19/10/2013
-Darbeler sıradan suç değildir. Hissi değil, aklidir.
-Müdahale vardır, darbe vardır, ihtilal vardır. İhtilal rejimi değiştirmedir. Darbe iktidarı değiştirmektir. Müdahale ise bozulan hukuk düzenini yeniden askeri metotlarla düzeltmektir. Anayasalarda sıkıyönetimler yer alır. Hukuki müdahale işe yaramadığı zaman askeri müdahale yapılır ve bu meşrudur. Müdahale edenlerin, bu müdahaleyi yapmak zorunda olup olmadıkları sonradan muhakeme edilir.
-Darbeler, görünürde olaylar sebebiyle yapılır. Oysa olay uluslararasıdır.
-Türkiye’nin gelişmesini istemeyenler vardır. Türkiye’yi geliştirmek isteyen iktidarları sömürü sermayesi indirmek ister. Menderes’i bunun için astılar. İran’da saltanata bu sebeple son verildi. Sivillerin önleyemediği karışıklıkları askerler müdahale ile önlerler.
-Basın ve büyük sermaye işbirliği yaptılar. Darbeleri desteklediler. Sonra da zengin oldular. Biz kazandık zannettiler.
-Küçük girişimciler, sermayenin istediklerini yaparsan seni yükseltirler. İstediğini yazmazsan mesleğini icra edemezsin. Hakim isen onun istediği kararı verirsin yoksa sürülürsün.
-Askerler, amirlerin emirlerine uyarlar, itiraz yetkileri yoktur.
-Askerlikte kurallar değil emir komuta vardı. Askerlikte davranışlardan değil, sonuçtan sorumluluk vardır. Askerlikte kişi sorumluluğu değil, ortak sorumluluk vardır. Askerlikte kim güçlü ise haklı odur. Hukukta bunların tam aksi olanlar geçerlidir. Kuran hukuk düzenine düzen diyor, din diyor, savaş durumuna değil. Savaş düzenine savaş durumu diyor.
-Askerlere de danışılmalıdır. Konular değerlendirilmeli. Anlaşma gerekir.
-Askerler görüşlerini söylerler. Görüş ne kadar saçma olursa olsun söylenir. Sonunda komutan karar verir. Sonra her asker komutanın doğru karar verdiğine inanır. Kuran bu usulü açıkça söyler.
19/10/2013
MİT'te Operasyon
-ABD ve İsrail gazetelerinde MİT Müsteşarının İran’a gizli haberleri aktardığı yazılmış. Erdoğan da bile bile bunu kurmuş.
-Bir devlet başka devletin gazetelerine veya kendi ülkesinin gazetelerine inanarak hareket etse o devlet yaşamaz. Kaldı ki Türkiye başka devletin verdiği bir haberi İran’a vermez. Ama kendi istihbaratını istediğine kullandırabilir. Kendi verdiği haberi aktarmışsa bunun müeyyidesi bir daha Türkiye’ye haber aktarmamasıdır. Biz de bunu istiyoruz. Biz İran’la olmayı sizinle olmaya tercih ederiz. O bizi sömürmüyor, O bizim komşumuzdur. Dindaşımızdır ve aramızda asırlardır savaş olmamıştır.
-Böyle bir iddia ortaya daha evvel atılmamıştı.
-Bugün ABD basını ile ABD yönetimi tamamen farklıdır. Basın sermaye yanında, ABD yönetimi ise patronların yanındadır.
-Dost ülkeler darbe konusunda bizi haberdar etmemişlerdir.
-Aksine komutanları çağırmış “Türkiye Sovyetlerin eline düşüyor, ya siz yapın ya da biz yapacağız.” diyerek zorlamışlardır.
-Halk dağa benzer. Gazetelerin sesini yansıtır. Onu da dost ülkelere bağırtır.
-Bu kadar basit şeyi halkın bilmediğini sanmamalıyız. Halk bütün bunlara sabırla uyar ve bağırmaz ama sonra bağıracakları gün gelince yere serer. Milletimizin büyüklüğü buradadır.
-Eksiğimiz dost görünüp düşman olanların peşinden gitmemizdir.
-Bilerek gidilmiştir. Her seferinde operasyon Türkiye lehinde olmuştur.
