DOST ACI SÖYLER.
Vay memleketim vay. Arhavi nin en önemli özelliklerden birtanesi, herkesin doğuştan lider olmasıdır. Dünyaya lider ihraç etme potansiyelimiz var çok şükür.
Keşke yarısını ihraç etsek de, memleket rahat nefes alsa.
Bir ben eksiktim, ben gelince tamamlandı sanki Arhavi.
Herkes lider olunca Arhavide,kimse kimsenin tafrasını çekmez. Kimse kimsenin işinde kolay kolay çalışmaz.
Herkes kendi işini kendi görür. Hadi Hatır için işini yapayım dersin, çalışma esnasında seninle makara geçmeye, üstünlük taslamaya çalışır.
Biraz karekter sıkıntısı yaşayanlar ise; Kendisinden üstün meziyetleri olanı küçümser, ezmeye Çalışır, toplumda sevilmesin, itibar kazanmasın diye, sinsice her yolu dener.
İyi niyetli olanların
kendisine yapacağı iyiliği dahi haz etmez, çekemez. Nekadar iyilik yaparsan yap, bir taraftan kuyunu kazır, birtaraftan da senin imkânlarını kullanır. Bir taraftan da aleyhinde dedikodu üretir. Baktı ki diş geçiremiyor, başkalarını sana karşı doldurur, böylelerine de rastlamak mümkün.
Samimi dost olanları, kendisi için istediğini, başkaları için isteyen mübarek insanları, yüzünden gözünden, oturup kalkmasından bilirsin zaten.
Bu gibi durumlara canım sıkılmış’ken, 2 gün önce alışveriş için, hiç girmemiş olduğum bir dükkâna girdim. Birşeyler aldım, pazarlık esnasında konu konuyu açtı, biraz sohbet ettik, derken esnaf bana, sen buralı değilsin dedi, buralıyım dedim, inanmam dedi, kimliğime bak dedim, ozaman dedi ki, sen en az 30 yıl önceki Arhavilisin dedi. Doğru bildi, ben 30 yıl Arhavi den uzak kaldım. Esnaf; Arhavide ki eski dost canlısı insanlardan çok kalmadı dedi, seni candan samimi, ihlaslı gördüm dedi. Böyle deyince, içimden, kalp gözü açık galiba diye düşünerek, ben de ona dikatlice baktım, ihlas abidesi nur yüzlü bir abimiz miş meğer. Arhavide böyle esnaflarımız da var, anlayacağınız.
Dedelerimiz,Babalarımız döneminde, kavgaları bile kaliteli idi, mertlik vardı, dürüstlük vardı, yardımlaşma, hal hatır sorma vardı dedi.
Bende dedim ki, internet sayesinde, herkes herkesin herşeyini öğrendi, oturup muhabbet edecekleri birşeyleri kalmadı. Beyinleri entrika TV dizileri ve asılsız bilgilerle dolu. Bir çoğu da, cuma namazına, karımdan boş kalırım korkusu ile gidiyor. Vaizin anlattığı da tesir etmiyor, çünkü çoğu hocalar da, salla başı al maaşı zihniyetinde olduğu için, sözlerinin de tesiri olmuyor. Esasen bütün vebal imamlarda. İddia ediyorum;
1 yıl diyaneti yönet diye bana verseler, vakit namazlarında bile camilerde yer kalmaz. Diyanet milleti uyutuyor, arada verdiği fetvalar ile ağzımıza bal çalıyor. Ninniye devam. Hal böyle olunca da;
İslam ahlakı zayıf olanlar da, Gürcistan’a; sınır ötesi harekâtına katıldı. Aile huzurları kalmadı, kendilerinden huzurlu olanları da kandırarak ,aynı yaşam tarzına bulaştırdılar ki, emsal teşkil ettirerek,kendilerinin toplumda horlanmamasını sağlamaya çalıştılar. Haram nedir bilmeyenleri, özellikle hedeflerine koyarak, sınır ötesi harekâtına katmaya gayret ettiler ve önemli ölçüde başardılar. Kendilerine laf uzatanlara, sen kendi etrafına bak, sonra beni eleştir, deme hakkını kendilerinde oluşturdular.
Gürcistan kapısının açılması, karadenizin manevi hassasiyetlerini, yerle yeksan etmiş. Ramazan ayına, oruca saygı kalmamış. Alenen utanmadan yiyip içip gezenin hesabı yok.
Çok çalışmamız lazım çok. Önce çevremize, sonra ülkemize top yekün, aslımıza dönme seferberliği ilan ederek, ülke olarak, her bölgeye çekidüzen vermemiz lazım. Kapitalist emperyalist sermayenin her türlü tuzağına düşmüş haldeyiz. Gelecek nesillerimiz şuursuzluk tehlikesi ile karşı karşıya.
Tez vakitte tövbe istiğfar ile, Kuran’a uygun yaşam tarzına dönelim, yol yakınken kendimize gelelim. Aksi halde iki nesil sonra, ibadet özgürlüğü adı altında, ezan yerine çan çalarlar, çıt çıkaran da olmaz.
Sözüm güzel insanların Meclis’inden dışarı.
Allah’ın rızasına uygun yaşayanlara, kinden, hasetten, gıybetten, kibirden, kul hakkından, entrikadan uzak olanlara selam olsun. Hüseyin Bağdatlı.