15/12/2013
-Ülkemiz bağımsız kabul edilir, kendi çıkarlarına kendisi karar verir, muhalefet de bunu ister. Bu ya bizi yalnızlaştırır ya da saygın yapar.
-İç işlerimizde tamamen bağımsız olacağız. Dış siyasetimizde ise haklının yanında olacağız. Hakkın yanında olacağız. Hakkın galip geleceğine inanacağız.
-Ülkemizin çıkarını bir tarafta görüp onların çıkarı ile çıkarımızı birleştirmeliyiz. Kazanma yolu; iktidar-muhalefet, Kürt-Türk politikasıdır.
-Ülkemiz İslam ülkesidir. Tarih boyunca hep zayıfın yanında olmuş, tüm insanlığa yönetimi öğretmiştir. İngiltere, bugün Amerika, Rusya Çarlığı ve bugünkü Rusya, yönetme sanatını Osmanlılardan öğrenmiştir. İmparatorluğumuz yıkıldı ama Cumhuriyetimiz var, doğru siyasete devam etmeliyiz. Tarım dönemi sona erdi. Toprak fethetmemeliyiz, beyinleri fethetmeliyiz.
-Siyasi sınırların ötesinde sosyal sınırlar vardır. Yurt içinde yırt dışındaki ilişkilerde geçmişe değil geleceğe bakmak gerek.
-Siyasi sınırlar, ulusal güvenlik ve dünya barışı için çizilmiştir. Aynı soydan olup değişik ülkelerde yaşayanlar, ırk sınırları çizilebilir. Aynı dinden olup değişik siyasi sınırlar içinde yaşayanlar dini sınırlar çizebilir. Uygar devlet toplulukları, buna imkan veren topluluklardır.
-İki türlü siyaset vardır. Güçlenip hükmetmek, ya da güçlenip diğer uluslara yardımcı olmak. Halkı tutarsınız veya yönetimi.
-Ülkelerarası ilişkilerde diğer devletlere yardımcı olmak haklı tarafını tutup haksız olana cephe almak suretiyle dünya barışına ve uygarlaşmaya hizmet edersiniz. Dışarıdan gelen muhacirleri kabul eder, hem oranın halkını istemedikleri yönetimden kurtarırsınız, hem de oranın yönetimini asi halkından kurtarabilirsiniz. Mülteci kabul edemezsiniz. Çünkü bu karşı tarafın iç işlerine karışmadır ve oranın iç savaşını sürdürmektir.
-Güçlü ekonomiye ulaşıp çıkar paralelliği içinde birlikte yaşamak. Oysa bugün para kazanma politikası içindeyiz.
-Batı bugün çıkar çatışması üzerine oturmuştur. İslam ise çıkar beraberliği üzerine oturmuştur. Adil Düzen de iç ve dış politika çıkar beraberliğine dayanmaktadır.
-Kendi çıkarımız kadar karşı tarafın da çıkarını düşünmeliyiz. Başka devletlerin halkları ile yöneticiler arasında uzlaşma sağlamalıyız.
-Başka devletlerin halkı ile yöneticilerini bir saymak zorundayız. Sadece bize hicret edenleri kabul etmeliyiz. Hicret demek bir daha geri dönmemek üzere ayrılmak ve oradaki taşınmazları onlara bırakmaktır. Oraya geri dönseniz bile artık eski mülkünüz sizin olmayacaktır.
21/12/2013
Yolsuzluklar
-Farklı olayların birden ortaya çıkması bir operasyon olduğunu gösterir.
-AK Parti Milli Görüşün alternatifi olarak kerhen kabul edilmiştir. Ordu AK Partiyi desteklemiştir. Sömürü sermayesi onu indirmek için hesaplar yapmıştır. Ben AK partinin iki yıllık ömrü vardır demiş daha ilk kuruluşta yazmıştım. Ergenekon ve Balyoz olayları benim yazdıklarımı haklı çıkarmıştır. O yazılarımda tek eksik bıraktığım şey sermaye başarırsa demememdir. Sonra Ak Partinin kapatılması operasyonu geldi. Sonra taksim olayları geldi. Şimdi de yolsuzluk operasyonu geldi. Savaş ülkelerarası boyutta devam ediyor.
