22.07.2016
İçerideki ve dışarıdaki geri zekâlılar darbe girişiminin sonuçları ve olağanüstü hal ilanı dolayısıyla, "Türkiye'de demokrasi ve özgürlükler rafa kaldırılıyor" benzeri çeşitlemeleri yapadursunlar... Ama artık orta zekâlılar bile gerçekleri görmüş durumdalar.
Devletin müthiş bir istihbarat zaafı yaşadığı, anlaşıldı. En yakın müttefik ülkelerin haberdar oldukları darbe girişimi, iş ayyuka çıktıktan sonra devlet katında yansımalarını buldu. Bereket toplumun Tayyip Erdoğan'a karşı duyduğu güven ve demokrasiye bağlılık bilinci vardı... Aksi halde bugün Suriye'ye benzeyen bir ülkede yaşamaya çalışmakta olabilirdik.
Guantanamo hukuku
Yine de demokratik deneyimlerimizin varlığına şükredelim.
"Olağanüstü Hal" de bir anayasal olgu.
Hukuk ve demokrasi denilince önce akla gelen ABD'de, El Kaide İkiz Kuleler'i vurduktan sonra gündeme hiçbir metinde zikredilmeyen "Guantanamo Hukuku" girmemiş miydi? Bu hukukta zanlılar yargı önüne çıkmadan yıllarca gözaltında tutuluyor, işkence görüyorlardı.
Bunu da aşacağız
Tamamı için http://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2016/07/22/bir-noktada-uyandik-ya-bu-da-bir-seydir#
Yorum:
Hak gelsin, batıl sinsin!
15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden sadece bir hafta geçmesine rağmen ortada dünya kadar senaryo ve bir o kadar da belirsizlik var. Birbiriyle çelişen ve karanlık noktalar içeren bu senaryolardan birinden diğerine geçişte roller inanılmaz değişiyor. Örneğin, size belli bir seviyede inandırıcı ve makul gelebilecek bir senaryoda MİT Müsteşarı Fidan hainken, aynı inandırıcılıktaki başka bir senaryoda gayet tabii olarak ‘kahraman’ olabiliyor. Bu nasıl mümkün olabiliyor? İşte bu noktada tıkanıyoruz.
Olayın ilk şoku atlatıldıktan sonra gündeme darbecilerin sözde ifadeleri, gereksiz siyasi demeçler ve her fırsattan pay çıkarma derdinde olan ancak ülkenin o zor ilk günlerinde hiç ortalıkta görünmeyen ünlülerin şovu hakim olmaya başladı. İnsanlar bir süre daha darbe görüntüleri ve meydan nöbetleri ile oyalanırken arka planda Sermaye hiç durmadan çalışmaya devam edecek. Zafer sarhoşluğuyla coşan insanlar farkına varmadan o, çok daha önce hazırlamış olduğu bilmem kaç nolu planını devreye sokacak ve biz de bunu Cumhurbaşkanımızın eniştesi, varsa dayısı, halası veya teyzesinden öğreneceğiz. Allah razı olsun. Nihayet Cumhurbaşkanımızın ağzından MİT’e bir eleştiri geldi ve artık somut ve etkin bir adımın atılacağına dair içimizde bir umut oluştu. Artık bu ülkeyi itibarsızlaştırma çalışmalarına son verilmelidir.
Dünyanın sayılı merkezlerinden olan Paris’te sırf terör saldırısı oldu diye aylardır OHAL hakim ve gerektikçe de uzatılıyor. Terör saldırısını önemsemediğimden değil, sadece ülkemizde ancak darbe sonrası verilen bu kararın başka yerlerde hangi koşullarda alındığına ve buna rağmen bazı hadsizlerin çıkıp ülke hakkında kendi hallerine bakmadan ileri geri konuşabilmesine vurgu yapmak istiyorum. Ne yaparsak yapalım dünya bunu kötü görecek ve Türkiye’yi eleştirecek bir nokta bulacak, buna aldırmayalım.
Hepimiz gördük ki; Türkiye gücünü halkından ve ordusundan alıyor. Gerisi hikaye! Ülkemizin ruhuna İslamiyet hakim, meydanlar seçim zamanlarında bile böyle coşmadı, ‘Allah-Allah’ sesleri hiç bu kadar yükselmedi. Artık teslimiyet ve Kuran düzeni zamanı. Allah’ın rahmeti de, inayeti de bu uğurda çalışanların üzerine olsun. Hak gelsin, batıl sinsin!