-Bu müsteşar, ideolojilerle değil gizli düşmanlarla mücadele ediyor.
-Basın birini övüyorsa bir hesabı vardır, yeriyorsa hesabı bellidir. Onu değiştirmek istiyor.
-Hedef Hakan değil, Erdoğan’dır.
-Siyasette operasyonlar tedrici yapılır. Hedefe temkinli yaklaşılır. Akevler, Suriye konusunda hata yaptı. Erdoğan devletlerin yanındadır. Kazanması kaybetmesi buna bağlıdır. Biraz daha dünyada neler olduğunu görmek gerekir.
NOT: Yazıda yer alan italik ifadeler Süleyman Karagülle’ye aittir.
Yorum:
Basın
AK parti iktidara geçtiği zaman Türkiye’nin dört sorunu olduğunu yazmıştım.
a) İşsizlik sorunu vardır
b) Yargı sorunu vardır
c) Terör sorunu vardır
d) Basın sorunu vardır.
İlave olarak demin en sonunda yazdığım basın sorununun başta olması gerekir. Çözüm olarak da basın kooperatiflerini önerdim.
Basın o kadar büyük şarttı ki Sermayenin yararlandığı bir haberi yayarak ortalığı allak bullak eder. MİT müsteşarının; İran’a gizli haber aktardığı yayınlanıyor. Ne yapıyor? Türkiye bu haberle uzak duruyor. Dış işleri aman benim hakkında da böyle bir şey yazmasın diye uzak duruyor. Bunlar uzak durunca İran da uzak durur.
Eğer ABD’de yayınlanan bu haber Türk basını tarafından da büyütülür tartışılmaya başlarsa, Erdoğan Fidan’ı harcar. Bunun çaresi nedir?
Bunun tek çaresi vardır. Herkesin inandığı bir basın oluşturmaktır. Herkes görecek ve bilecek ki bu yazarlar ve bu gazete, dergi televizyon gelişi güzel haber yayınlamaz. Tahkik eder gerçekten vermişse gizlemez “Verdi.” der. Herkes inanır. Vermemişse “Gazeteler yalancıdır.” der.
Milli basın burada kalmaz, artık bu gazetelerin neden bunları yazdığını tahkik eder, gerçekleri ortaya koyar halka duyurur. Halk kendi basınından emindir. Yalan söylemeyeceğine inanır. Çünkü şimdiye kadar doğruları söyledi. Irakta atom bombası yok dedi öyle çıktı. Suriye’de kimyasal silahı kim kullandı, tespit edilmedi. Belgeleri çıkmadı.
Demek bu durumda çözüm iki koldan yapılır. Bir tarafsız basın oluşturulur, o ne söylerse halk ona inanır. İkinci yapılacak iş ise müsteşar “Ben yaptım, yapmadım.” demeyecek, “Gerekli gördüğüm her yere bilgi de veririm, iş birliği de yaparım.” diyecek. Biz İran’la her zaman görüşürüz bilgi alışverişinde bulunuruz. ABD ile görüşüyoruz. Biz dostlarımıza haber etmeyiz. Aralını bozacak haberler götürüp getirmeyiz, ama aralarını düzeltecek haberleri her zaman iki tarafa da ulaştırırız.
Birileri insanlar arasına fitne sokarak, aralarını çatırdatarak kendi saltanatını sürdürmek istiyor. Onlar; İran, Türkiye ve ABD arasındaki uzlaşmayı anlama cihetine girmek istemedikleri için bizim hakkımızda ulu orta söz söylemektedirler. Biz düşmanlık üzerine kurulacak bir dostluğa karşıyız. Bizi yanlarında bulamazlar.
Fitne bazı yazarlara ve yayın organları da bizim söyleyeceğimiz bir şey yoktur. Yurt içi temsilcilerine de şunu haber vermek isteriz ki adil yargılama sistemi gelinceye kadar serbestsiniz. Gizli düşmanla bir olmaya devam edin. Ama bir gün gelir, yakıtınız biter. O zaman biz size bir şey yapamayız. Kendiniz kendi elinizle intihar edersiniz.
Tayyip’in gitmesi ile bu işin biteceğini sanıyorlar.
İt ürür kervan yürür. Türkiye Tayyip ile veya başka biriyle yürümeye devam edecektir. İtler havlayıp dursunlar.