Erdoğan'ı ve Türkiye'yi bitirme operasyonu
20 ARALIK 2013-12-23
YUSUF KAPLAN
Cemaat'in yöneticileri, 'Okulları kapatın, dershaneleri değil!' başlıklı yazımdan sonra teşekkür ziyaretine geldiklerinde, 'Erdoğan'sız Türkiye' projesine nasıl baktıklarını sormuştum; verdikleri cevap, 'böyle bir şeyden Allah'a sığınırız' şeklinde olmuştu.
Ancak adına 'Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu' denilen ama asıl hedefi, Erdoğan'ı ve Türkiye'nin yürüyüşünü durdurmak olan, iç ve dış şebekelerin ortaklaşa gerçekleştirdikleri bütün çıplaklığıyla günışığına çıkan bu operasyonla birlikte, Cemaat medyasının, 'Erdoğan'sız Türkiye' operasyonuna bütün gücüyle destek verdiği, bu süreçte CHP, MHP hatta Ergenekon çetesinin artıklarıyla aynı kare içinde yer aldıkları ve bundan da hiç bir şekilde rahatsız olmadıkları görülüyor!
Eyvah ki, ne eyvah!
'İSLÂM'A KARŞI İSLÂM' SAVAŞI: MEZHEBÎ VE MEŞREBÎ ÇATIŞMA STRATEJİSİ
Bendeniz, her şeye rağmen Cemaat'le ilgili eleştirilerimi bu süreçte hep saklı tuttum.
Gerekçem şuydu: Küresel sistem, önümüzdeki -yüzyıllık- süreçte, 'İslâm'a karşı İslâm' stratejisini fiilen uygulamaya koymuştu. Ve bu stratejiyi, İslâm dünyasında, makro düzlemde mezhebî olarak, mikro düzlemde de meşrebî olarak Müslümanları birbirine düşürecek şekilde adım adım hayata geçirmeye başlamıştı.
Dahası, Müslüman toplumlar, bu lanetli stratejinin sonuç vermesine imkân tanıyacak her türlü zaafla maluldü zaten.
İşte böylesine kritik bir süreçte, 'İslâm'a karşı İslâm' stratejisinin Türkiye'de püskürtülebilmesi için gerek hükümet çevrelerine, gerekse cemaate basiret, feraset ve akl-ı selim çağrısında bulundum. Bunu hayatî bir sorumluluk olarak gördüm.
Ve her ne suretle olursa olsun, gücü elinde bulunduran Müslüman bir iktidarın, ne kadar eleştirirsek eleştirelim, bir Müslüman cemaate zarar vermemesi çağrısı yaptım.
Sonuçta, hükümet, bendenizin ve Sibel Eraslan gibi bir çok yazar arkadaşın bu tür çağrılarını dikkate aldı, dershanelerle ilgili kararı zamana yaydı.
…………………………………….
Bütün bunlara rağmen Cemaat medyası, yazdıklarımı çarpıtmaktan, çirkin bir şekilde 'kullanmaktan' çekinmedi.
Mesela pek çok internet sitesi, Türkiye'nin kendi kendini sömürgeleştirme, İslâm'ın bu ülkenin hayatından uzaklaştırılma süreciyle ilgili olarak kurduğum, 'haçlıların bin yıldır yapamadıklarını biz kendi ellerimizle yaptık' şeklindeki cümlemi, 'Tayyip Erdoğan, haçlıların bin yıldır yapamadıklarını yaptı' diyecek kadar ahlâk sınırlarını hiçe sayarak çarpıtmakta, internet ortamında, sosyal medyada dolaşıma sokmakta hiç bir sakınca görmedi!
Bu kadarını beklemiyordum. Meşrû bir şeye, gayr-ı meşrû yollarla gidilemez. Cemaat medyasının, her şeyi kendi çıkarları için bu kadar ilkesizce ve çirkin bir şekilde kullanması ürküttü beni.
CEMAAT, KENDİ AYAĞINA KURŞUN SIKIYOR!
Cemaatin yöneticileriyle yaptığımız görüşmede söyledikleri şeylere rağmen, Cemaat medyasının, 'Erdoğan'sız Türkiye' operasyonuna destek verme konusunda da aynı ilkesizlikle hareket ettiğini görmek beni kahrediyor açıkçası: Cemaat medyasında yayınlanan haberler, yazılan köşe yazıları, CHP, MHP ve benzeri aktörlerle birlikte 'Erdoğan'sız Türkiye' hayaline su taşıyor.
Ayrıca Fethullah Gülen'in, cemaatin operasyonla ilgisinin olmadığına (!) dair avukatı aracılığıyla yaptığı açıklama, tüyler ürpertici bir açıklamadır.
