Bülent Arınç ve Yargı reformu.
Sayın Bülent Arınç’ın istifası; batan geminin terk edilmesinde fare benzetmesine muhatab olmamak adına, zaman ayarlı, ustaca terk etmenin bir yöntemi olarak değerlendirdim.
Bülent Arınç Bey, terk etme konularında, mahir bir siyasetçi olduğunu; Necmettin Erbakan hocayı terk ederken de, ustaca göstermiştir.
Bülent Arınç beyin, Ak parti kurucularının başını çeken: kuruluş yıllarındaki şahinlerden olması hasebi ile: feto olaylarının patlak vermesi öncesinde, zamanın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı, Melih Gökçek beyle; gelecek zor günlerin farkında olmaları, feto damgasından, halkın vicdanında bir nebze olsa da aklanmak, adına, danışıklı dövüş, dozu ayarlanmış, ekranlar önünde, sınırları çizilmiş, kelime kelimesine, masa başında yazılmış, mecburi kavgalar ile feto den yargılanmadan gemiyi ustaca terk etme senaryosundan ibarettir...
Gelinen noktada; Bülent Arınç beyin, Cumhurbaşkanlığı yüksek istişare kuruluna alınarak görev verilmesinin, bana göre asıl nedeni; Bülent Arınç beyin siyasi gücünü oluşturan, iktidarın işini zora sokabilecek, eski kurucu şahinlerin, hatırlı dostlarının, gazını alma gayesi ve Cumhurbaşkanımız Erdoğan ile Bahçeli’nin, Arınç çevresinin gazını alma refleksi olarak yorumlamıştım.
Öyle tahmin ediyorum ki; Sayın Bülent Arınç; Cumhurbaşkanlığı yüksek istişare kurulunda görev yaptığı süre içerisinde, Cumhurbaşkanımızla; yüz yüze hiç görüştürülmemiştir. Bu sadece; yaşanan gelişmeleri, basından takip ederek çıkardığım şahsi tahminimdir. Bu tahminimi güçlendiren en önemli delil ise; Bülent Arınç’ ın, Cumhurbaşkanımız ile istişare edemediği konuları; Tv’ den açıklamak zorunda kalması, yargı reformu ötesinde, Demirtaş’ın kitabını öve öve bitiremeyişi, Cumhurbaşkanımızın sinir uçlarına dokunarak amaçladığı; Cumhurbaşkanımızla yüz yüze görüşebilme arzusundan başka bir şey değildi.. İstifa ile sonuçlanacağı riskini göze alarak; Tahminim o ki istifa bahanesi ile yüz yüze görüşebilmeyi amaçlamıştır. Sayın Arınç’ın yapmış olduğu bu hamle neticesinde; Sayın Cumhurbaşkanımızla yüz yüze görüşebilme arzusunu gerçekleştirememiş: sadece; kısa bir telefon görüşmesi ile istifa etmek zorunda kalmıştır.
Bülent Arınç beyin, sınırları bu kadar zorlamasındaki amacı ne olabilir ???
Bülent Arınç Bey; Cumhurbaşkanımızın sıkıntıya düşmesini isteyecek en son kişidir.
Bülent Arınç Bey; Cumhurbaşkanımıza hazırlanan, yeni yeni oyunları çözebilen bir kabiliyette olduğunu bilenler tarafından, onunla görüşmesine, Cumhur ittifakı’ nın selameti için müsaade edilmedi diyebilir miyiz?
Devletin içinde bulunduğu şartlar gereği olabilir.
Cumhurbaşkanımız; sermayenin kumpasında olabilir.
Her şart, ahval ve şerait içerisinde; devlet aklı, her zaman olduğu gibi, bu günleri; Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın feraseti ile atlatacaktır.
Damat Beratın istifası, Arınç’ın istifasını, Milleti aşı ya mecbur etme gayretinde olan, sağlık bakanının istifası ile taçlandırırsa; yerine Recep Akdağ; sağlık bakanı olursa, sermayenin senaryosu boşa çıkacaktır. Son Cümlemden; sağlık bakanımız haindir sonucu çıkarmayalım. Tüm Bakanlarımızın üzerinde; dış mihrakların kurguları var, onu kastederek söyledim.
Gelelim Arınç’ın yargı reformu arzusuna; yargı reformu gerekli ancak; fiili terör suçluları muaf tutularak, çocuk katilleri, adi suçlar işlemiş olanlar muaf tutularak, fikir suçundan ceza almış olanların affı; covid tehlikesini de göz önünde tutarak, elektronik kelepçe ile şartlı tahliyeler, böylesine zor günlerde düşünülmesi, insani bir görevdir. Bizim gibi düşünmüyorlar diye; başkalarını cezalandırmak, inanan insanların özelliği değildir. Biz; fikirlerimizin; insanlığın selameti adına doğru olduğundan emin isek şayet, bırakın fikir üretsinler, gelsinler bizimle tartışsınlar, onların da doğru taraflarını alalım, ortak müştereklerde buluşup, birliğimizi yeniden tesis edelim. Aksi takdirde; sermayenin oyuncağı olmaya devam ederiz. Kim iktidar olur, gücü eline geçirirse, diğerini cezalandırır. Bu kısır döngü içerisinde, bir santim ilerleyemeden, sermayenin kölesi olmaya devam ederiz.
Bu zaviyeden bakacak olursak; Sayın Arınç’ın tekliflerinin değerlendirilmesi elzemdir.
Sayın Cumhurbaşkanımız; Ergenekon, balyoz davalarında sizleri yanıltan güçler; bugün de, fetonun asıl suçlularına ulaşmanıza imkân vermemektedirler. Çünkü feto sıradan bir örgüt değildir. Cia’ nın ustalığı ile yıllarca senaryosu yazılarak, saf temiz Anadolu gençliğine kurulan tuzaktır. Bana göre; fetonun üst düzeylerini, senaristlerini, fetodan yargılananların arasında tanıyan yoktur. Aralarındaki zincir; kopuk çalışmaktadır. Masum insanlar yargılanmakta, onlar da davamız var zannetmektedirler. Feto; tahmin edilenden daha tehlikeli; tüm terör örgütleri ile irtibatı ustaca sağlanmış olan, Yahudi derin sermayesinin bir koludur. Bu cani örgüte en büyük darbeyi; geçmişte sizin gibi kandırılmış olanlar ile barışmanız ve af çıkarmanız ile mümkündür.
Af ile çıkacak olanların da, canları tehlikede olacağından, özel imkanlar dahilinde,güvenli ikametleri sağlanmalıdır. Af tan yararlan, fiili suça bulaşmamış olan mahkümlar la; derin sermaye, onları susturmak veya intikam alma gayesi ile,ustaca irtibat kurmaya çalışacaktır. İşte o zaman; kopuk zincirin halkalarını birleştirerek,asıl kriptolara ulaşma imkânımız doğacaktır. SELAM VE DUA İLE. Hüseyin Bağdatlı.