- Operasyon başbakana yapılmıştır. Uyumlu çalıştığı bakanların çocukları ile vuruluyor.
- Operasyonun dört sebebi vardır. Bir taşla dört kuş vuruluyor
a)TOKİ’de yolsuzluk var denecek ve TOKİ özelleştirilecektir.
b)Cemaat, bürokratlar isyan ediyor denecek ve inanmış kadro yönetimden uzaklaştırılacaktır.
c)Ak Parti bir yolsuzluk şebekesidir diye seçimlere etki yapılacak ve oyu %30’lara doğru indirilecek.
d)Obama, Putin, Erdoğan üçlüsünden biri devre dışı bırakılacak.
-Doğrusu, operasyon tek tek yapılmalıydı. Seçimden sonra yapılmalı idi, açık yapılarak suçlularla suçsuzlar, ortaya çıkmalı idi.
-Sorun bugünkü soruşturma sisteminden kaynaklanmaktadır. Gece yarısında alınan sanıklar gizli soruşturma ile hapse tıkanıyor. Sorumsuz savcı ve emniyet mensupları soruşturuyor sorumsuz hakimler karar veriyor. Adil Düzen’de ise soruşturmayı dedektif benzeri soruşturmacılar yapar. Önce dışarıdan sanıkların ayağına giderek şifahi soruşturma yapar. Sonra yazılı olarak cevaplar ister. Yazılı cevaplara göre olayları tespit eder. Polis kimseyi duruşmaya çağıramaz. Savcı da hakim de çağıramaz. Ancak bucak başkanı isterse duruşmalı soruşturma isteyebilir. Bucağı değiştiren kimse bu soruşturmadan kurtulur. Karakol soruşturmasına ise ancak hakemlerin kararı ile gidilir.
Soruşturmacılar da hakemler de sorumludurlar. Aleyhlerine sonra hakemler nezdinde dava açılır. Kasti yanlış kararları varsa cezalandırılır. Yoksa onların hatalı karalarını dayanışmaları tazmin eder.
-Polislerin görevden alınması, yanlıştır. Devlet görevlilerinin devletten maaş alıp başka odaklara hizmet vermesi de yanlıştır. Bu yanlış, hem devlete hem de o odaklara zarar verir.
-Biz Milli Görüş Partisini kurduğumuzda Gülen cemaati buna karşı çıkmış, devletin bürokratlarını değiştirmekle düzeleceğini iddia etmişlerdir. Onlar bununla uğraşır, biz düzen değiştirmekle uğraştık. Biz Kuran’a uyduk. Kuran iktidarı indirme yerine iktidarı uyarmayı emreder. Teşkilat hesap bize aittir der. Şimdi o bürokrat onu dinlemiyor, İslam düşmanının oyuncağı oluyor.
Erbakan’a da düzen değiştirelim demiştim. Bana planımız var, projemiz yok demiş, cari sistemde karşı güç oluşturmaya başlamıştı. İktidar olduk. Ama sermayenin emrine girdik. D8’ler başarılı olsaydı yine sermayenin emrinde olurdu.
Biz Kuran’a dayanıyorduk. Hak gelmeden batıl gitmez. Batılı gönderme solcuların işidir. Hakkı getirme müminlerin işidir.
NOT: Yazıda yer alan italik ifadeler Süleyman Karagülle’ye aittir.
Yorum:
AK PARTİNİN HATALARI
1-Cemil Çiçek Adalet Bakanı idi. Şahin Adalet bakanı idi. Bunları aldı, Milli görüş eğitimini almamış kişiyi adalet bakanı yaptı. Abdulkadir Aksu İç İşleri Bakanı idi. Beşir Atalay İç işleri bakanı idi. Onları aldı, Milli Görüşle hiç bir ilgisi olmayan bir eski valiyi İçişleri bakanı yaptı.
