Bugünkü yazımda iki ayrı konudan söz edeceğim.
Birincisi, önceki “Kur’an, ilim, hayat ve her şeyin başı-sonu adalet” başlıklı yazımın devamı olacak. O yazım Mustafa Kutlu’nun son yazısından alıntılarla sona ermişti ki, devamında da sizlerle paylaşmam gereken bölümler var. Yazar bu konuda birkaç yazı daha yazacağının müjdesini veriyor. Bu müjde yani bizim dışımızda birinin de bu konuya odaklanması önemli bir gelişmedir ve biz bunların adedinin çoğalması için duacıyız…
Mustafa Kutlu’nun dediklerine kaldığımız yerden bakmaya/okumaya devam edelim…
“Bundan böyle yazacağımız yazılarda yukarıdaki şemayı takip edeceğiz. Böylece insanın varoluşuna uygun bir nizamın nasıl kurulacağına dair imal-i fikr etmek kolaylaşacak. / Üzerinde durulacak ilk mesele topluluk halinde yaşayan insanların bir mevzuata (kanun, örf, gelenek, şeriat, yasa vb.) sahip olup üzerinde anlaşıp (toplum sözleşmesi) ona uymalarıdır. / Bu mevzuat (kanun, örf, şeriat, gelenek, yasa vb.) nasıl oluşur?”
Bu soruya uzun bir cevap verdikten sonra bizi daha çok ilgilendiren bölüme geliyor: “Biz yeniden Adalet Dairesine dönelim. Mevzuatı ilk adım kabul edince, önce “fıkıh-hukuk” diyeceğiz. / Hukuk felsefesinin labirentlerine dalmadan fıkıh literatürünün binleri bulan cildi arasından çekip çıkaracağımız şudur: İki Hukuk var, biri Cenab-ı Hakk’ın lutfedip peygamberleri vasıtası ile insanoğluna gönderdiği; öteki “Hududullah”ı çiğneyerek hâkim güçlerin inşa ettiği beşerî hukuk. / Bir Hakk’ın hukuku. / Öteki gücün hukuku. (..) Ne var ki günümüz dünyasında “gücün hukuku” hükmünü yürütüyor./ Bu sebeple hem tüm insanlığa hitap edecek bir “ahlâk nizamı”na; hem de öteden beri kendi ülkemiz-insanımız için ihtiyaç olan yeni bir toplum sözleşmesine, bir “anayasa”ya muhtacız. / Yaşadığımız kutuplaşmayı giderecek, halli sürekli ertelenen meseleleri çözüme kavuşturacak, bütün kesimlerin (partiler, gruplar, düşünceler vb.) bir şekilde (!) “evet” diyerek kabul edeceği ANAYASA...” Bu kadar!
İkinci konu bizim için sevimsiz bir konu olsa da, sayısız yazar bize göre lüzumsuz tartışmalara girse de, bir yazı vesilesiyle bu konuya da kısaca değinmeliyim.
Bu köşe müdavimlerinin “ADİL DÜZEN” konulu yazılarından tanıdığı Sinan Eskicioğlu, bu tartışmalara farklı bir açıdan yaklaşan bir yazı yazdı. “Müslümanların Ortaçağı: Gözünüz ve bilginiz yiyorsa, İslam Ekonomisi’ni - Adil Düzen’i konuşun” başlıklı yazısının başlığı bile, bizle lüzumsuz olan o tartışmalara farklı bir tepki ifade ediyor.
Hani “kitabın ortasından” deriz ya, öyle yapacağım ve “yazarımızın sadece yazısının ortasından bizi ilgilendiren kısmı” ile sizleri baş başa bırakacağım. Yazısının başı ve sonu, bizi pek de ilgilendirmemesi gereken, daha doğrusu ilgilenmememiz gereken bir içerik. “Bazı İlahiyat kökenli hocalara yapılan saldırıları, suçlamaları kınıyorum. Bu davranışlar İslami değildir, kimseyi kandırmaya çalışmayın. / Çok mu Müslümansınız, Çok mu kallavi İslamcısınız, İslam’ı çok mu iyi biliyorsunuz, İslam’ı en iyi sizler mi biliyorsunuz, Hadi o zaman, hodri meydan. Gözünüz ve bilginiz yiyorsa İslam Ekonomisi’ni konuşmaya, tartışmaya başlayın. / İslam ekonomisi nedir, nasıl uygulanmıştır, Hz. Muhammed (S.A.V.) neler yapmıştır, Ticaret ve ekonomide neleri uygulamıştır, O’nun uygulamaları bugüne nasıl taşınabilir, Bugün İslam Ekonomisi nasıl anlaşılıp hayata geçirilmelidir? Gözünüz ve bilginiz yiyorsa ADİL DÜZEN’i konuşmaya, tartışmaya başlayın. ADİL DÜZEN denemesi nedir, İslam’ın sosyal ve ekonomik prensipleri nasıl ele alınmıştır, sosyal ve ekonomik merkezli ayetler nasıl sistemleştirilmiştir, İslam’da sosyal adalet temelinde, bireylerin sosyal güvenceleri nasıl sağlanmalıdır, Riba nedir, bugünkü sistemde faiz ve riba nasıl ele alınmalıdır? (…) Çok Hukuklu Sistem, İslam Ekonomisi, Medine Sözleşmesi gibi konuları konuşan Müslümanlar vardı bir zamanlar. / Adil Düzen Konferansları yapılırken, bilgisi olmayan insanlar bilmediklerini bilirlerdi. / Bugün artık seviye, yerle yeksan olmuş durumda...”
Yazının tamamını merak edenler Ocak Medya’dan veya şuradan okuyabilir: http://www.akevler.org/AkevlerMakaleler/10806/SonEk/0/Resat-Nuri-Erol/SINAN-E--Islam-EkonomisiniAdil-Duzeni-konusun