Zaman gazetesi, bu açıklamayı, Fethullah Gülen fotoğrafı eşliğinde aynen şöyle vermiş: 'Mesnetsiz iddialarla kamuoyunun dikkati soruşturmadan uzaklaştırılıyor.'
Bu nasıl bir açıklamadır, Allah aşkına!
Tek kelimeyle: Ürkütücüdür! Çünkü bu, her şeyden önce, Cemaat'in kendi ayağına kurşun sıkmasından başka bir anlam ifade etmez!
ERDOĞAN'I 'MEZARA GÖMÜNCEYE' KADAR!..
Öyle anlaşılıyor ki, iç ve dış şebekeler, hükümeti devirinceye ve Türkiye'nin bölgedeki yürüyüşünü durduruncaya, kısacası, 'Erdoğan'ı mezara gömünceye' kadar bu savaşı sürdürecekler.
Bu ürpertici gerçek bütün çıplaklığıyla ortadayken, Cemaat, Cemaat'in önünü sonuna kadar açan Tayyip Erdoğan'ı 'mezara gömecek' ve Türkiye'nin yürüyüşünü durduracak 'Erdoğan'sız Türkiye' hayaline su taşımakla, sadece kendi ayağına kurşun sıkmakla kalmadığını, aynı zamanda, İslâm dünyasının toparlanma hayallerini suya düşürdüğünü göremiyorsa, vay hâline Müslümanların!
OPERASYON BAŞARILI OLURSA, TÜRKİYE, PARÇALANIR VE LEŞ KARGALARINA YEM OLUR!
Şunu iyi bilelim: Bu operasyon, Erdoğan'ı ve Türkiye'nin yürüyüşünü durdurma operasyonudur.
Türkiye, iki yüzyıl boyunca, içeriden ve dışarıdan kuşatılan tek önemli ülkedir dünyada.
Tayyip Erdoğan, son üç yıldan bu yana geliştirdiği ekonomik kalkınma hamlesiyle, bölgesel ve küresel aktörlerle kurduğu stratejik, ekonomik ve teknolojik hayatî ilişkilerle, hem dış vesayete, hem de içerideki uzantılarına büyük darbe vurmayı başardı.
Türkiye'nin, ilk defa, tarihî yükümlülüğünü farkettiği ve küresel sistemin bölgemizi köleleştiren, kaynaklarını sonuna kadar sömüren oyunlarını püskürtmeye başladığı bir zaman diliminde, 'Tayyip Erdoğan'sız Türkiye' operasyonu eğer başarıya ulaşırsa, Türkiye parçalanmaktan ve leş kargalarına yem olmaktan kurtulamaz.
Tam da bölgemizin ve dünyanın haritalarının yeniden çizildiği, Türkiye'nin, yeni bir dünyanın kurulmasında kilit roller oynama sürecine doğru emin adımlarla yürüdüğü tarihî bir dönemeçte, Türkiye'nin önünü açacak tek sembolleşmiş dünya lideri olan Erdoğan'ın 'mezara gömülmesi', sadece Türkiye'nin değil, bölgenin masum ve mazlum halklarının geleceğinin de, dolayısıyla İslâm dünyasının zilletten kurtulma, bağımsızlaşma ve ayağa kalkma imkânlarının da suya düşmesi anlamına gelecektir.
Son söz: Hükümetin hem yolsuzlukların, hem de bu operasyonu tezgâhlayanların üzerine sonuna kadar gitmesi, Türkiye'nin bu belayı defedebilmesinin tek çıkar yoludur.
http://yenisafak.com.tr/yazarlar/YusufKaplan/erdogani-ve-turkiyeyi-bitirme-operasyonu/44560
YORUM;
TÜRKİYE=ERDOĞAN MI?
Hakemlik sisteminin kurulamamış olmasınız en çarpıcı
örneği şimdiki hükümet-cemaat savaşıdır.
Ne zannediyorduk Allah meleklerle mi bizi düzeltecek ti?
Daha kendi aramızdaki ihtilafları nasıl çözeceğimizi
bilmiyoruz.
Bilenlere de sormuyoruz.
Yazarımıza göre bu halde bile dünyanın kurtuluş
ümidi oluyoruz.
Gülsek mi ağlasak mı bilemedik.
Yazık ne ümitlerle Yusuf Kaplan beyin yazılarını
okuyorduk.
Farkını göremedik.
Başka bir “KAPLAN”ın sözünü hiç unutmamalıyız.
“Ey Müslüman kendi insanını yetiştirmedikçe,bu düzenin yetiştirdikleriyle
Bu kadar olur.”
Döndük dolaştık yine geldik”ADİL DÜZEN AŞİRETİ”’ni kurmaktan başlamaya…