Tasavvufsuz İslami Kalkınma Olmaz
1195 Okunma, 0 Yorum
Mehmet Şevket Eygi - Milli Gazete
Emine Hocaoğlu

28 Mart 2013

Bendenizin İslam tasavvufuna, gerçek tarikatlere, gerçekşeyhlere, mürşid-i kâmillere ne kadar taraftar, bağlı ve hürmetkâr olduğum yazılarımdan anlaşılır.

Tasavvufun gerçek İslam tasavvufu olması için mutlakaŞeriata uygun olması gerekir. Şeriata uygun olması için de Kur’ana, Sünnete veİcmaya uygun olmalıdır. İki türlü tarikat ve tasavvuf vardır:

1. İslam, Kur’an, Sünnet, Şeriat tasavvufu ve tarikati.

2. Bunlara zıt ve muhalif olan az veya çok bozuk tasavvuf ve tarikat.

Doğru tarikatın ve tarikatlının birkaç özelliğini sayayım:

Tasavvuflu ve tarikatlı Müslümanlar beş vakit namazıdosdoğru, çok büyük önem vererek kılarlar.

Onların itikadı sahihtir.

Allah veli kullarının=evliyanın hepsi sahih itikat üzeredir.

Resulullah Efendimizin (Salat ve Selam olsun ona) Sünnetine uymadan ne veli olunur ne şeyh ne derviş.

Anadolu’ya İslam tarikatle gelmiş, tarikatle yücelmiştir. Tarikatlerin bir kısmı bozulduktan ve daha sonra tümü yasaklandıktan sonra din hayatında gerileme başlamıştır.

Reformcu, modernist, dinde yenilik ve değişim isteyen mezhepsiz Afganîci, Abduhcu, BOP’çu bazı ilahiyatçılar tasavvufa ve İslam tarikatlerine son derece muhaliftirler ve yeniden açılmalarını engelliyorlar.

Yakın tarihimize bakalım:

Ehl-i tasavvuf ve tarikat Deccalların ve Kezzabların küfür ve irtidat hamlelerine karşı canla başla Kur’anı, Sünneti, Şeriatısavunmuşlardır. Bu yolda nice şehitler vermişlerdir. Onları minnetle anıyoruz.

Dinin zahir hükümlerini, Şeriatı korumak ve yüceltmek konusunda Halid-i Bağdadî Hazretleri’nin, Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî Hazretleri’nin, Abdülhakim Arvasî Hazretleri’nin ve benzeri meşayihin gayretleri, sebatları dillere destan olmuştur.

Yakın tarihimizde Silistreli Süleyman Hilmi Hazretleri’nin Şeriat hizmetleri ne kadar feyizli olmuştur.

Şeraitsiz tasavvuf ve tarikat olmaz. Bu gerçeği aklımıza iyice koymalıyız.

Şeriat zarurî temeldir. Tarikat bir nasip meselesidir.

Biz Anadolu Müslümanlarının veliyyinimetleri listesinin başında Ahmed Yesevi Hazretleri gelir. Anadolu coğrafyasına İslam, şeyhlerin ve dervişlerin himmetiyle girmiştir.

Eskiden Anadolu’nun büyük küçük her şehrinde tarikatlar ve tekkeler varmış. Tekkelerde namaz kılınırmış. Genellikle perşembeyi cumaya bağlayan gecelerde akşam veya yatsı namazından sonra zikrullah yapılırmış.Tekkelerde olgun, edepli, efendi Müslümanlar yetiştirilirmiş.

Türkiye’de eskiden dinî esaslar üzerine kurulmuşloncalar, ahilik teşkilatı, fütüvvet ahlakı varmış. Bunlar yıkılınca büyük bir çöküş, dejenere oluş, ahlaksızlık başladı.

Hangi tarikat olursa olsun dervişlerine, sevenlerine, muhiblerine, gelip gidenlere mutlaka ilmihalini öğretmelidir.

