16 Mart 2014
10 Temmuz 1923’de Ankara İstasyonu’ndaki Kalem mahsus binasında fırka nizamnamesini müzakereden sonra Gazi ile yalnız kalarak hasbihallere başlamıştık.
-Din ve ahlâkı olanlar aç kalmaya mahkûmdurlar, dediler.
Kendisini hilâfet ve saltanat makamına lâyık gören ve bu hususlarda teşebbüslerde de bulunan din ve namus lehinde türlü sözler söyleyen ve hatta hutbe okuyan, benim kapalı yerlerde baş açıklığımla lâtife eden, fes ve kalpak yerine kumaş başlık teklifimi hoş görmeyen M. Kemal Paşa, benim hayretle baktığımı görünce şu izahatı verdi:
-Dini ve namusu olanlar kazanmazlar, fakir kalmaya mahkûmdurlar. Böyle kimselerle memleketi zenginleştirmek mümkün değildir. Onun için önce din ve namus telâkkisini kaldırmalıyız. Partiyi, bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve bunları çabuk zengin etmeliyiz. Bu suretle kalkınma kolay ve çabuk olur.
AÇIKLAMA:
Yukarıdaki satırlar Uğur Mumcu’nun hazırladığı “KAZIM KARABEKİR ANLATIYOR” adlı kitabın 16. basımının 83-84. sayfalarından, hiçbir ilave yapılmaksızın alınmıştır (Tekin Yayınevi 1995). Kitap daha önce 10-29 Haziran 1990 günleri arasında Cumhuriyet Gazetesi’nde bir yazı dizisi olarak yayınlanmıştır.
• (İkinci yazı)
Şuurlu Müslüman Kimdir?
MÜSLÜMAN neler yapmaz? Numaralı bildireyim ki, çok açık, çok seçik olsun. (Maddeler önem sırasına göre değildir.)
1. Müslüman nefsini=kendini beğenmez, tebrie etmez=aklamaz.
2. Müslüman yalan söylemez.
3. Müslüman aldatmaz.
4. Müslüman verdiği sözü tutar.
5. Müslüman emanetleri ehliyet sahiplerine verir, ehliyetsizlere vermez.
6. Müslüman, derecesi neyse, ya fiilen, ya söz ve yazı ile, yahut kalp ile emr-i mâruf ve nehy-i münker yapar.
7. Müslüman yemede içmede, meskende, giyim kuşamda, binitte, her konuda israftan kaçınır.
8. Müslüman zekatını Kur’ana, Sünnete, Şeriata, fıkha uygun şekilde verir.
9. Müslüman zekatları haksız şekilde toplamaz, gasb etmez.
10. Müslüman ilmihalini doğru şekilde ve kendisine yetecek miktarda öğrenir ve öğrendiği bilgileri hayata uygular.
11. Müslüman, Ümmet denilen çok mübarek bir topluluğun bir ferdi olduğunu bilir, bunun şuuruna sahip olur.
12. Müslüman Rabb olarak Allahü Teala hazretlerinden razıdır. O’nun kemal sıfatlarla sıfatlı, noksan sıfatlardan münezzeh olduğunu bilir.
13. Müslüman, Kitap ve Düstur olarak Kur’andan razıdır. Kur’anın bütün emirlerinin, yasaklarının, öğütlerinin, koyduğu sınırların, hükümlerinin doğru olduğunu bilir.
14. Müslüman, din olarak İslam’dan razıdır. Allah katında doğru, makbul, hak dinin ancak İslam olduğunu kesin şekilde bilir ve hak din olmakta İslam’a ortak koşmaz.
15. Müslüman nebi ve resul olarak Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellemden razıdır. Onu seyyid, kaaid, mürşid kabul eder.
