03.01.14
Burası böyle işte... Düşünün ki, üç kıtada 600 yıl ağırlığını koymuş bir imparatorluğun mirasçısısınız... Cumhuriyetinizi kurduktan sonra da "Batılı" olmak için alfabenizi bile değiştirmişsiniz. Avrupa Konseyi'nin kurucusu, NATO'nun üyesi, Avrupa Birliği'ne üye adayısınız...
Ama bunlar hiç yokmuş gibi 1960'lardan başlayarak Türk siyasetinde "3'üncü Dünyalılık" oyunu oynanmadı mı? Mao'nun "İktidar silahların gölgesinde yeşerir" söylemine kapılan "Aydınlar" Milli Demokratik Devrim arayışında, askeri darbelerle kendilerini bulmaya çalışmadılar mı?
Bütün bu yılları aklı başında, ergenlik çağını geride bırakmış olarak yaşayan okur-yazarlardan bazılarının, içinde bulunduğumuz son krizler sarmalını hâlâ "Erdoğan olmasın da ne olursa olsun" saplantısı ile karşılamalarını nasıl anlayabilirsiniz?
Tamamı için http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/barlas/2014/01/03/mesele-iktidardan-degil-turkiyeden-yana-olmaktir
Yorum:
Türkiye’den yana olmak
Türkiye’den yana olmak! Ne yazık ki çok bildik değil. Ülkenin ne yaşadığı veya bundan sonra ne yaşayacağı pek çok kimsenin umurunda bile değil. Birileri ülke menfaati dışında bir şeylere hizmet ediyor, başkaları iyi yapıyorum zannedip yanlış müttefikler ediniyor. Yaşananlardan kriz elde edilemezse, suni krizler yaratılıyor, gündem meşgul edilip kafalar karıştırılıyor. Seçim öncesi oy toplama ve oy çalma yarışından alışkın olduğumuz bu durum seçimden sonra da devam edecek ve yol ayrımına gelindiğinde inşallah ne yaptığımızı biliyor bir halde olacağız.
Sistem arıza vermeye başladı, yavaş yavaş alarma geçiyor. Doğru sistem olmayınca kişinin iyi olmasının yeterli olmadığı iyice anlaşıldı. Her yer patlak vermeye başladı, dünya Adil Düzen'i bekliyor.