2-Suçlar şahsidir. Oğlu yolsuzluk yapsa bile baba sorumlu değildir. Diğer bakanlara bir diyeceğimiz olamaz. Ama Adalet bakanı ile İç işleri bakanı sorumludur. Bu kadar büyük operasyonun hazırlığı yapılırken bunların da haberi olmamıştır. O zaman beceriksiz, başarısız bakanlardır. Yahut haberi olmuş ihanet etmişlerdir Olayın akabinde derhal bu iki bakan görevden alınmalı idi. Polis müdürlerini, yeni başkanlar değiştirmeli idi.
3-Ordumuz millidir. Yedek subayları ile birlikte tüm halkımızdan oluşur. Muvazzaf subaylarımız da daha ortaokuldan başlayarak askeri eğitim alırlar. Türk halkını eğitirler. Onlar Türk halkını düşmanlardan korumakla görevlidir. Askerler komutanları, komutanlar askerleri severler çünkü kader birliği içindedirler. Polis ise kötü vatandaşlarla uğraşan paralı askerdir. O vatandaş düşmanlığı içinde eğitilmiştir. Çünkü o yalnız onlarla karşı karşıyadır. Karakola gittiğiniz zaman polis size de suçlu muamelesi yapar. Öyle alışmıştır. AK Parti orduyu karşısına aldı polise güvenmedi. Şimdi ummadığı dağlara kar yağdı.
4- Devlet başkanı güçlü olmalıdır, bilgili olmalıdır, tarafsız olmalıdır. Adil olmalıdır. Abdullah Gül adildir, ama güçlü değildir. Bilgili değildir, tarafsız değildir. Ben onun başbakan kalmasını, Erdoğan’ın Meclis başkanı olmasını, asker birinin cumhurbaşkanı yapılmasını önermiştim. Ben Gül’ü istemiyormuşum şeklinde anladılar, beni dışladılar. Oysa ben Akevler’i Gül’ün ailesi ile kurdum ve annesi de babası da benim en yakın dostumdur. Kendisi de Akevler’de yetişmiştir. Bu günkü olayları çözecek devlet başkanıdır.
Obama, Putin, Erdoğan üçlüsü galip gelecektir. Erdoğan gitse bile galip gelinecektir.
Bunun için yapılacaklar basittir.
1-Kitleri özelleştirme yerine özerkleştirme gerekmektedir. Halk Bankası ve TOKİ Vakıf İşletmelere dönüştürülmeli, İşletme, siyasi partilerin aldıkları oylara göre atadıkları yirmi yönetici ile hükümete bağlı olmadan yönetilmelidir. Siyasi parti meclis grupları denetiminde olmalıdır. Bunlar hakemlerden oluşan yargıya gidebilmelidir.
2-Bir genel af çıkarılarak, bundan önceki suçlar üzerinde yürütülmelidir. Bundan sonrası için adil yargı getirilmeli. Yerinden yönetim getirilmelidir.
3-AK parti, üç yıllık uydurulan prensiplerden vaz geçmelidir. Ne Gül, ne de Erdoğan Cumhurbaşkanı olmalıdır. Gül başbakan, Erdoğan meclis başkanı olmalıdır. Cumhurbaşkanlığına partilerin uzlaşabileceği bir orgeneral getirilmelidir. Uzlaşma formülünü ben verebilirim.
4-Siaysi Partilerin atadığı ilim adamlarından oluşan bir anayasa komisyonu oluşturulmalı, Akevlerin yardımı ile sağlanacak uzlaşma ile en kısa zamanda yeni anayasa çıkarılmalıdır.
Bunlar yapılmazsa sermaye bu tür oyunları oynayacak, oynayacak bir gün başaracaktır. Millete savunmak zorundayız.