16. Müslüman, nizam olarak, hükümleri Kur’andan ve Sünnetten çıkartılmış Şeriat-i Garra-i Ahmediyyeden razıdır.
17. Müslüman kazançların helal, haram ve şüpheli diye üçe ayrıldığını bilir, haram ve şüphelilerden uzak durur.
18. Müslüman rüşvet almaz, rüşvet vermez.
19. Müslüman, zinanın haram olduğunu bilir ve zinayı kötüler ve onunla mücadele eder.
20. Müslüman, başkalarının karılarına kızlarına analarına şehvet gözüyle bakmaz.
21. Müslüman ribadan ve ribaya benzer kötülüklerden uzak durur.
22. Müslüman, kendisinin babasının kardeşinin dostunun aleyhinde de olsa doğru şahitlik yapar, yalancı şahitlik yapmaz.
23. Müslüman bâtıl alış veriş denilen kötülüklerden uzak durur.
24. Müslüman gıybetten, tecessüsten, nemimeden ve diğer dil âfetlerinden uzak durur.
25. Müslüman kafirleri dost ve velî edinmez.
26. Müslüman, kafirlere benzemez, onların örflerini âdetlerini hayat tarzını taklid etmez.
27. Müslüman biatsizlikten ve itaatsizlikten korkar; râşid ve âdil bir İmama biat ve itaat eder.
28. Müslüman, mü’min kardeşlerini ötekileştirmez, hepsini kardeş bilir.
29. Müslüman, cemaat tarikat hizip fırka meşreb grup parça baron; holiganlığı militanlığı fanatizmi yapmaz.
30. Müslüman fitne fesat nifak şikak yangınları çıkartmaz.
31. Müslüman ihalelere fesat karıştırmaz.
32. Müslüman haram kirli necis rant yemez.
33. Müslüman komşusuna eziyet etmez, ona rahatsızlık vermez, o komşusunun kurdu değil, meleği olmaya çalışır.
34. Müslüman kara kirli necis haram servet sahibi olmaz.
35. Müslüman târik-i salat ve târik-i cemaat değildir.
36. Müslüman Kezzaplardan, Deccallardan, Süfyanlardan nefret eder, onları asla sevmez, beğenmez ve desteklemez.
37. Müslüman, kendi günah ayıp ve kusurlarına bakıp ağlamaktan dolayı başkalarınınkileri göremez.
38. Müslüman, herkesin içinde ve arasında yemez içmez, kimseyi imrendirmez, üzmez.
39. Müslüman kibirli, gururlu, azametli olmaz; alçakgönüllü ve mütevazı olur.
40. Müslüman hilekar ve düzenbaz değildir, ölçü ve tartıda dosdoğrudur, içinde yalan bulunan aldatıcı reklam yapmaz.
41. Müslüman, canını çoluk çocuğunu Resulullah Efendimizden (Salat ve selam olsun ona) daha fazla sevmez, en fazla onu sever.
42. Müslüman, Bezm-i Ezelde Allahü Teala ile yapmış olduğu ahd ü misakı unutmaz.
43. Müslüman Resulullah Efendimize biatli, irtibatlı ve itaatlidir.
44. Müslüman kendisini günahsız, hatâsız görmez.
45. Müslüman, büyüklere saygılı, küçüklere şefkatli ve merhametlidir.
46. Müslüman istikamet=doğruluk dürüstlük sahibidir, eğrilik ve yamukluk yapmaz.
47. Müslüman ya göründüğü gibi olan yahut olduğu gibi görünen kimsedir.
48. Müslüman Tevhid inancına, Kur’ana, Şeriata aykırı inançları sahip değildir, bunlara aykırı söz söylemez, kanaat beyan etmez, fetva vermez, ictihad yapmaz.
49. Din konusunda bir ihtilaf zuhur ederse, Müslüman Sevad-ı Âzam (büyük karaltı) içinde yer alır.
50. Müslüman iyilik ve faziletlerini söylemez, (veli ise) keramet reklamı yapmaz aksine setr eder=gizler.
http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Dini_ve_Namusu_Olanlar_Kazanamazlar/19092#.UzHWWnIU_IU
Yorum:
Tüm İnsanlık İçin
Yukarıda yazılanlar evet çok güzel Müslümanların yapmaması gereken şeylerdir. Fakat her Müslüman bu yazılanlara riayet etse Kuran 'ı Kerim'e hiç gerek kalmazdı.
Yaratılış itibariyle insanlar hata yapmakta ve günah işlemektedir. Bu hata ve günahları yapmamak için tarih boyunca her topluluğa peygamber gelmiş daha sonrada kitaplar gelmiştir.
İşte en son kitap olan Kuran'ı Kerim tüm insanlığa gelmiş ve insanlığa barış düzeninde nasıl yaşanır anlatılmaktadır. Bu şekilde okumalı ve uygulamaları yapmalıyız. İşte bu tür hataların ve günahların işlenmesini engelleyen tek şey Kuran'da anlatılan yapılması istenilen barış düzeninin gelmesidir. Bu düzen gelirse, insanlar yaptıkları hareketleri gelişi güzel yapmak yerine düzene uygun yapmak zorunda kalacaklardır.
Eğer kötü bir şey yapıldığında onun cezasını çekeceğini bilecek ve ona göre davranacaktır. İnsanlar bu şekilde olursa kötü şeyler azalacaktır. İsterse yapsın, yaptıklarının karşılığını bulacağını bilecek ve adalet yerini bulacaktır.
Bizler düzenin gelmesi için anlamalıyız, çalışmalıyız.