20/02/2015
Sizin için İslam ne?
Yazı için http://haber.star.com.tr/yazar/sizin-icin-islam-ne/yazi-1002129
Yorum:
Türkiye’nin Mahir Kaynak’lara ihtiyacı var
Mahir Kaynak aramızdan ayrılmıştır. Kaynak yakınlarını değil, Süleyman Karagülle’yi öksüz bırakmıştır. Tedavide olmasa da teşhiste yüzde doksan beraberdik. Görüşmüyorduk. O beni okumuyordu ama teşhiste benim gibi düşünüyordu. Rahatlıyordum, farzı kifaye yerine gelmişti. Umarım onun yerini dolduracak bir yazar ortaya çıkar. Üslubu çok basit, bir olay olduğu zaman örneğin Taksim’de ağaçları koruma amacı ile yürüyenlerin, ağaçları koruma amacı ile yürümediklerini bilmek için 7 yaşında bir çocuk olmak yeterlidir. Ne yazık ki o zaman en yüksek yerde oturanlar bunu göremediler veya gördüler ama görmezden geldiler.
O halde ne yaparız, Taksimdeki Gezi olayları kimin yararınadır diye sorgularsanız cevabı hemen bulursunuz. Bu olay, Recep Tayyip Erdoğan’ı iktidardan etmek isteyenlerin amacına hizmet etmek için yapılmıştır. İkinci soruyu sorarsınız. Erdoğan’ın gitmesini isteyenler kim olabilir? CHP, MHP, BDP değil mi? Onların çıkarına mıdır? Hayır, çünkü bu partiler, seçilmesi halk oyuna dayalı partilerdir. Bir daha seçim yapmayacak bir sokak hareketi ile iktidarın değişmesi hiçbir partinin işine gelmez.
Türkiye’de bu olsa olsa ordunun işine gelir. Bunu bahane ederek ülkenin yönetimine el koyar ve bir daha gitmez.
Bu böyle değildir. Tarih boyunca Türkler devletlerini askerlerle kurdular ve korudular ama hiçbir zaman askerlerle yönetmediler. Selçukluların Nizamülmülk’ü, Karahanlıların Kutadgu Bilig’i bize kesin olarak göstermiştir ki, Türkler kılıçla fethettiler hakemle yani ilmiye sınıfı ile yönettiler. Cumhuriyeti askerler kurdu ama sivil yönetimler devam ettiler ve meclis inkıtaya uğramadan devam ediyor. Askeri müdahaleler oldu ama arkasından hemen seçim yapıp iktidarı sivillere devrettiler. Askerler ihtilal yapsaydı orgeneraller hapse girdikleri zaman yaparlardı. Başbuğ “Biz burada da görevdeyiz.” dedi. Aynı kişi genelkurmay başkanı iken “Askerleri yakalamaya biz izin verdik. Vermeseydik onlar kılına dokunamazdı.” dedi.
Dışarıdan tertiplenen Balyoz ve Ergenekon konularını asker kendi sabırlı taktiğiyle yenmiştir. İstiklal savaşı kadar büyük bir zaferdir bu. O halde Taksim Gezi olayları Türk ordusunun işine gelmez. Çünkü devlet yıkılınca ordu kalmaz. Partilerin işime gelmez, çünkü demokrasi ortadan kalkınca kendi varlıklarının hikmeti kalmaz.
Kalakala bir ihtimal kalmıştır. O da PKK’nın bu işi yürütmesidir. PKK bunu kendi isteğiyle yapmaz. Çünkü PKK şimdi çözüm sürecindedir. Liderleri daha silaha sarılma iznini vermemiştir. O halde bu olay dışarıdan gelen bir olaydır. Bunlar Mahir Kaynak’ın mantığıdır.
Dışarıda kimin gücü buna yeter ve dışarıda kimin işine gelir. Rusların işine gelmez. ABD’nin işine gelmez. AB’nin işine gelmez. Çin’in, Japon’un işine gelmez. İsrail’in de işine gelmez. Çünkü İsrail Türkiye’yi işgal etmek istemektedir yahut kendisinin yanına çekmek istemektedir. Buna en yakın iktidar AK Parti iktidarıdır. İsrail daha Türkiye’yi işgal edecek seviyede değildir.
Mahir Bey’in mantığı ile devam ediyoruz.
Bu iş Türkiye devletinin ekonomisini bozmak isteyenlerin işine gelir. Erdoğan iktidardan inecek, üç dört sene Türkiye’nin siyasi düzene kavuşması için uğraşacak. O arada zaten zoraki yaşayan ekonomi çökecek. Halk ABD’deki Sermaye’nin emrine girecek. Böylece Türkiye sayesinde İslam ülkelerine Sermaye hakim olacak. Bugün Sermaye’nin emrine girmeyen devletleri, Rusya, ABD, Çin ve Fransa hatta İngiltere böylece yola getirecektir.
İşte buraya dair her zaman Mahir Bey’le bir olduk. Bundan sonra Mahir Bey ne yapılacağı hususunda şu önerilerde bulunuyor.
a) Sermaye ile siyaset arasında çatışma var. Siyaset galip gelecek. Onun yanında yer alalım. Bu görüşe katılıyorum. Ancak siyasetin yanında yer alabilmemiz için siyasetin Adil Düzen’i kabul etmesi gerekir. Yoksa galip gelemez. Dünya terör batağında asırlarca sürüklenip gider.
b) Mahir Bey’e göre dünyada bir gruplaşma vardır. Rusya ve ABD bir, Çin ve AB bir görüşündedir. Biz buna karşı görüşteyiz. Sermaye; ABD ve AB’yi bir cepheye, Çin ile Rusya’yı bir cepheye yerleştirip İslam alemini de ikiye bölerek, İran ve Türkiye etrafında gruplaştırarak üçüncü cihan savaşını çıkarmayı planlamıştır. Bu plan başarısız olmalıdır.
İşte görülüyor ki Mahir Bey bugünkü dünyaya sesini duyurabiliyor ve bu sebepten de yazıları kerhen basılıyordu, kerhen okunuyordu. İşte ben yalnız kaldım. Sesi çıkmayan cılız biri olarak tebliğ görevimizi sürdürmek için yeni Mahir Kaynak arıyorum. Metodu yukarıda örnek verdiğim milli metot olmalıdır.