Fethullah Gülen durumun farkında
1217 Okunma, 0 Yorum
Ahmet Hakan - Hürriyet
Lütfi Hocaoğlu

02.04.2011

CHP Mersin Milletvekili İsa Gök, Meclis Genel Kurulu'ndan konuşurken AK Parti sıralarına dönüp sesleniyor:

“Hepinizin kıblesi Pensilvanya olmuş”.
Ortalık hafiften karışınca İsa Gök, ortalığı daha da karıştırıyor:
“Mürit olmuşsunuz hepiniz mürit... Fethullah Gülen'in müridi olmuşsunuz”.

MHP Lideri Devlet Bahçeli ise İsa Gök gibi nezaket kurallarını zorlamıyor ama yaptığı yazılı açıklamada hiç de yenilir yutulur olmayan bir öneride bulunuyor.
Bahçeli, Fethullah Gülen'e şöyle sesleniyor:
“Bu böyle gitmez. Cemaatin faaliyetlerini bir müddet askıya al”.
Bahçeli'nin “Askıya al” tavsiyesinin gerekçesi ise şu:
“Senin adına bir şeyler yapılıyor. Sen kontrol edemiyorsun”.
Bahçeli'nin yazılı açıklamasında Gülen için “Hocaefendi” tabirini kullandığını da es geçmeyelim.

Gelin, muhalefetten yükselen bu iki sese...
Köşelerde yazılan imalı yazıları, kulislerde fısıldanan cümleleri, haklı ya da haksız ithamları, dedikoduları, rivayetleri ekleyelim.
Ortaya çıkan sonuç şu olacaktır:
Memleketin bir bölümünde çok esaslı, çok kuvvetli bir “anti-cemaat rüzgârı” esiyor veya estiriliyor.
Olay o hale gelmiş durumda ki...
İktidara yönelik her türden muhalefet, artık “cemaat” üzerinden yapılıyor.
Başbakan, bakanlar, AK Parti falan unutulmuş durumda.
Varsa “cemaat”, yoksa “cemaat”.
Bizim mahallenin bakkalı bile “Acaba cemaat bizim telefonları da dinliyor mudur abi” diye gayet ciddi bir şekilde soru soruyor.

Artık durum şudur:
Kitap toplanıyor, “Cemaat yapmıştır” deniliyor.
Gazeteciler tutuklanıyor, “Cemaat yapmıştır” deniliyor.
Hanefi Avcı içeri atılıyor, “Cemaat yapmıştır” deniliyor.
Ergenekon'da yeni bir dalga ortaya çıkıyor, “Cemaat yapmıştır” deniliyor.
Neredeyse “her taşın arkasında cemaat aramak” diye karikatürize ettiğimiz yaklaşım biçimi, hemen herkesin kabul ettiği bir yaklaşım biçimine dönüşmüş durumda.
Artık gündemde Fethullah Gülen Hareketi'nin yaptığı hizmetler, açtığı okullar falan yok.

Peki neden?

Neden “cemaat”, ülkenin iktidar muhaliflerinin baş hedefi haline geldi?
Neden toplumun bir kesiminde “anti-cemaat rüzgârı” esiyor?
Bunun iki nedeni var:
BİR: Son zamanlarda başlarına bela gelenlerin önemli bir bölümünün “cemaat” ile bir biçimde uğraşan kişiler olmaları...
İKİ: Toplumun bir kesiminin kabul edilemez bulduğu, iktidarın bile tam destek vermekten kaçındığı bazı uygulamalara “cemaat” adına verilen canhıraş destek.

Bu gidişin “cemaat” açısından vahametini fark eden ilk isim Fethullah Gülen oldu.
Fethullah Gülen, önce “henüz basılmamış bir kitabın polis baskınına uğraması” meselesiyle ilgili olarak bir yazılı açıklama yaptı.
Dedi ki:
“Benim bu işte herhangi bir rolüm yoktur”.
Kitap yasaklamanın hem kabul edilemez, hem de imkânsız olduğunu da sözlerine ekledi.
Ardından kendisini ziyarete giden Zaman Gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce'ye söyledikleri geldi gündeme...
O sözler, hem bir özeleştiri mahiyeti taşıyordu, hem de kendisini sevenlerini uyarmayı hedefliyordu.
Umarım Fethullah Gülen'in bu hassasiyeti “cemaat” adına konuşanlar ve yayın yapanlarda da oluşur.
Böylece...
Savcıdan daha savcı, polisten daha polis, gizli tanıktan daha gizli tanık, özel yetkiliden daha özel yetkili tutumlarını gözden geçirirler.

