Dink cinayeti, Türkiye’de derin devlet yapılanmasını gözler önüne serecek en önemli suikasttır. Benim kanaatim şudur: Ergenekon denilen yapının üzerindeki derin devlet, yargılama ve tutuklama süreçlerine rağmen gücünü yüzde 80 koruyor. Silahlı Kuvvetler içinde, Emniyet içinde etkileri ve varlıkları devam ediyor. Polislerin, yargı mensuplarının bir kısmının, AK Parti iktidarı döneminde pervasızca hareket etmeleri başka nasıl açıklanabilir? Nasıl olur da, delil karartma, delilleri gizleme ve yok etme büyük bir cüretle yapılabilir? Böylesine bir cesaretin kaynağı nedir?
Bu cinayet, AK Parti’yi bitirme planının en önemli hamlesidir. Bu cinayetle, 2007 yılında düşünülen darbenin düğmesine basılmıştır. Kaos ortamı için ilk işlenen cinayet, 5 Şubat 2006’da Trabzon’da Rahip Santoro’nun öldürülmesidir. Arkasından 17 Mayıs 2006’da Danıştay saldırısı gelmiş, Mustafa Yücel Özbilgin katledilmiştir. 19 Ocak’ta Hrant Dink, 18 Nisan’da Malatya’da Zirve Yayınevi’nde çalışan Hıristiyan misyoneri 3 kişi, boğazları kesilerek öldürülmüştür.
http://www.zaman.com.tr/dink-cinayeti-2007-darbesi-/2042123.html
Yorum:
Hedef Millet
Bugün iktidarda olan siyasi iradenin bir grubun anlayışına, düşüncesine yakın olması ortaya çıkan her olayın bu iktidara karşı bir yıkma, bitirme çalışması olarak yorumlanması, algılanması ve herkesin buna inandırılarak kamuoyu oluşturulması, bu olayların ortaya çıkmasının nedenlerini doğru anlamamıza engel olmakta ve doğal olarak çözüm yollarının da yanlış yerlerde aranmasına yol açmaktadır.
Dink ve onun gibi cinayete kurban gidenlere bunu reva görenlere bu cesareti veren ve devlet içinde organizasyon kurma gücünü sağlayan sistemi sorgulamadan sorunun çözülmesi zor görünmektedir. Bu cinayetlerden, olumsuzluklardan şikayet edenler sistemin değişmesi için herhangi bir çaba göstermemektedirler. Çünkü bu sistem onları şu an güçlü duruma, hakim duruma getirmiş durumdadır.
Dink ailesinin ve onlar gibi birçok ailenin acılarını bir nebze de olsa dindiremeyen adalet sistemini 10 yıldır reforme edemeyen bir siyasi iradenin sermaye için bulunmaz nimet olduğu açıktır. Yapılanlar Akp'yi bitirmek için değil millete karşı yapılmış olup güven, huzur ve barış içerisinde bir arada yaşama arzusunu baltalamaya yöneliktir.