Cübbeli Ahmet Hoca günümüzün Müslüm Gündüz’ü mü?
1253 Okunma, 0 Yorum
Ruşen Çakır - Vatan
Tayibet Erzen

Ruşen Çakır - rcakir@gazetevatan.com

23.10.2010

 

Dünkü Yeni Şafak Gazetesi, “Ataköy’de Cüppeli provokasyonu” manşetiyle çıktı. Bundan diyelim ki 10 yıl önce, yine diyelim ki Hürriyet Gazetesi benzer bir başlık atmış olsaydı, herhalde Yeni Şafak başta olmak üzere, “Cüppeli Ahmet Hoca” diye bilinen Ahmet Mahmut Ünlü’nün dünyasına daha yakın olan gazeteler tekzip yarışına girerdi. “Peki bu sürede ne değişti?” sorusunun cevabını aramadan önce Yeni Şafak’ın Ünlü’yü neden suçladığına hızla bir bakalım:

Ünlü’ye yakın isimlerin kurduğu Marifet Derneği, bu hafta sonu İstanbul’da bir otelde iki gün sürecek olan “Uluslararası Ehl-i Sünnet Sempozyumu”nu düzenleyeceklerdi. Bu faaliyete ek olarak, Nakşibendi tarikatının İsmail Ağa Cemaati’nin şeyhi Mahmut Ustaosmanoğlu’na Pazar günü Ataköy Sinan Erdem Spor Salonu’nda törenle ödül verilmesi planlanıyordu.
Yeni Şafak’a göre Ünlü ve yakınındaki isimler, cemaat taraftarlarına mesaj göndererek söz konusu toplantıya “cüppesiz, sarıksız ve çarşafsız gelmeyin” çağrısı yapmış. Mahmut Ustaosmanoğlu’nun güvenliğini özel olarak tutulan 500 görevlinin sağlayacağını belirten Yeni Şafak, İsmail Ağa Cemaati’nin önde gelen isimlerinin bu programdan rahatsız olduğunu da ileri sürdü.

Yeni Şafak’ın yayını o kadar etkili oldu ki düzenleyeciler söz konusu toplantıları ertelemek zorunda kaldılar.

Tarikat içi çekişmeler

Ünlü’nün de İsmail Ağa cemaatinden olduğunu biliyor ve artık iyice yaşlanmış ve hasta olan Mahmut Hoca’nın yerine kendini hazırladığını, buna bağlı olarak cemaat içinde ciddi bir iktidar mücadelesi yaşandığını duyuyoruz. Ama Yeni Şafak’ın yayınını bu çekişmelerle açıklamaya çalışmak yanlış olur. Gazete bunun çok daha ötesine gidiyor ve Ünlü’yü tam da “siyaset dünyasının başörtüsü sorununu tarihe gömmek üzere seferber olduğu” bir dönemde “28 Şubat sürecini andıran provokasyon girişimleri” içinde olmakla itham ediyor. Adana ve Mersin’de Hizbullah’a yakın oldukları bilinen bazı velilerin çocuklarını başörtülü olarak ilköğretim okuluna sokmakta ısrar etmesiyle Ünlü’nün bu toplantısının neden eşzamanlı olduğunu sorguluyor.
Yeni Şafak’ın bu haberi Ünlü ve taraftarlarını haklı olarak çok kızdırdı ve kimsenin kıyafetine karışmadıklarını, Mahmut Hoca’ya “oldubitti” yapmadıklarını vb. içeren geniş bir açıklama yaptılar. Fakat çok sayıda okurun gazeteyi arayıp söz konusu manşeti tebrik ettiklerini de öğrendim ve hiç şaşırmadım. Çünkü İslami kesim hâlâ 28 Şubat sürecinin şokunu üzerinden atabilmiş değil. Tabii 28 Şubat denince de akla ilk olarak Müslüm Gündüz ve onun kurduğu Aczimendi tarikatı geliyor.

Benzerlik ve farklılıklar

O zaman şu soru karşımıza çıkıyor: Cübbeli Ahmet Hoca günümüzün Müslüm Gündüz’ü mü? Gündüz’le zamanında tanışmıştım Ünlü ile hiç karşılaşmadım. Fakat kendisi o kadar medyatik ki onu bilmek için tanışmak gerekmeyebilir. Kaldı ki onun da bağlı olduğu İsmail Ağa Cemaati ve Nakşibendilik hakkında epey bilgi sahibiyim. Soruya dönecek olursak: Birbirlerini andıran yönleri olm akla birlikte Gündüz ile Ünlü’nün epey farklı kişiler olduğunu söyleyebilirim. Nedir bu farklılıklar? Mesela;



Devamı için TIKLAYINIZ.

