GÜNÜMÜZDEKİ TV DİZİLERİ NEYE HİZMET EDİYOR ?
TRT’de yayınlanan Payitaht Abdulhamit ve Diriliş Ertuğrul dizilerinde, işlenmekte olan konuların; ecdadımız Osmanlı tarihini anlatacağı düşüncesi ile, televizyonlarımızın karşısına kurulup, saatlerce çoluk çocuk, ailece izlerken; bilinç altlarımıza yerleşen ana fikirlerin ileriki yıllarda ülkemizde ne gibi sorunlara yol açabileceği ile ilgili endişelerimi ve tespitlerimi okuyucularımla paylaşmayı, tarihe not düşme adına kendime vatandaşlık görevi addediyorum.
Öncelikle; TRT'nin, devlet televizyonu olması hasebi ile bu dizileri dikkatlice bu güne kadar izledim. Sonuç olarak, bende oluşan kanaatleri siz değerli okuyucularımla paylaşmayı uygun gördüm.
PAYİTAHT ABDÜLHAMİD'e bakalım.
Ecdadımız Osmanlı'nın; Allah ın emir ve yasaklarını ilahi anayasa dairesinde, müslüman Türk milleti olarak dünya'ya nizam vererek yaşayabilmek adına kurdukları devletin yöneticilerini ve hanedan'a mensup kişilerin; islam ahlakı ile alakası olmayan, yalan, kandırma, oyun içinde oyun kurma, binbir çeşit entrika, dost görünüp tuzak kurma, sözde devlet hamlesi adı altında, Osmanlı padişahını, Türk milleti'ne, yeni nesle ve dünya'ya Türk devletini, geçmişini, güvenilmez entrikacı, düzenbaz olarak yansıtma, bunun yanısıra, kızının sultan anasına itaatsizliği, şehzade kardeşler arasındaki rekabet ve seviyesiz tartışmalar, Osmanlı paşası'nın ( velospit ) bisiklet ticaretinde pedalı söküp, müşterisine pedalı ayrıca satması ve kazıklaması, İngiliz ajanı kadın'ın tüm payitaht'da, kadınları ne kadar zekice ustaca birbirine düşürdüğü, İngiliz'in gayesi uğruna canı pahasına yürekli ve mertçe mücadele ettiği; buna karşılık, Osmanlı'nın tüm kademelerinde, güvenilmez insanların olduğu ana fikri işlenmektedir. Bu sıraladığım küçük düşürücü senaryoların yanında, 1000 yıllık devlet sırrı olabilme ihtimali olan; balkanlarda ve dünya'nın çeşitli yerlerinde, asker köylü ve uyuyan hücrelerimizden bahis geçmesi, devletin diliramlar adında, gizli suikast timlerinin olduğu, Padişah'ın en yakını, paşanın dahi hiç duymadığı yer altı teşkilatının varlığı, padişah; bir eylem yaptıracağı vakit, kimse ile konuşmadan, operasyon yaptıracağı bölgede konser verdirerek, ilahi veya türkü sözleri üzerinden,şifreli mesaj göndererek operasyon yaptırdığı bilgileri'nin, bu dizide konu edilmesi, bu dizilerin senaryolarını yazanlardan tutun da, yapımcısından, yayına hazırlayıp yayınlanmasına müsaade edenlerine kadar, görev yapan kadronun; ya milli ve manevi şuurdan yoksun olması ihtimali var, yada; ustaca Türk milletini küçük düşürmeye yönelik özel gayretleri var. Hüsn-ü zan ile yorumlayabilmek için çok gayret ettim fakat, o kadar çok kasıt var ki, başka bir izah bulamıyorum.
DİRİLİŞ ERTUĞRUL’ a bakalım.
Diriliş Ertuğrul dizisi; Payitaht’ta olan entrikaları aratmazken, şiddetin had safhada olduğu, insan öldürmenin, çok kolay bir iş olduğunu, insan kafası kesme’yi şov yaparcasına hareketler ile dekore ederek, keyifli hale getirilip, seyircilere izlettirilmesi; insan haklarına, savaş hukukuna, insanımızın kana, şavaşa susamış hale getirilmesine vesile olacağı aşikârdır. Bu durumun ispatı, 5-6 yaşında çocukların dahi, korkmadan diziyi keyifle, ellerine kılıç niyetine aldıkları sopalarla ebeveynlere kafa kesme hareketleri yaparak ve filme katılarak izlemesi, nasıl bir geleceğin bizleri beklediği konusunda çok net fikirler vermektedir. Bu ve benzeri diziler yasaklanmadıkça, gelecekte; 10 yıla kalmaz, suriyeli çocukların da bu dizilerden ilham alarak büyümelerini de hesaba katacak olursak, ülkemizde 5 veya 10 yıl sonra işid vb. onlarca kafa kesen terör örgütünün kan döktüğü ülke olma ihtimalimiz % 200’dür.
