Burada gereken hassasiyet; milyonları rencide edecek acele kararları almama basiretinin gösterilmesidir. Daha açık söyleyeyim, “örgüt”, “çete” olarak adlandırılanları, Hizmet hareketi ile bağlantılı kimseler gibi lanse etmek, Hizmet’i bir günah keçisi, potansiyel bir tehdit gibi göstermek yanlışın en büyüğü olur. Böyle bir yanlış, sadece bu milletin düşmanlarını sevindirir. Bu hançer, maşeri vicdanı paramparça eder. Türkiye’nin istikbalini karartır. Çünkü Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi, avukatı vasıtasıyla açıkça beyan etti; söz konusu kamu görevlileriyle, Hizmet camiasının en küçük bir ilgisi yoktur. Bunlar bahane edilerek masumlara toslamanın, manevî sorumluluğu çok ağır olur.
Hükümet, Türkiye Cumhuriyeti hükümetidir. Yabancıların değil, bizim hükümetimizdir. Onun yıpranmasını değil, başarılı olmasını vicdan sahibi herkes ister. Yanlış varsa, sandıkta düzeltilir. Demokrasinin gereği de budur.
Hükümete tuzak kurmak, dışarıyla işbirliği yapmak, Türkiye’nin adını dünyalara duyuranların işi olamaz. Tam tersine, bu ülkenin hayrına olan insanlar, istikrardan yanadır. Ülkenin, zincir atmasını istemezler. Çözüm sürecinin sekteye uğramasını da istemezler. Çünkü analar artık ağlamasın, derler. Üçüncü olarak da, milletimize kurulan bütün tuzakları, gönül beraberliğimizin, kardeşliğimizin, birliğimizin bozacığını bilirler, bunun üstüne titrerler…
AK Parti iktidarının kapısındaki yakın tehlike, makul olanın, hukukî olanın dışına çıkıp, her şeyi berhava edecek öfkeli bir kalkıştır…
http://www.zaman.com.tr/huseyin-gulerce/operasyon-ve-yakin-tehlike-_2186024.html
Yorum:
Yeni Bir Başlangıç Gerek
Yıllardır kutuplaşma ve çatışma üzerinden siyaset yapılan ülkemizde artık birbiriyle çatışmayan hiçbir parti, grup, cemaat kalmadı. Herkes bir korku içerisinde karşı tarafın kendisi için oluşturduğunu düşündüğü tehlikeye karşı çeşitli önlemler almanın peşinde.
Ülkemize zarar vermekten başka bir işe yaramayan ve git gide önüne geçilmez bir hal alan bu düşmanlık ortamına son vermek ülkesini seven herkesin üzerine sorumluluklar yüklemektedir.
Genel af ile işe başlayıp temiz bir sayfa açılabilir ve toplumun tansiyonu düşürülebilir. Sonrasında herkesin üzerinde ittifak edeceği bir cumhurbaşkanı tespit edilerek uzlaşmanın ve barışın önü iyice açılabilir. Bu sayede çatışmadan beslenen ve ülkemiz üzerinde hedefleri olanların planları boşa çıkarılabilir.
Bu olaylar umarım hayırlı başlangıçlara vesile olur.