 

 

Yorum:

 

UYKUYA DEVAM

 

Üniversitelerde başörtüsü probleminin kısmen de olsa çözüme kavuştuğu bu günlerde ilköğretimlerde çocuğunu başörtülü olarak okutmak isteyen velilerin bu talepleri oldukça manidardır. Samimi değil demek istemiyorum ancak daha düne kadar üniversite kapısından girilmesi mevzubahis bile değilken bu kadar cüretkâr taleplerin olması ister istemez farklı şeyler hatırlatıyor insana. Bilindiği gibi (aslında bu ifade çok doğru değil sanırım, çünkü Sayın Çakır bu bilgiden bihaber görünüyor) Müslüm Gündüz adi bir tezgahın bir ayağı olarak bir çok samimi insanı kullanmış ve Müslümanlara yönelik ezelden beri süregelen gerici fişlemesini güçlendirmişti. Zamanla iş anlaşıldı ama bu ne başörtülü kadınların arkasından yapılan ‘Fadime Şahin’ yakıştırmasını ne de tarikat liderleri üzerindeki ‘Müslüm Gündüz’ etiketlemesini kaldırabildi. Malum kesimin oyunu işe yaramıştı ve Müslümanlar aleyhine insanların bilinçaltlarında çok güçlü bir önyargı oluşturulmuştu.

 

Fikirlerin değil, kişilerin konuşulduğu ve ön planda olduğu bir ülkede yaşıyorsanız doğru olmanız, haklı olmanız her zaman işe yaramaz. İyi bir imajınız ve etkili bir reklam projeniz olmalı. Öbür yandan kötü de olsanız veya iyi hal üzere hatalar da yapsanız eğer arkanız güçlüyse(medya, parti, cemaat vs. desteği gibi) o zaman sorun yok. Size gözü kapalı olarak inanacak, arkanızdan gelecek bir insan sürüsü vardır. Sizin hatalarınızın savunması hazırdır:

‘O yaparsa bir hikmeti vardır!’,

‘O hata yapmaz, vardır bir bildiği!’

Hatta daha ileri gidip

‘Yapsın, yakışır!’

diyenler bile çıkar.

 

Böyle bir zihniyetin hakim olduğu bir toplumda lider ne kadar haddi aşsa o kadar azdır. Aynı paralellikte halkın başına ne gelse azdır. Çünkü insanın hata yapabilecek bir varlık olduğunu ve buna dayanarak doğruluğunu ve haklılığını bir referanstan alması gerektiği gerçeğini bir tarafa bırakıp ona hatasız yakıştırması yapıp ilah (haşa) muamelesi yapılırsa olacağı zaten budur. Kuran’da Rab birçok yerde ‘Hiç mi akletmezsiniz?’, ‘Hiç mi düşünmezsiniz?’ diyor.

Hayır düşünmeyiz, çünkü bizim için düşünen, karar veren birileri var. Biz sadece uygularız. Çünkü biz onların helal dediğine helal, haram dediğine haram diyerek aslında ne yaptığımızın farkında değiliz. Biz iyi niyetli Türkiye Müslümanlarıyız.

 

Ben kendi adıma birçok vicdansızın ve kişilik fukarasının adam yerine konduğu bu ülkede başörtüsü konusunda da fırsatçıların çıkacağını ve bu malzemeyi de büyük bir iştahla pazarlayacaklarını düşünüyorum. Bu kadar çok entrika görmüş, dahası internet çağında yaşayan bir milletin artık bu oyunlara gelmemesi, kelimenin en doğru manasıyla tongaya basmaması gerekmez mi?

 

 

Tayibet Erzen






Sayı: 72 | Tarih: 24.10.2010
Zülfü Livaneli
Akıl, vicdan ve sağduyu üzerine
1298 Okunma
Ali Bülent Dilek
Ruşen Çakır
Cübbeli Ahmet Hoca günümüzün Müslüm Gündüz’ü mü?
1253 Okunma
Tayibet Erzen
Ahmet Hakan
Feminist türbanlıdan Başbakan'a ders
1218 Okunma
1 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Mehmet Şevket Eygi
Bütün Kavimlerin Mensuplarına AÇIK MEKTUP
1191 Okunma
Emine Hocaoğlu
Ebubekir Sifil
Başörtüsü
1117 Okunma
Zafer Kafkas
Mahir Kaynak
Muhalefetin geleceği
1075 Okunma
3 Yorum
Süleyman Karagülle
Fikret Bila
HENÜZ KARAR VERMEDİM
1040 Okunma
1 Yorum
Harun Özdemir


© 2024 - Akevler