Vakit geç olmadan bu endişelerimizin dikkate alınarak; Sayın cumhurbaşkanımız Recep Tayyib Erdoğan başkanlığında; iç işleri, adalet, milli eğitim bakanlıklarımızın ortak çalışmaları ile öncelikle mevcut televizyon dizilerinin yasaklanması ve gençlerimize yapıcı, yol gösterici, müslüman Türk toplumunun mayasına uygun eğitici dizilerin finanse edilerek yapılmasını talep ediyorum.
Kurtlar vadisi, eşkıya, söz, şavaşçı ve benzeri dizilerin de, ustaca hazırlanmış, düşmanlıkları körükleyen, Mustafa Kemal Atatürk’ün; yurtta sulh,cihanda sulh ilkesine tamamen ters; yurtta savaş, dünyada savaş’ın zaruri olduğu (kan emici, rockefeller ve derin sermaye vb mensuplarının) fikriyatına hizmet eden sinsice ülkemiz insanına kurulmuş tuzak olduğu kanaatimde ısrarlıyım.
Ayrıca Ertuğrul dizisinde baştan sona, hristiyanların haç işaretleri ile dolu olduğu, hristiyanla dost olunabileceği, görev icabı haçlı elbisesini giyen alplerin konu edildiği, haç işaretinin beyinlerimize kazınarak, sevimli hale getirilmeye çalışıldığı, faiz ile, haram ile mücadele etmek için, cepheden cepheye koşup, bu manevi değerler adına, hıyar doğrama rahatlığı ile, insan doğrayan Ertuğrul’un oğlu’nun, gayri müslim tefeciler ile ortak olduğu, faizli alişverişe girdiği ve dizide bunlar anlatılırken, Ertuğrul’un faizli banka reklamında oynatılması, faizi meşru olarak bilinç altına yerleşmesini sağlamak amaçlı, milletimizi bankaların kölesi haline getirmek için, ustaca hazırlanmış tuzaktır.
Ayrıca; gençlerimizi ad ve semud kavmine özendirerek, helak olmalarına vesile olabilecek seviyede ahlak dışı dizilerin varlığını da, milli ve müslüman olduğunu iddia eden tüm yetkililere ihbar ediyorum.
Örnek; erkenci kuş, güldür güldür, bizim hikâye, sen anlat karadeniz vb ismini bilmediğim diziler ve eğlence programları; müslüman Türk milletinin örf ve ananelerini yerle yeksan ediyor…
Sonuç olarak; çok acıdır ki dindar insanlarımızın yönetiminde, samimi ve dürüst olan yöneticilerimize çeşitli kumpaslar kurularak tepkisiz hale gelmelerini sağlayan dış güçler, aynı kişileri iktidarda tutarak ülkemiz ve milletimiz üzerinde rahatça bu senaryoları yazabilmekte ve oynatabilmektedirler. Son 16 yılda AK parti’nin yerinde hangi parti olsa, aynı tuzağa düşerdi. Ak parti kadrolarına bu güne kadar olan hizmetlerinden dolayı yürekten teşekkür ederiz. Onlar; samimi yola çıkmış, ilk yıllarında çok samimi kadrolarla hizmet etmiş, yıllar geçtikçe, dolar, mide ve cep hırsına yenik düşmüş, tövbe ettikleri takdirde, umulur ki Allah’ın affedebileceği doğruları dile getiremeyecek seviyede günahkar hale düşmüş kardeşlerimizdirler. ALLAH onları affetsin. Ancak, ülkemiz istemeye istemeye bu hale geldikten sonra, yeni yüzlere ve kabiliyetlere görevi devretmemek için, her türlü yolu mübah görmelerini de emperyalist derin sermayenin dolar dolar tutsakları oldukları ihtimaline bağlıyorum. Kendilerine acizane tavsiyem o ki, zulüm ile abat olunmaz. Yol yakın ken tertemiz kadroların göreve gelmelerine yardımcı olun.
Milletimiz ferasetlidir, milletimiz vakarlıdır, milletimiz basiret abidesidir, milletimizi bozamayacaklar, ülkemizi bölemeyecekler. Türk; 1000 yıllık islam hizmetkarı geçmişine sahip olmasından dolayı,otomatikmen müslüman kimliği ile Türktür. O yüzden; Ne mutlu Türküm diyene, diyen herkes, müslüman olduğunu da beyan etmiş oluyor. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.
Hüseyin BAĞDATLI