07.11.2015
EĞER Selahattin Demirtaş...
-PKK, yatağında uyuyan iki polisi kalleşçe katlettiğinde...
- Hendekler kazılmaya başlandığında...
-KCK, “Ateşkesi bitirdik” diye açıklama yaptığında...
-Çatışma süreci devreye girdiğinde...
Sağına soluna bakmadan, risk analizine falan girişmeden, soğukkanlılığını terk ederek, her şeyi göze alarak, yumruklarını sıkarak ve yönünü dağlara dönerek...
“SİZE TETİK ÇEKTİRMEYECEĞİZ” diye haykırabilseydi...
Şimdi bambaşka bir Selahattin Demirtaş’tan söz ediyor olacaktık.
*
“Selahattin Demirtaş” dendiğinde eskisi kadar umut ve heyecan duyulmuyorsa...
Sebebi budur.
Yazının tamamı için tıklayın
Yorum:
Sırtını hakka dayamak
Sırtını hakka dayamak sırtını Allah’a dayamaktır. Doğruluğa, hakka dayanan kimse her zaman hakkı savunur. Batılla işi yoktur. Hakkı savunduğu için batıl olan güçlü olsa bile aslında kazanan odur. Ancak bazıları güçlü zannettikleri batıla sırtlarını dayarlar. Sırtlarını PKK’ya dayadıklarını söylerler. PKK’nın tükürüğü ile askeri boğacağına inanırlar.
Ancak batıla dayananlar aslında bir boşluğa dayanıyorlardır. Batılı güçlü zannediyorlardır. Onun güçlü olduğunu düşündükleri için ona dayanıyorlardır. Oysa batıl zahik olmaya mahkûmdur. Batıl zahik olunca da batıla sırtını dayayanlar erimeye başlarlar.
HDP de sırtını batıla dayamaktan vazgeçseydi, hakkı savunsaydı, batıldan uzak durmaya başlasaydı % 15’e, % 20’ye çıkarabilirdi oylarını. Hata zamanla CHP’nin yerini bile alabilirdi. Ama o öyle yapmadı. PKK’nın emrinden çıkamadı. PKK’nın galip geleceğini düşündü.
HDP hala geç kalmış değil. Yanlışından dönmeli, siyaset yapmalı ve teröristlerden uzak durmalı ve uzak durduğunu göstermeli. Bundan sonra öyle bir büyür ki kendi bile şaşırır nasıl büyüdüğüne.