Ahir zamanın belirtilerinden biri de şüphesiz münafıklıktır. son zamanlarda medyada, politikada, toplumda münafıklığın belirtileri hat safhaya çıkmıştır. Yalanlar çerez olmuş, emanete ihanet ise içecek olmuş misali! Herkes kendi menfaatleri doğrultusunda rahatlıkla yalan söyleyebiliyor. Yalan söylemek moda haline getirilmeye çalışılıyor. Unuttukları bir şey var: Yalan münafıklığın en belirgin özelliğidir.
Ben Ahzap suresi 54. Ayeti hiç aklımdan çıkarmıyorum. Bu ayet benim için doğru yolu gösteren nurlu bir pusula gibidir. Herkese de tavsiye ediyorum. إِن تُبْدُوا۟ شَيْـًٔا أَوْ تُخْفُوهُ فَإِنَّ ٱللَّهَ كَانَ بِكُلِّ شَىْءٍ عَلِيمًا (Siz bir şeyi açıklasanız da gizleseniz de şüphe yok ki Allah her şeyi bilmektedir.)
Mümin kimse, emanete ihanet etmez. Emanet, sadece bir kimseye teslim edilen mal ya da para demek değildir. Dinimiz, eşimiz, çocuklarımız, mevkilerimiz ve yaptığımız işler de bizlere emanettir. İşini iyi yapmayan ya da çocuklarına özen göstermeyen de, emaneti ihmal etmiş olur. Münafık ise, emanete ihanet edendir. Mümin kimse, yalan söylemez. Yalanın kötü bir şey olduğunu bilir. Münafık ise yalan söylemekte bir sakınca görmez. İşini görmek, yükselmek ya da birini karalamak için hür türlü yalanı rahatlıkla söyleyebilir.
Bu üç temel özellikten sonra, şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Mümin, güven veren ve Müslümanlara güvenen kimsedir. Münafık ise güven vermediği gibi, kimseye de güvenmez. Herkesten kuşku duyar, sürekli çevre değiştirir, en yakınındakileri bile kolaylıkla harcar.
Münafıklığın karakteristik özelliği, iki yüzlülüktür. Günümüz tabiriyle çifte standartlıktır. Müslüman müşterileri çekebilmek için İslâmî kıyafetlere bürünen tezgâhtarlar bulundurup, ölçü ve tartıda adaleti gözetmeyen, insanları sömürmek için her yolu meşru gören, yalan söyleyen, aldatan tüccar ve esnaflar her tarafta boy atarken, münafıkları uzayda mı aramak gerekiyor? Müslümanlarla birlikte olduğu zaman İslâmcı kesilen, onlardan ayrıldığında İslâm dışı hayat sürenlerle bir araya gelince, Müslümanların arkasından konuşan, onların taklidini yaparak eğlenen ve onları karalayan kimselerin münafık olma ihtimali büyüktür.
Müslüman, münafıklık özelliklerini bilmeli, bu tür özellikleri taşımaktan şiddetle kaçınmalı ve bu tür özellikleri taşıyan kimselerle dostluk ve velayet bağı kurmamalıdır. Yoksa zamanla onun davranışlarında da aynı tür özellikleri görmek kaçınılmazdır. İnsanı nifaka, münafıklığa sevk eden şey dünyevî menfaatler ve şeytanî telkinlerdir. Dünyanın gelip geçici, ahretin ise kaçınılmaz son olduğunu aklından çıkarmayan Müslümanlar şeytanın etkisinden kolay sıyrılarak nifaktan uzak durabilirler. Ama, dünyayı Allah'tan çok seven, ahreti aklına getirmeyen kimseler, Allah'a ve ahret gününe iman ettiklerini söyleseler bile bu onlara bir fayda sağlamaz. "İnsanlardan bazıları Allah'a ve ahret gününe iman ettiklerin söylerler; oysa onlar mümin değillerdir. Onlar, Allah'ı ve müminleri aldatmaya uğraşırlar; fakat kendilerinden başkalarını aldatamazlar da farkında olmazlar." (2/Bakara, 8-9)