiten bir kavim için ayetler vardır…” - 4
18.03.2023 1306 Okunma
12 Yorum 19.03.2023 11:26
Reşat Nuri Erol
Ne yapacağını bilmeyen iktidar ve 9 Soru-Cevap
2.10.2018 6853 Okunma
12 Yorum 02.10.2018 19:19
Reşat Nuri Erol
SEBİLÜ’R-REŞAD-3; Niçin SP? Koalisyon! 19.06.2018
21.06.2018 5502 Okunma
11 Yorum 23.06.2018 06:45
Reşat Nuri Erol
Çok önemli hatalar, çok önemli uyarılar ve…
7.10.2018 14346 Okunma
11 Yorum 09.10.2018 00:22
Reşat Nuri Erol
Kur’an Nizamı açısından Millî Görüş Hareketi-1
19.03.2023 1307 Okunma
11 Yorum 19.03.2023 11:29
Reşat Nuri Erol
Kur’an Nizamı açısından Millî Görüş Hareketi-3
25.03.2023 1251 Okunma
11 Yorum 25.03.2023 11:57
Reşat Nuri Erol
Kur’an Nizamı açısından Millî Görüş Hareketi-4
26.03.2023 1729 Okunma
11 Yorum 26.03.2023 09:44
Reşat Nuri Erol
“İza zülzileti’l-erdu zilzaleha” (Zelzele Suresi) - 8
14.02.2023 1206 Okunma
11 Yorum 14.02.2023 10:40
Reşat Nuri Erol
Kur’an 1230. haftalık seminer notlarımızdan - 2
18.10.2023 1689 Okunma
11 Yorum 18.10.2023 23:25
Reşat Nuri Erol
İsrail ve yandaş ülkelerin sonunun başlangıcı - 1
19.10.2023 1672 Okunma
11 Yorum 19.10.2023 10:00
Reşat Nuri Erol
İsrail ve yandaş ülkelerin sonunun başlangıcı-2
20.10.2023 1777 Okunma
11 Yorum 20.10.2023 10:14
Reşat Nuri Erol
İsrail ve yandaş ülkelerin sonunun başlangıcı-3
21.10.2023 1688 Okunma
11 Yorum 21.10.2023 09:39
Reşat Nuri Erol
İsrail ve yandaş ülkelerin sonunun başlangıcı-4
24.10.2023 1827 Okunma
11 Yorum 24.10.2023 08:35
Reşat Nuri Erol
İsrail ve yandaş ülkelerin sonunun başlangıcı-5
25.10.2023 2023 Okunma
11 Yorum 25.10.2023 08:09
Reşat Nuri Erol
İsrail ve yandaş ülkelerin sonunun başlangıcı-6
26.10.2023 1617 Okunma
11 Yorum 26.10.2023 12:01
Reşat Nuri Erol
İsrail ve yandaş ülkelerin sonunun başlangıcı-7
27.10.2023 1659 Okunma
11 Yorum 27.10.2023 12:08
Reşat Nuri Erol
İsrail ve yandaş ülkelerin sonunun başlangıcı-8
28.10.2023 1683 Okunma
11 Yorum 28.10.2023 09:43
Reşat Nuri Erol
İsrail ve yandaş ülkelerin sonunun başlangıcı-9
30.10.2023 1807 Okunma
11 Yorum 30.10.2023 10:36
Reşat Nuri Erol
İsrail ve yandaş ülkelerin sonunun başlangıcı-10
31.10.2023 1483 Okunma
11 Yorum 31.10.2023 11:04
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 28
16.12.2023 1255 Okunma
11 Yorum 16.12.2023 12:39
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 29
17.12.2023 1346 Okunma
11 Yorum 17.12.2023 10:58
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 19
6.12.2023 1481 Okunma
11 Yorum 06.12.2023 10:45
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 20
7.12.2023 1540 Okunma
11 Yorum 07.12.2023 11:39
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 21
9.12.2023 1669 Okunma
11 Yorum 09.12.2023 10:47
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 22
10.12.2023 1358 Okunma
11 Yorum 10.12.2023 13:08
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 23
11.12.2023 1505 Okunma
11 Yorum 11.12.2023 09:55
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 24
12.12.2023 1322 Okunma
11 Yorum 12.12.2023 11:19
Reşat Nuri Erol
İstanbul - Kudüs (Gazze, Filistin, İsrail) - Mekke - 25
13.12.2023 1433 Okunma
11 Yorum 13.12.2023 13:58


© 2025 - Akevler