Adil Düzen ‘odaklı’ yazılar yazan sadece bir yazar vardı, Reşat Nuri Erol… Bu köşeden bildiğiniz üzere, yeni bir yazar daha Adil Düzen ‘odaklı’ yazılar yazmaya başladı, adı Sinan Eskicioğlu… Ocak Medya’daki bu yazılardan söz ettim… Yazarımız son günlerde Adil Düzen ‘odaklı’ yazılar yazdı, yazıları üzerinde durmayı hak ediyor; durup odaklanalım…
Önce sırasıyla yazı başlıklarına bakalım: 1. Siyasal İslamcılık, siyasal İslamcı suçlamaları (ve Adil Düzen) (24 Ekim). 2. Rüzgârın yönü değişiyor… Önümüzdeki günlere dikkat, özellikle Adil Düzen için… (26 Ekim). 3. Korumacı ve baskıcı zihniyetle (ve Adil Düzen’siz) medeniyet oluşur mu? (31 Ekim) Parantezler bana aittir. Başlayalım…
- Siyasal İslamcılık, siyasal İslamcı suçlamaları (ve Adil Düzen) 24 Ekim 2018
“Zor bir dönem. / Kolay değil. / Medyanın algıları altüst ettiği bir zamanda yaşıyoruz. Eskiden bir kesim bunu yapıyordu, şimdi diğer kesim imkânı yakaladı ve o yapıyor…
Önce şunu ifade edeyim: Siyasal İslamcılık başka bir şey, benim burada yazdıklarım ayrı bir şey. / Karar’dan İbrahim Kiras yazı dizisi halinde bu konuyu ele almıştı. Farklı pencerelerden bakmak zorundaydı belki de. Bir bakıma Türkçülük-İslamcılık konusu da önemliydi onun için. / İslamcılık konusunu biraz araştırdığınızda karşınıza çıkan isimler genelde Mısır, Afganistan, Pakistan, Cezayir kökenli kişilerdir. (…) İsimlere bir göz atalım: Cemaleddin Afgani (Afganistan-Arabistan, Mısır tarafları), Muhammed Abduh (Mısır), Seyyid Kutup (Mısır), Mevdudi (Pakistan), Ali Şeriati (İran) vb. Ülkemizde İslamcı olarak adı geçenler de, Osmanlı’nın çöküş dönemi ve Cumhuriyet’in kuruluş dönemindeki sorunlara çözümler arayan ve çözümleri de ‘illa’ İslam’da bulmaya çalışan kişilerdi. / Bakın, bunların hiçbiri ‘SİSTEM’ ortaya koymamışlardır. Dikkatinizi çekiyorum… / Aktivist olarak çıkmışlar, çözümler aramışlar, İslam’a dönüşü savunmuşlar, İslami değerler üzerine bina edilen bir yapıdan bahsetmişler, evet. / Bunları dile getirmek, bu kişilerin sistem fikriyle ortaya ‘SİSTEM’ sundukları anlamına gelmez. / Önce buna açıklık getirmek önümüzü görmemiz açısından çok önemli. / İslam’da çözümler aramak, bulmaya çalışmak başkadır; İslam’a bakarak ‘SİSTEM’ ortaya koymak başkadır. / Ele aldığım bütün konularda, verdiğim bütün örneklendirmelerde temel aldığım ‘Adil Düzen Denemesi’dir.
ADİL DÜZEN denemesi bir SİSTEMDİR. Din tabanlı ve endeksli bir sistem değil, ‘hukuk’ endeksli bir sistem denemesidir. / İslamcılık konusunda ismi anılan hiçbir kişi ‘Adil Düzen’ denemesi gibi bir ‘SİSTEM’ ortaya koymamış, koyamamıştır. / İslamcılık konusunda adı geçenler çözümleri ‘illa’ İslam’da bulma inadında olmuşlardır. Benim ifadem ise, bakın böyle bir sistem denemesi vardır, dünyada tektir, denemeye açıktır, yanlışsa ayak diretmeye gerek yoktur. / Neden mi? / Çünkü benzerlerini dünyada uygulamaya çalışan birçok gruplar var. ‘Adil Düzen denemelerine dünyadan örnekler’ isimli yazımda bunları anlatmıştım.
Konunun ikinci kısmına geçecek olursak. / Bugün yönetimde olanların ‘Adil Düzen’ ile alakaları yoktur. Eğer ‘siyasal İslamcılık’ dini motifleri, dinin terimlerini siyaset alanında kullanmak ve bu yolla oy devşirmek ise, işte ‘Adil Düzen’ bu dediğiniz değildir. / Adil Düzen, dini terim ve jargonla kendini tanımlayıp reklam yapmış olsaydı zaten bugün çok farklı yerde olurdu. / Adil Düzen’i kullanarak, dini terimlerle siyasi alanda oy devşirmeye çalışanlar oldu mu? Evet oldu. Ama bu insanlar Adil Düzen’le doğrudan bağı olanlar değildi.
Günümüzdeki mantık hatasını ortaya koyalım: Adil Düzen söylemi nasıl siyasete girdi? / Necmettin Erbakan vasıtasıyla. İlaveten ‘Millî Görüş’ söylemini de ekledi. / AK Parti’yi kuranlar, Erbakan’ın çizgisinde olanlardı. / AK Parti ve Tayyip Erdoğan da Millî Görüş çizgisinden olup Adil Düzen söyleminden geldi. / Bugün siyasette dini terimlerle, dini motiflerle oy devşirilmeye çalışılıyor. (Siyasal İslamcılık aslında budur.) / O halde, AK Parti ve Tayyip Erdoğan Adil Düzen kurmak istiyor. / Yukarıdaki cümle, görüp görebileceğiniz ve kabul edeceğiniz en büyük hatadır. / AK Parti, Erbakan çizgisindeki kişiler tarafından kurulmuştur. Bu doğru. Ama AK Parti’yi kuranların, sistemle ilgili böyle bir dertleri yoktu.”
(Bitmedi; kaldığımız yerden devam ederiz…)