Operasyon, bürokrasi sorunu ve çözümü-3
[Hüküm cümlesine aynen devam: Onlar “OPERA/SYON” ile oyalanadursunlar; biz “ADİL DÜZEN”in “teşhis ve tedavilerini” yazalım, “çare ve çözümler” üzerinde duralım…]
Evet, önceki yazıda kaldığımız yerden devam ediyoruz; orada yazılanlara dikkat…
Demek ki “FAİZLİ SİSTEMİN çalışabilmesi” için “BÜROKRATLAR” şarttır...
İşçi açığı olduğu zaman memur/bürokrat alırsın, üretim düşer, işyerleri boşalır...
Yeniden işçi alabilmek için tüccarlara ve müteahhitlere faizli kredi açarsın...
Böylece “FAİZCİ SERMAYE” yeniden yatırım yapma imkânını bulur...
Demek ki “BÜROKRASİ” emek deposudur. Nasıl kullanmadığımız malları depoya koyar gerektiği zaman kullanırsak, ZALİM DÜZEN EKONOMİSİNDE de fazla işçiyi devlet memuru yaparak depolar, gerektiğinde oradaki işçiyi çıkararak eksik üretimi tamamlar.
Bunun sağlıklı çalışması için özel sektördeki yevmiye ile devlet sektöründeki yevmiye miktarı denk olmalıdır. Yoksa bürokratlar bir daha geri dönmezler.
Başka bir zorluğu da güvencedir.
Özel sektör devlet sektörü kadar güvence vermediği için insanlar hep bürokrat olmak istemektedirler; “faizli zalim bürokratik düzen” bu şekilde deveran etmeye devam eder.
Bürokratlar çalışan düşmanı olmakta, yegâne görevleri iş yapanların işlerini engellemek olmakta, bu da bürokratları adeta toplumdaki mikroplar hâline getirmektedir.
Bu durum hem kendileri için zararlıdır hem de o ülkede yaşayan halk için işkencedir.
Bürokratlar daima ellerindeki “devlet gücünü” kullanarak “halkı” ezmektedirler.
Biz “Adil Düzen Çalışanları” bu sisteme yani bu “zalim düzene” karşıyız.
Sadece karşı olmak yetmez, “ÇARE VE ÇÖZÜM” üretmek gerekir.
Öyleyse, “ÇARE VE ÇÖZÜMLER” üzerinde duralım…
Biz bunun yerine yani bu “bürokratik sistem” yerine şu usulü getiriyoruz.
Bürokratların yerine “işsizler sigortasını” yapıyoruz.
İşçilerin gelirlerinden bir yüzde kesiyoruz. Bu yüzdeyi çalışamayanlara bölüştürüp veriyoruz. Kestiğimiz yüzde kadar işsiz olmaktadır. İşçi çalıştığı zaman aldığı ücreti çalışmadan alırsa çalışmaz. Çalışmayanlar çoğaldıkça ücretler düşer, bu sefer çalışmaya başlarlar. Böylece “denge” kendiliğinden oluşur. Bu denge kestiğimiz “işsizler payı”dır. Bunu yükselttiğimiz zaman çalışmayanlar azalır, düşürdüğümüz zaman çalışanlar çoğalır. Böylece biz bu oranla çalışma oranlarını istediğiniz yerde tutarız.
Bu sistemde bürokrasi üreticilerin yanında yer alır, daha fazla üretimin sağlanması için çaba gösterir. Bunun için de bürokratlara yıllık gelirden pay verilir, sabit ücret verilmez.
“Adil Düzen Ekonomisi” çıkar paralelliği içinde dengeyi kuran ekonomidir.
“Adil Düzen, Adil Ekonomik Düzen” işte bu şekilde sorunları çözen düzendir.
İşsizler ve bürokratlar da vatandaşa “zorluk” çıkaracaklarına “ilim” yaparlar, “sanat” yaparlar, “spor” yaparlar; böylece sağlıklı ve bilgili nesillerin yetişmesi sağlanır.
Eflatun diyor ki: “Kölelik olmazsa uygarlık olmaz. Köleler çalışacak, filozoflar felsefe üretecek, böylece uygarlık sağlanacaktır.”
Oysa “KUR’AN DÜZENİ” bu zulümlere gerek olmadan bunu kendiliğinden sağlıyor.
Kâinat boşluk kabul etmez.
Siz konması gerekeni yerine koymazsanız orası bayağı ve adi şeylerle dolar.
Örnek olarak siz eğer “ŞERİAT/HUKUK DÜZENİ” kuramamışsanız, ödenmeyen senetleri tahsil edemezseniz, ilgili alanda bir “MAFYA” oluşur, “SENET mafyası” oluşur ve o mafya bu işleri görür. Eğer kanunun yapacağı işleri devlet memurları/bürokratları yapmazsa, “RÜŞVET mafyası” oluşur ve bu işleri o mekanizma yapmaya başlar. Eğer sorunları çözen bir yasa çıkaramazsanız, sorunları çözen doğal yasa başlar, “YOLSUZLUK ŞEBEKELERİ” oluşur ve sorunları onlar güya çözer. (Devamı var…)
İbretamiz bir gelişme: “ADİL (EKONOMİK) DÜZEN”e “karşı olanlar” veya en hafifinden “diyalogda olmayanlar” çatışıyor, Allah “Adil Düzen”in önünü açıyor, inşaallah…