http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Elektrik_sorununa_tedavi_ve_cozum_onerisi/24241#.VSdG2vmsU3k
Elektrik sorununa tedavi ve çözüm önerisi
Elektrik konusunda biz ne diyoruz ve ne gibi tedbir, tedavi ve çözümler öneriyoruz?
Her şeyden önce, bu köşede son zamanlarda hep hatırlattığım önerimizi bu vesileyle bir kere daha hatırlatıyorum; “Yüz Lojmanlı (İşyeri) Apartmanları” inşa edelim...
Her apartman kendi elektriğini orada kendi imkânları ile üretecektir. Güneş enerjisinden yararlanır... Rüzgâr enerjisinden yararlanır... Varsa, su enerjisinden yararlanır... Yakıtlardan yararlanır... Bu pahalıdır ama her semt 6 ay dayanacak kadar hazırlıklı olur. Ondan sonra kendisi üretmez, dışarıdan alır ama bu tür kesintilerde kendi santralini çalıştırır.
Sadece “elektrik” değil “su” da önemlidir, her semtte bir “su kuyusu” da bulunur.
Şimdiki uygulamada kuyusu olandan devlet “haraç” istiyor, “haraç” kesiyor!
Oysa devlet “siz kuyuyu açın, sondaj makinesini ben vereceğim” diyecek.
Alınacak ikinci tedbir de şudur: Bucaklarda “bucak santralleri ve bucak şebekeleri” bulunur. Şebeke ağ şebekedir. Oradaki elektrikçiler bakımını yaparlar. Bağlantıları elle yaparlar. Bucaklar kendi elektriklerini kendileri üretirler. Semtleri desteklerler. Semt santrallerini birleştirirler. Bu uygulama pahalı olacaktır, bundan dolayı bunlar çalıştırılmaz ama gerektiğinde kullanılmak üzere çalışır durumda olurlar.
Sonra iller ayrı bir ünite olarak çalışırlar. Kendi bucaklarına kendileri elektrik verirler. Dağıtımı her il kendisi yapar. Trafolar ağ şebeke ile bağlıdır. Yani bir trafo birkaç hatla beslenmektedir. Tüm şebeke hiçbir zaman devre dışı olmaz. Her ilin kendi ürettiği elektrik pahalı olabilir ama ülke şebekesine değişik yerlerden bağlıdır. Dolayısıyla normal zamanlarda ulusal şebekeden cereyanlarını tüketirler.
Ülkerlerin de ayrı şebekeleri vardır. Dışarıdan alır ve satarlar ama dışarıdan alınmadığı zaman da kendi imkânları ile ülkesinin enerji ihtiyacını karşılar. Ülkede üretim serbest olacak ama tek şebeke herkesten aynı fiyatla elektriği alacaktır. Değişik saatlere göre fiyatlar farklı olacaktır. Dağıtımı ise illere, iller de bucaklara, bucaklar semtlere ve ocaklara yapacaklardır.
İnsanlık şebekesi de ülkelerarası enerji alış ve satışları yapacaktır. 1 milyon voltluk şebeke “uluslar arası”, 380 000 voltluk şebeke “ulusal”, 60 000 voltluk şebeke “il”, 15 000 voltluk şebeke “bucak şebekelerini” oluşturacaktır.
Her trafonun bakımı birine ihale ile verilmekte, o trafodan çekilen elektrikle orantılı olarak pay almakta, bakımını kendisi yapmakta, enerjiyi o alıp satmaktadır. Fiyatlar tarifelidir. Böylece sömürü merkezi olan TEDAŞ devre dışı olmuş olur. Herkes elektrik üretir. Aracı kârı sabit tutulur. Tüm üreticiler ile tüm tüketiciler karşı karşıya gelmiş olurlar. Arz ve talebin karşılanması için iki yol takip edilir. Fiyatlar gerilim ve volt arası faz farkı ile ayarlanır. Talep fazla ise bu açı büyür, talep az ise bu açı küçülür. Fiyat ona göre ayarlanırsa arz-talep dengelenmiş olur. Bu husustaki yazımızı detaylı olarak ESAM’ın (Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi) “Enerji Özel Sayısı”nda yazdık.
“YERİNDEN YÖNETİM” dediğimiz sistemin yan, “ADİL DÜZEN”in manası budur. Arızalar birden çökertmez, sorunlar yerel olarak giderilir. Ama diğer taraftan ortaklıklar sayesinde de tek şebeke imiş gibi faaliyet gösterilir.
Şöyle diyelim. Küçük şebekeler pahalıdır ama güvenlidir. Büyük şebekeler ucuzdur ama tehlikelidir. Bir yerde meydana gelen bir arıza tüm şebekeyi sarar.
Bizim yaptığımız çözüm çalışmasında hem küçük şebekelerin avantajları hem büyük şebekenin avantajları bir elde toplanmaktadır.
Biz bu çalışmaları 30 sene önce yaptık ve Odalar Birliği’ne gönderdik ama maalesef onlar ne dediğimizi bile anlayamadılar, çünkü okudukları üniversitelerde bunlar yoktur!
Bu musibet vesilesiyle bu alanda da yapılması gerekenler yapılır, inşaallah…