http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Ramazan_vesilesiyle_hatirlayip_geregini_yapalim/25216#.VYZSx_ntmko
Ramazan vesilesiyle hatırlayıp gereğini yapalım
Sömürü sermayesi eşkıyalardan oluşan bir yönetim oluşturmak istiyor. Bunun için idam cezasını kaldırıyor ki ben kolaylıkla tetikçi bulayım, benim param var, istediğimi öldürteyim. Öldürenler de idam edilmesin ki istediğim zaman yeni tetikçi aramayayım.
Aslında A. Öcalan’ı Türkiye’de bu kanunu çıkarmak için verdiler, A. Öcalan’ı bu amaçla teslim ettiler, böylece Türkiye’nin devlet yapısına dinamit koydular.
İşte… Ülkemizde bunların bu tezgâhına âlet olanlar tesbit edilecek, siyasi haklardan mahrum edilecek ve bunların yaptığı kanunlar iptal edilecek...
Halka hizmet eden yönetim sistemi dışında bir yönetim anlamsızdır. Halkın huzuru ve çalışması devre dışı olamayacağına göre de “ADİL KUR’AN DÜZENİ” olmaksızın bir dünya kurulamaz. “Adil Kur’an Düzeni” ne sermayeye ne de yönetime karşıdır. “Adil Kur’an Düzeni”nde herkes kendi görevini yapsın, birileri tekel oluşturmasınlar, başkalarının işlerine ve yetkilerine karışmasınlar, denge olsun diyor. Meselenin bir yönü böyledir.
Meselenin diğer yönüne gelince… İnsanların muhtaç olduğu besinler arzdan elde edilmektedir. Bitkiler Güneş enerjisini depo ederler. İnsanlar da onlardan teker teker toplayarak yaşarlar. O halde tarımsız hayat mümkün değildir; tarımı da halk yapacaktır.
Tarımda “işçilik sistemi” ile üretim mümkün değildir. O halde er veya geç ekonomi serbest üretim ve tüketime dayanacaktır. Dolayısıyla yeryüzüne ister sermaye ister siyaset olsun hiçbiri devamlı hâkim olamaz. Geçici olarak sömürü sürer ama biraz sonra çöker gider.
Oysa tarım sektörü kendi üretip kendisi tüketebilir. Pazarlarda alış-veriş yapılır. Tekel sömürü sermayesi sanayiye hâkim olabilir ama tarıma hâkim olamaz. Sanayisiz tarım olur ve hayat sürer ama tarımsız sanayi olamaz ve sırf sanayi ile yaşamak mümkün olmaz...
Bugün herkes zannediyor ki, dolar sahipleri ile dost olursak sırtımız yere gelmez. Bu sebepledir ki herkes taparcasına doların peşinde koşmakta, herkes dolarla kendilerini güvence altına almaktadır! Sosyal sigortaların yanında birçok sigortalar icat edilmiştir...
Topluluğa dayanamayan, kendi halkına dayanmayan hiçbir güvence gerçek anlamda bir güvence değildir. Yarın dolar bir anda batar, bir gecede her şey sıfır olur.
Ama “kooperatiflerde oluşan dayanışma ortaklıkları” ise kendileri üretip kendileri tüketecekler, “karşılıksız para (dolar vs)” yerine “karşılıklı mal senetleri” kullanacaklar; böylece “YENİ BİR DÜNYA” ve “ADİL DÜNYA DÜZENİ” böyle oluşacaktır.
Bu gerçekleştiği gün, bugün mevcut olan karşılıksız para ve bu paraya dayanan sigortalar hiçbir işe yaramayacaktır. Tarım sektörü sıkıntı çekecektir ama yaşayacaktır. Köy semtleri kent semtlerine kardeş yapılacaktır. Bunlar arasında Hazreti Peygamber’in Muhacir ile Ensar arasında tesis ettiği kardeşliğe benzer bir kardeşlik söz konusu olacaktır. Böylece sıkıntılı da olsa varlıklarını sürdüreceklerdir. Çalışarak geçinenlerin çıkar yolları olacaktır.
Faizli karşılıksız paraya dayanan sermaye bankerlerinin azabı daha fazla olacaktır. Onların “Adil Kur’an Düzeni”ni duyup anlamaları çok daha zordur. Oysa tarım ve küçük sanayi işletmelerine sahip olanlar ise “ADİL KUR’AN DÜZENİ”ni duyacak ve işlerini böylece düzelteceklerdir. Yani sömürü sermayesi sahibi zalimlerin kendileri de çözüm üretemezler. Tekel sömürü sermayesi neden işitmez ve görmez olur? Bunun sebeplerini ve işleyiş mekanizmalarını tahlil etmek gerekecektir...
Önce kooperatifler kurulacak ve örnek işletmeler oluşacaktır. Bunlar saldırıya uğrayacaklar, basın/medya da saldıracak. Bu vesile ile halk daha da çok duyacak ve sonunda halk” semt kooperatiflerine” ortak olmaya başlayacak, fetih ve nasr gelecektir...
KUR’AN AYI RAMAZAN vesilesiyle bunları hatırlayıp gereğini yapalım, inşaallah.