Yüz yıllık tarihimizde ilk defa 2007-2011 arası vesayeti tümüyle geriletme fırsatı doğmuştu, büyük mesafe alındı ama kritik eşik aşılamadı. Darbe teşebbüslerinin bütün çıplaklığıyla açığa çıktığı zamanlarda bile Ergenekon’un yüzde 80’i suyun altında idi, “dindar-muhafazakâr” ve “Kürt ayağı” açığa çıkmadı. Ulusalcı Ergenekon’a ağır hasar verildi, böylelikle vesayetin bittiği zannedildi. Bu büyük bir yanılgıydı. Kısa süre sonra Ergenekon’un dindar-muhafazakâr ve Kürt ayağı harekete geçerek ulusalcı yandaşlarını kurtardı. Şimdi ise AK Parti’nin tepe noktalarını ele geçirenlerin gerçekleştirdikleri “Ergenekon-AK Parti ittifakı”na şahit oluyoruz. AK Parti, temiz siyasete devam edip rüşvet ve yolsuzluklarla suçlanmasaydı bu ittifaka zorlanmazdı. İhale kesintileri, havuz, İran petrol ambargosu dolayısıyla dolaşıma giren kara para, kirli altın ve Neo Osmanlıcılık hayali ile Suriye iç savaşının finansmanında kullanılan kaynaklar ve izlenen yanlış bölge politikaları tümüyle bir şantaj olan söz konusu ittifakı mümkün kıldı.
Ergenekon bir sembol. Özü itibarıyla derinlerde örgütlenmiş bir yapının vesayet sistemini devam ettirmesi ve bunun için her türlü hukuk dışı yol ve yönteme başvurma becerisine sahip olmasıdır. Hukuk ağır yara aldı, kamu otoritesi suç üstüne suç işliyor, kurumları fonksiyonsuz hale getiriyor. Ortadoğu ve Batı dünyasıyla ilişkiler kesilme noktasına geldi. Toplumun yarısı nefret içinde. Demokratik rejimin asgari standartları askıya alınmış durumda. İfade özgürlüğü ağır baskı altında; hukuksuz olarak sahte suç belgeleri üretiliyor. Bu olup bitenler İslamcılıkla, Siyasal İslam’la uzaktan yakından ilgili değil.
http://www.zaman.com.tr/ali-bulac/cikis-yolu_2230175.html
Yorum:
Sorunlar Devam Ediyor
AKP' nin iktidarda olduğu süreçte siyasi alanda islamı referans alaraka herhangi bir politika üretmediği çok açık olduğu gibi kendisinin de bu tip bir iddiası yok bildiğim kadarıyla.
Cumhuriyet tarihi boyunca ezilmiş, itilmiş, değer görmemiş insanlar kendilerine değer verdiklerine inandıkları birilerini görünce ona sımsıkı sarıldılar ve tüm olumsuzluklara rağmen bu kazanımlarını kaybetmemek için her platformda desteklerini esirgemediler.
Halkın teveccühü temelde bu bakış açısından kaynaklanmaktadır. Ülkemizin temel sorunları olan hukuk, ekonomi, eğitim hususlarında bazı noktalarda eskisinden daha kötü durumda oluşumuz, üstelik düzelme yönünde herhangi bir emare olmaması dahi verilen desteği etkilememektedir.
Evet ikili ilişkilerde ve söylemlerde değer görmek, insan yerine konulmak güzel görünse de uzun vadede ülkemizin gelişimi ve değişimini engellemektedir. Olması gerekeni istemeye ve aramaya engel, mevcut aksaklıklara muhalefeti bitiren bir hal almaktadır.
Umarım bu destek ve teveccüh önümüzdeki dönemlerde temel sorunlarımızın çözülmesinde, yapısal reformların yapılmasında tetikleyici olur . Gerçek islamcılar bu yapısal sorunların Kuran'a dayalı çözülmesini isteyenler ve bunun için çalışanlardır.