11.07.2014
Başbakan ve Cumhurbaşkanı adayı Tayyip Erdoğan'ın açıklaması beklenilen "Vizyon Belgesi"nin, seçime uzanan dönemdeki siyasal ortamı farklı bir zemine taşıyacağını ümit etmek durumundayız.
Bu "Farklı Zemin" beklentisi ile ifade etmek istediğimiz şey, seçimde yarışan tarafların birbirlerini hedef alan karalama kampanyalarını artık bırakmaları ve seçmene sunacakları vizyonları ile demokratik rekabeti sürdürmeleridir. Eğer Erdoğan'ın "Vizyon belgesi" bu farklı zeminin gerçekleşmesini sağlarsa, en az içeriği kadar ilgi çekici olur. Neticede dün de Ekmeleddin İhsanoğlu kendince bir vizyon açılımı yaptı...
Kuşaklar boyudur siyasetçilerin karşılıklı karalamalarını izlemekteyiz. İşin garibi ne askeri darbeler, ne de yaşanılan siyasal krizler, Türk siyasetçilerini bu kötü alışkanlıklarından caydırabilmiştir.
Yani şimdi gündemde cumhurbaşkanı seçiminin bulunması ayrıntıdır... Önemli olan demokratik rekabetin vizyonlara değil, karşılıklı karalamalara endekslenmesidir.
Tamamı için http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/barlas/2014/07/11/vizyon-belgesi-yeni-bir-donem-baslatabilir
Yorum:
Nasıl olacağını bilelim
Erdoğan’ın ‘Vizyon belgesi’nde başlıca üç hedef yer alıyor. Bunlar; demokratik yönetim, refah toplumu ve öncü ülke hedefleridir.
Mevcut duruma bakacak olursak, ölçüsüz bir adalet anlayışı, orta tabakayı bile memnun etmeyen bir refah düzeyi ve tüm komşularıyla sorunlu, dışa bağımlı ve kendi konsolosluklarına bile sahip çıkamayan bir devlet göreceğiz.
Görülen o ki Erdoğan arıza veren parçaları çok iyi tespit etmiş ve oralarda iyileştirme yapmayı hedeflemiş ama nasıl? İşte bunu bilmiyoruz.
Demokratik yönetimde şimdi olduğu gibi bir ırk üzerinde yoğunlaşır, onlara has özgürlükler ve haklar sunmaya kalkarsa ve tüm halkı içine alacak eşitlikçi bir yönetim sunmazsa, işimiz yaş.
Refah toplumunu orantısız hizmet-vergi terazisi, kontrolsüz özelleştirme, bürokrasi yumağı ve rüşvet olmazsa olmazı üzerine kurmaya kalkarsa, işimiz yaş.
Öncü devlet olmayı, herkesin iç işlerine kafasına göre karışmakla, külhanbeyi misali tehditler savurmakla, etraflıca bilgi edinmeden büyük kararlar almakla yapmaya kalkarsa yine işimiz yaş.
Tüm bunların yerine;
Yerinden yönetimle insanlara istedikleri dini, istedikleri dili, istedikleri kanunları, istedikleri liderlerin öncülüğünde yaşamaları olanağı tanınırsa,
Üretime dayalı vergilendirme sistemi, gümrüksüz ithalat, piyasada serbestlik diğer bir deyişle tekelin önlenmesi ve ortaklık ve dayanışma esaslarına göre çalışma sistemi getirilirse,
Önce kendi ülkesinde hakimiyet sağlamayı, daha sonra da bölgesinde barışçı, uzlaştırıcı ve adil bir hakem olmayı hedeflerse, o zaman işte o zaman bir şeylerin değişeceğine inancımız olacaktır.
Hedefler gayet yerinde ancak bunların nasıl gerçekleştirileceğini de bilmeye hakkımız vardır. Erdoğan, hedeflerini gerçekleştirmeye yönelik projelerini de halkla paylaşmalıdır.