Yazının tamamı için tıklayınız.

 

Yorum:

Kin, nefret, düşmanlık

Bugün Ak Parti karşıtlarının sözlerini dikkatlice dinleyin. Her olayın arkasında cemaat olduğunu söyleyeceklerdir. Hatta Saadet Parti'li fanatikleri de dinleyin aynı şeylerin değişik formatını duyacaksınız. Peki nedir bu cemaate karşı olan kin, nedir bu cemaate karşı olan nefret.

Cemaate karşı olanları üç gruba ayırabiliriz:

1.İslamiyet'e ve İslami düzene karşı olanlar: Bunlar için cemaat değildir önemli olan. Onlar İslami olarak gördükleri herhangi bir topluluğun güçlenmesini, büyümesini, yayılmasını istemezler. Onlar için Ak Parti'den daha önemlidir cemaate karşı olmak. Çünkü Ak Parti zaten önceki ANAP'a benzemiştir. Artık bir ideolojiyi temsil etmemekte, düzenin partisi olmakta ısrar etmektedir. Ancak onları korkutan cemaattir. Ak Parti'yi kullanarak gücü elinde tuttuğuna inandıkları cemaat tehlikesine karşı tedbir alınmalıdır onlara göre.

2.İslamiyet'e karşı olmayıp İslami düzene karşı olanlar: Bunlar cemaatten rahatsız değildirler aslında. Bunlar cemaatin siyasi güce sahip olmasından rahatsızdırlar. Onlara göre cemaat namazında, niyazında olmalı, siyasi düşünceye bile neredeyse sahip olmamalıdır. Onlar hoca efendi demekten çekinmezler. Ama hoca efendinin müritlerine siyasetten uzak durmasını söylemesini istemektedirler.

3.İslamiyet'e de İslami düzene de karşı olmayanlar: Bunlar cemaate çok kızgındırlar. Kendilerine oy vermeyen cemaatten nefret etmektedirler. Kendi hocalarına biat etmeyip kendi içlerinde hoca çıkaran ve şartlara göre kendi partileri dışında bütün diğer partilere oy veren bu cemaate karşı o kadar kin duymaktadırlar ki İslamiyet düşmanları tarafından yazılan kitaplara sarılmakta, cemaate karşı adeta kin püskürtmektedirler.

Oysa bunlara ne gerek var. Siz niçin cemaatle veya başkasıyla uğraşıyorsunuz. Siz hakkı getirin,batıl zaten sönecektir. Siz hakkı söyleyin, kişilerin yaptıkları ile niçin uğraşıyorsunuz.

Adam kitap yazmış, savcılar kitabı toplamış. Saçmalığa bakın. Bu çağda kitap toplatılır mı? İnsan yazdığı şeyden dolayı hapse atılır mı? Kitap dediğinden binlercesinin cebinizdeki flaş diske rahatlıkla sığdığı bir çağdayız. Bir kitabın bir nüshasının internet üzerinden bir kaç saniye içinde başkasına ulaştırıldığı bir çağdayız. Savcılar bunu bilmiyorlar mı?

Sanki bu kitap toplatma işini Ak Parti yaptırmış gibi gösteriliyor ve böylece kitabın reklamı son derece güzel bir şekilde yapılmış oluyor. Böylece belki birkaç bin kişinin okuyacağı bir kitap milyonlara okutularak cemaat düşmanlığı körüklenmiş oluyor. Çok zekice ve müthiş bir plan.

Ama insanların planları varsa Allah'ın planı da vardır ve her zaman galip gelecek olan Allah'tır.

 

 

Lütfi Hocaoğlu






Sayı: 95 | Tarih: 3.04.2011
Ruşen Çakır
“Yandaş medya” tartışmalarına bilimsel bir yaklaşı
1237 Okunma
Tayibet Erzen
Ahmet Hakan
Fethullah Gülen durumun farkında
Kin, nefret, düşmanlık
1217 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Ebubekir Sifil
İdam Cezası
1194 Okunma
3 Yorum
Zafer Kafkas
Zülfü Livaneli
Adalet, adalet, adalet!
1138 Okunma
Ali Bülent Dilek
Mahir Kaynak
Bakış açısı
1121 Okunma
Süleyman Karagülle
Mehmet Şevket Eygi
Paranın Saltanatı
1087 Okunma
Emine Hocaoğlu


© 2024 - Akevler