Bendeniz vakit namazını kılmadan zikir yapan tarikatleri beğenmiyorum ve bir daha meclislerine gitmiyorum.

Hayatım boyunca birtakım şeyhler gördüm, meclislerine gittim, sohbetlerini dinledim; hepsi de beş vakit namaz kılan ehl-i Sünnet itikadına sahip kimselerdi.

Bursa tarikatlerini ve şeyhlerini anlatan Yadigâr-ı Şemsi adlı kitapta okumuştum; şu anda ismini hatırlamadığım bir şeyh efendi elli sene boyunca farz namazları münferiden kılmamış, hep cemaatle kılmış.

Kendilerinde Kur’ana, Sünnete, Şeriata aykırı haller bulunan, alenen fısk ve fücur işleyen birtakım kimseler evliyaurrahman değil, evliyauşşeytandır.

Bügünkü iktidar büyüklerinden nâçizane istirham ediyorum: Bir an önce İslam tarikatlerinin açılmasını sağlasınlar, oralarda dine aykırıbir şey yapılmaması için bir Meclis-i Meşayih kurulsun; tarikatler holding, ticari şirket, banka gibi çalışamasın… Politikaya karışmasınlar… Bütünşeyhlerin icazeti olsun… İnşaallah…

Yazının devamı için;

http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Tasavvufsuz_Islami_Kalkinma_Olmaz/14293

 

Yorum:

Tarikat Yerine Kuran Olmalı

Eskiden tarikatların daha iyi olduğunu yazıyor. Evet bu olabilir. Çünkü eskiden Kuran sadece Arapça olarak vardı. Türkçe meailine izin verilmiyor, yasak ve günah sayılıyordu. Zaten halkın çoğu okuma yazma bilmiyordu. Kulaktan dolma bilgilerle namaz kılınıyor, haramlar öğreniliyordu. Kuran'da anlatılan kıssalar da hikaye şeklinde anlatılarak öğreniliyordu. Bundan dolayıdır ki tarikatlara değer veriliyordu. Toplantılarda topluca namaz kılınıyor  ve Allah'ı zikrediyorlar ve sohbetler sayesinde bilgileniyorlardı.  

İşte o zamanlar tarikat adam akıllı yapılıyordu. Günümüzde okuma  yazma bildikleri halde Kuran'ının Türkçesini okuyan kişilerin az olduğu görülüyor. Teknolojinin gelişmesiyle isteyen istediği bilgiye çabucak ulaşabilmektedir. Budan dolayı tarikatlar yerine Kuran'ı okumalı, anlamalı ve hayatımızın içine almalıyız. Kuran'da anlatılanlarla yeni topluluğu oluşturmak için çalışılmalıdır. Kuran faizi haram yaparken bizde helal olmamalıdır.

 

 

 

 

 

 

Emine Hocaoğlu






Sayı: 198 | Tarih: 31.03.2013
Mehmet Şevket Eygi
Tasavvufsuz İslami Kalkınma Olmaz
Tarikat Yerine Kuran Olmalı
1195 Okunma
Emine Hocaoğlu
Mehmet Barlas
Muhalefet olmak iktidar olmaktan farklıdır
İnadına Muhalefet Ancak Böyle Olur
1136 Okunma
Tayibet Erzen
Yusuf Kaplan
Hukukun hukuksuzluğu,hukuksuzluğun hukuku
İlk önce iç hukukumuz
1067 Okunma
Ali Bülent Dilek
Mahir Kaynak
Sosyal Yapı
Çağımızın sayısız Anayasası
1036 Okunma
Süleyman Karagülle
Ahmet Hakan
‘Türk bayrağı’ demeyecek miyiz?
Irkçılık tohumları ekildi, şimdi sulanıyor
1009 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Hüseyin Gülerce
Bekleyelim,silah bırakacaklar mı?
Nereye Kadar?
968 Okunma
Zafer Kafkas


© 2024 - Akevler