Ruşen Çakır - rcakir@gazetevatan.com
12.02.2011
Sonunda Mübarek çekip gitti. Mübarek de gittiğine göre, özellikle Batı’da dillerde olan o meşhur soru bundan böyle daha sık ve vurgulu bir şekilde karşımıza çıkacak: İslam demokrasiyle bağdaşır mı?
Peki bu soru neden soruluyor? Kuşkusuz ilkin, İslam dünyasının demokrasi konusunda tam anlamıyla fakir olması nedeniyle. Türkiye başta olmak üzere bir-iki istisna sayılmazsa, İslam ülkelerinin otoriter ve totaliter rejimler tarafından yönetiliyor olması yüzünden kimileri “yoksa kusur İslam dininin kendisinde mi?” diye soruyorlar. Bu yaklaşım tarzının son derece yanlış, önyargılı ve ayrımcı olduğunu; kökeninde de yıllarca İslam toplumlarını ezip sömüren sömürgecilik ve yeni-sömürgeciliğin olduğunu düşünüyorum.
Bu sorunun Mısır’daki olaylarla birlikte yeniden gündeme gelmesinin ikinci nedeni, Mısırlı isyancıların demokrasi istediklerini hiç tartışmaya yer bırakmayacak şekilde haykırmaları. Onlar demokrasi istedikçe özellikle Batı’da şu tarz dudak bükmelerle karşılaşıyoruz: “Göstericiler demokrasi istiyor ama bakalım Mısır gibi halkın çoğu Müslüman olan bir ülkede bu mümkün mü?”
Son olarak, birçok İslam ülkesinde olduğu gibi Mısır’ın da en güçlü toplumsal, kültürel ve siyasi hareketinin İslami hareket olması bu soruyu tekrar tekrar sorduruyor. Sünni dünyanın en eski ve en köklü İslami hareketi olan Müslüman Kardeşler (İhvan), bilindiği gibi 1928 yılında Mısır’da kuruldu ve oradan tüm Arap dünyasına yayıldı. İhvan’ın Arap olmayan topluluklarda da belli bir etkisi olduğunu biliyoruz. Günümüzde İhvan’ın en güçlü olduğu yerin yine Mısır olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. (Tabii bu arada Hamas adını alan Filistin Müslüman Kardeşlerini de akılda tutalım)
İslamcılar ve demokrasi
Eğer Mısır’da özgür seçimler olursa İhvan’ın sandıktan birinci parti çıkması hiç şaşırtıcı olmaz. Hatta Müslüman Kardeşler eğer isterlerse, yapılacak genel seçimlerden tek başına iktidar bile çıkarabilirler. İşte bu ihtimaller baştaki soruyu bugünlerde yeniden popüler kıldı. Halbuki Mısır’da yaşananların da çok net olarak gösterdiği gibi soru yanlış soruluyor. Eğer bir soru sorulacaksa bu “İslam demokrasiyle bağdaşır mı?” değil “İslami hareketler ve İslamcılar demokrasiyle bağdaşır mı? Onu benimseyip içselleştirebilirler mi?” olmalıdır.
Çünkü…
Devamı için TIKLAYINIZ.
Yorum:
DEMOKRASİ EN ÇOK İSLAM’LA BAĞDAŞIR
Halkın iktidarı manasına gelen demokrasi herkesin dilinde olan buna rağmen tam olarak anlaşılamayan bir kavramdır. Halkın iktidarı ne demektir, halk nasıl iktidar olur? Kendi seçer, başa getirir…
Bu mudur demokrasi? Öyleyse dünyanın hemen her yerinde demokrasi vardır, Türkiye’de ise fazlasıyla vardır. Türkiye İslam devleti olduğuna göre demokrasi İslam’la bağdaşır, Ruşen Çakır’a ait bu başlık da bu yazı da anlamsızlaşır. Acaba?
Tüm dünya örnek bir demokrasi anlayışına en son ABD Irak’a demokrasi götürünce şahit oldu. “Her şeyini yitirmiş halk + ABD’nin şefkatli eli= DEMOKRASİ” dendi sanırım bizlere de “Elinize sağlık!” demek düştü. Ne ironi ama!
Kabul etmek gerekir ki halk ancak güçlüyse demokrasi olur, yoksa demokrasi olamaz, çünkü demokrasi gücünü halktan alır. Peki ülkemizde halk güçlü müdür? Her şeyden önce bağımsız bir ekonomisi var mıdır? Halkın yönetimde irade gösterebilmesi için içte veya dışta herhangi bir gücün müdahalesine yer vermeyecek şekilde kendi ekonomisini kurmuş olması gerekir. Aksi takdirde bugün IMF’den, yarın bilmem nereden alınan kredilerle kurulan ekonominin faturası halka ödetilir, yardım eli uzatanların eli iyice uzar, ta ki yönetime müdahale edene kadar.
Öte yandan halk dilediği gibi teşkilatlanıp, dilediği gibi yaşabiliyor mu? Çoğunluğun tercihleri baz alınarak yapılan düzenlemeler halk iradesini yansıtmaz. Mutlaka farklı çalışmak, farklı konuşmak, farklı eğitim almak, farklı ticaret yapmak, farklı yargılanmak, farklı inanmak, kısacası farklı yaşamak isteyen insanlar olacaktır. Bunu da ancak merkezi yönetimden bağımsız yerel yönetimler çözmektedir. Bu yerel yönetimlerde oluşturulacak dayanışma ortaklıklarıyla insanlar tamamen kendi tercihleri doğrultusunda bir anlamda sigortalanıp yaşamlarına öyle yön vereceklerdir. Ancak böyle bir düzene geçilirse işte o zaman halk gerçekten iktidar olur ve kendi kendini yönetir. Böyle bir düzen ise ancak İslam’la örtüşür ve tabiri caizse başka yerde aramak abes olur. Bu açıdan bakınca sanırım dünyanın hiçbir yerinde henüz demokrasi yok. Getirmek ve örnek olmak Türkiye’ye nasip olur inşallah.